Cidden Bak... - Bölüm 25

10 1 0
                                    


Sonunda Bal'ın ayağında ki alçı sabahın 7sinde başlayan koşturmayla çıkarılmıştı. Sabahın erken saatinde Bal, kapının deli gibi çalmasıyla uyanmıştı. Bal, kendini yatağa mıhlamayı denediyse de eninde sonunda doktora gitmesi gerekiyordu... Allahtan Müge hala onunla kalıyordu. Aylin'in hamile olduğunu Cenk'e söylemesiin ardından Cenk kesin ve net bir şekilde artık Bal'ın yanında kalmaması gerektiğini dile getirdi.

''Yaa saçmalamayın. Hamile kadın nereye yardım edecek sana. Düşsen nasıl kaldırsın seni Allah aşkına Bal. Bundan sonra Aylin kalamıyoru kusura bakmayın Bal'ın yanında, zaten şurda ne kadar kaldı alçının çıkmasına'' dedikten sonra Aylin'in bütün itirazlarına kulaklarını tıkamıştı. Bal, Cenk'in baba olacağını öğrendikten sonra bu kadar değişeceğini söyleseler inanmazdı ama adam bildiğin Fırın erkeği olmuştu canım. Eskiden Aylin'e karı daha yumuşak ve ağlamaarına karşı daha korumasızdı ama şimdi hem Aylin'i hem de bebeklerini düşünmek zorundaydı. 'Vay be' diye geçirdi Bal içinden Cenk büyük konuşmasını yaparken. 

''Cenk,  dostum oldun sen.... oldun'' derken Bal, yüzünü memnun olduğunu belli eder bir ifadeye sokmuş ve Cenk'e bakıyordu. 

Aylin geceleri kalamadığı için Bal'ın yanında artık sürekli Müge kalıyordu ve sabahın erken saatinde deli gibi çalan kapıyı açtığında karşısında gördüğü adama ateş püskürmeye hazırdı.  Yani sonuçta hangi deli sabahın  7sinde gelip kapıya dayanırdı ki? 

Müge, yataktan kalkmış  - daha doğrusu zorla kaldırılmış - olmanın verdiği sabah şekerliğiyle (!!) kapı önünde dikilen Cem'e baktı. 

''Cem.....''

''Kaç saattir kapıyı çalıyorum... ne açmıyorsunuz ya!!'' diye kendince çenkirirken Cem ayın anda içeriye girmeye kalktı ama Müge'nin alev almış gözleri ve sinirli bakışlarıyla karşılaşınca attığı adımı geri aldı.

''Sabahın 7'sinde kapıya adam dayanacağı gelmedi aklımıza, ondan alarmı kurmamışız işte... N'aparsın.... Oğlum, manyak mısın sen sabahın bu saatinde zile deli gib basıyorsun Hadi kapı zilini aşındırdın, onu geçtim, bu saatte ne işin var senin burda....'' Müge konuşurken Cem'n bir adım geri gitmesini fırsat bilip vücuduyla kapıyı kaplamıştı. 

''Ya Bal bugün alçıyı çıkarmaya gidecek ya... .işte ben yardıma geldim. '' Cem başını önüne eğmiş, elleriyle oynarken konuşuyordu. 

''Birincisi, Bal daha uyuyor. İkincisi doktor randevusu öğleden sonra 3'te. Üçüncüsü zaten Kaan gelecek Bal'ı almaya. Dördüncüsü....... Cem kaybol gözünü seveyim...'' dedi ve kapıyı kapatmaya çalıştı ama Cem, Müge'den önce davranmış, kapıyı kapatma hamlesi sırasında oluşan boşluktan kendini eve atmıştı.

''Buraya kadar geldim artık. Kahvaltı yaparız beraber...''diyerek mutfağa yöneldi.

''Cem, uykum var. Bal da uyuyor daha. Kahvaltı yok bu saatte...Uyuyoruz biz daha...''

''Ya buraya kadar geldim, erkenden kalktım... Ayıp olu...''

''Cem!!!!!!'' Cem'im sözünü kesen Bal'dı. Bu adamın sabahı bu saatinde karabasanın yeni versiyonu gibi ne işi vardı. Bu adamla tekrar karşılaştığı günden beri kurtulamamıştı. 

''Ben de diyorum bu sabah sabah gelen manyak kim...'' Bal,  gözleri hala yarı kapalı bakıyordu CEm'e.

''Ayıp oluyo ama artık yaa....İstenmiyor muyum ben bu evde... yardım etmeye geldim ben, şu muameleye bak...'' Cem, küsmüş çocuk gibi omuzlarını oynatıyordu.

''Cem, çok fena dalarım sana... Sabah sabah git nişanlına nazlan, uğraşamam seninle. Ben yatıyorum Müge, sen de git yat bence...bu da gitsin evine...'' Bal arkasını dönüp değneğiyle odasına doğru ilerlemeye başladı.

adını koyamadım ki.....Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin