Müge şaşkınlığını saklayamamış ve bir anda ağzından dökülen kelimelerle Melisa'nın yüzüne baka kalmıştı. Melisa'yı içeri alsa bir türlü, almasa bir türlü diye düşünürken Bal'ın sesini duydu.
''Müge, kim gelmiş?'' aslında Bal'ın soru sormuyordu, zira kapı açıldığında gelen çığlığı tanımış, gelenin kim olduğunu anlamıştı. İşte şans bu ya, belki gelen o değildir umuduyla konuşmuştu.
''Canım, Melisa gelmiş....'' Diyerek Müge salona ilerledi. Melisa da arkasından salona girdi.
Salondakilerin şaşkınlığı tarihe geçecek kıvamdaydı. Bu neydi Allah aşkına, normal bir gün geçiremeyecekler miydi? Bal, Kaan'ın baktı yan gözlerle, acaba ne hissediyordu? Üzülmüş müydü? Sinirlenmiş miydi?
Kaan, salon kapısından giren kadına baka kalmış, nasıl oluyorda bu kadın burda Bal'ın evinde karşısında çıkmıştı, onu düşünüyordu. Evet, 4yıl önce yaşadıklarından sonra herkes onun Melisa'yı her gördüğünde yıkılacağını, üzüleceğini düşünmüştü ama o Bal ile karşılaştıkları gece onunla yaptığı sohbetten sonra yaşadıklarına farklı bir açıdan bakmayı başarmış ve Melisa'nın yaptıkları karşısında hissettiklerinin Melisa'ya olan aşkından değil de gururundan kaynaklandığını anlamıştı. Evet, Melisa'yı sevmişti ama bu bir erkeğin bir kadına duyduğu aşk gibi değildi. Onu çoğu zaman kadın olarak göremediğini de itiraf edebilmişti kendine. Melisa'yla ailelerinin ve arkadaşların bir araya sık sık gelmesi sebebiyle çok fazla aynı ortamlarda bulunmuşlar ve genç oldukları için de birbirlerinden etkilenmişlerdi... Yada Kaan öyle düşünüyordu. Yani sonuçta Melisa gibi birini insan olarak sevmek bile zordu ama Kaan onun en kötü ve iyi yanlarını görmüş ve tanımıştı.
Sonuç olarak, Melisa'nın Bal'ın evinde karşısına çıkması - ki daha önce de pek çok kez karşılaşmışlardı, yani ne sanıyordu bu insanlar, aynı şehirde yaşıyorlar ve aynı çevreden insanlarla görüşüyorlardı -garip gelmişti.
Melisa, salına salına içeri girerken salonda gördükleri karşısında ağzını timsah gibi açıp ''Aaaaaa, Kaan..... Cem!!???Sizin ne işiniz var burda'' dedi.
Cem adını duyduğunda gözlerinin gördüklerini kulaklarıyla teyit etmiş gibi irkildi. Ne işi vardı bunun burada?
Bal'ın meraklı gözleri Melisa, Kaan ve Cem arasında mekik dokuyordu ve inanın bu mekik gerçek olsa renk karmaşasından aklınız karışırdı. Tamam, Kaan ve Melisa arasındakileri biliyordu da Cem'i nereden tanıyordu Melisa....
''Bebeğim, senin ne işin var burada??? Bal'ı nerden tanıyorsun?'' diye endişeyle sordu Cem. Bal ile aralarını tekrar yapmaya çalıştığı sırada Melisa'nın onu tanıdığını öğrenmek Cem'in hayallerine balyoz gibi inmişti.
''Aşşkitom, Bal bizim düğünümüz için aktivite organizasyonunu yapıyor....??'' Sesi şımarık bir velet kıvamındaydı, Cem'e cilve yaptığını sanıyordu anlaşılan.
Bal, duyduklarına inanamıyordu...'aşkitommm' mu demişti o? Cem ve Melisa mı? Beraber mi? Bal, resmen eski sevgilisinin düğününe yardımcı oluyordu. Adamı son zamanlarda sürekli görmek yeterince kabus yaşatırken bir de düğününe yardım ettiğini bilmek...
''Ohhhh suyundan da koy'' dedi Bal ve bir an Kaan' baktı.... Hiç şok olmuş bir ifadesi yoktu. Daha çok bozuk bir kuruyemiş yiyip ağzının tadını bozmuş ifadesi vardı yüzünde. Ay, Bal nefret ederdi bozuk kuruyemişten. Ne alaka bir anda kuruyemiş aklıma geldiyse...Kafasını sallayıp evinin salonunda ki gerçek dünyaya geri döndü.
Melisa, Cem'in boynuna abartılı bir coşkuyla sarılırken Cem'in yanında ki koltukta oturan Kaan'ı gördü. Daha doğrusu yeni görmüş gibi yaptı demek daha doğru olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını koyamadım ki.....
عاطفيةHayatı rahat ve özgür yaşamaya alışmış Bal, Kaan'la karşılarırsa.... hem de tekrar..... ve hatırlamazsa, hatırlayamazsa.... Modern ama bir okadar havalı Kaan, Bal'ı tekrar gördüğünde Bal'ın kendisini hatırlamadığını anlarsa... Karşılaşmaları ikisin...