Omuzunu tutan elin kime ait olduğunu görmek için arkasını döndü Bal.
''Gruptan oldukça uzaklaşmışsın. İyi misin?'' dedi Kaan.
''A, evet iyiyim. Biraz hava alacaktım. Sıcak geldi...'.
''Dur seninle geleyim, biraz hava bana da iyi gelir''
Bal'ın kaçma şansını yok etmişti Kaan. Haliyle beraber dışarı çıktılar. Elinde hala birası vardı Bal'ın ve bir sigara yaktı. Kaan'a da sigara ikram etti ama o istemedi. Barın kalabalık oluşu, müzik ve hava durumu konusunda oldukça 'geyik' sayılabilecek bir sohbete girdiler kapı önünde. Konuştukları konular 'geyik'ten öteye gitmemesine rağmen Bal bu durumdan hiç şikayetçi değildi. Kaan yakışıklı, uzun boylu, hoş bir adamdı. Daha bara girmeden bile onlara doğru yürürken Bal'ın ilgisini çekmişti. Zaman akıp gidiyordu,Kaan denilen adamda da çok sıcak bir hava vardı ama artık Bal'ın ayakta duracak hali kalmamıştı ve gitmek istiyordu. Biraz daha barın önünde kapıda ayakta sohbet ederlerse, Bal yere oturup bağdaş kuracaktı yorgunluktan. Aylinle geçen bir günden sonra ruhu ve bedeni dinlenmeyi hak ediyordu. Aslında ilk fırsatta kendini bir SPA otele atsa iyi olacaktı, güzel bir masaj, keyifli bir tatil ve çatlak arkadaşlarından uzakta tek kişilik 'serbest'zaman.... 'Serbest' zaman benzetmesine Bal her zaman gülerdi. Okulda ders aralarında kendinize ait serbest zamanlar olur ya hani, Deli dolu çatlak arkadaşlarının enteresan hayatları arasında Bal'ın da kendine ait 'serbest' zamanı olmalıydı. Şarttı bu....
Kaan, Bal'ın kendi dünyasında fikirlere dalıp gidişini ve belli ki komik ve eğlenceli olan bu fikirlere gülmesini izlerken onu bunca zaman sonra özlediğini farketti. Kaan'ın bakışları sanki Bal'a bir şey anlatmaya çalışır gibi bir hal alınca Bal dayanamayıp sordu ''söylemek ya da sormak istediğin bir şey mi var. Gözlerin çok imalı ve afacan bakıyor.''
''hatırlamıyorsun değil mi?'' diye sordu Kaan.
''neyi hatırlamıyorum??'' dedi Bal. Bal'ın içinde hatırlamadığı şey yüzünden ufak çaplı bir panik doğdu. 'neyi hatırlamıyorum ben be?'
''beni'' ...
''Seni?''.... 'niye sen? Sen hatırlamam mı lazım? Kimsin sen? Vergi memuru değilsin belli.... Eski sevgilim değilsin orası kesin yoksa seni unutmazdım, zaten eski sevgilim de olmazdın bu durumda...aman neyse.....' Bal deli gibi kendi iç sesiyle konuşuyordu....
''Yok, hatırlamıyorum....'' bir süre Kaan'ın yüzüne baktı.... '' çok fena ayıp ediyorum galiba şu an. nasıl hatırlamam di mi. nasıl hatırlayayım ki...... Allah'ın beynime oksijen yolla, anılar depreşsin n'olur'' son cümlesini söylerken yukarı kaldırdı bakışlarını. Son söylediklerini sesli olarak mı söylemişti Bal?
''Ay ben sesli olarak mı düşündüm yine??'' Derken Kaan'ın ögzlerinin içine akıyordu...Ne kadar tatlı bir kızdı bu, tam da Kaan'ın hatırladığı gibi...
Kaan, Bal'ın onu hatırlayabilmesini umduğu için belki etkili olur diye parlak gözlerini Bal'ın gözlerine dikmişti. Tepkisini, yüz ifadesini hepsini aklına işliyordu. Hiç değişmemişti. Hala, Kaan'ı ilk tanıştıklarında etkileyen garip bir tarzı vardı ve insanın ruhunu görüyor gibi bakan gözleri vardı. Bal, Kaan'ın bakışları altında onu nerden tanıdığını düşünüyordu. Bal'ın gözleri düşündüğünü ele veren bir şekilde Kaan'ın yüzüne kitlenmişti ve çok şaşkın görünüyordu. Adam yakışıklıydı, bakımlıydı, anlaşılan Cenk ve Aylin de onu çok seviyorlardı. Gözleri, boyu, eller, sesi... ah o sesi...hele dudakları... fazla çekiciydi sanki...
'oha, adamı nerden tanıdığımı düşünmekten fantezi olayına yatay geçiş yaptım'
Bal, sigarasından son bir nefes çekip yere attı, birası da bitmişti. Artık bu utanç dolu dakikalardan kaçabilirdi. Tam bir şey söylemek için ağzımı açmıştı ki, Kaan ''hadi içeri girelim artık'' dedi. Kaan'ın konuşması Bal'ı Kaan'ın süslediği fantezi dünyasından gerçek dünya'ya geri getirdi.
''Ha, yok. Ben kaçıyorum. Yeterince eğlendim ve çok yorgunum. Bizimkilere söyler misin? Teşekkür ederim'' dedi Bal ve arkasına bakmadan taksiye durağına doğru ilerledi. Hem utanmıştı hem de anlamsız bir panik yaşamıştı. Ayaküstü adamla ilgili fantezi kurmaya başlamıştı. Taksiye bindiğinde de eve geldiğinde de kafası Kaan'la dolmuştu. Uzun zamandır kimseyi aklına böyle takmadığını farketti Bal, kalbinin ve aklının kapılarını bir süre kilit altında tutmuş ve karşısına çıkan hiçbir adamı bir 'erkek' olarak görmemeye dikkat etmişti. O geceye kadar...Kaan, Bal'ın bile farketmediği bir şekilde ruhuna seslenmişti.
Kapıdan içeri girdiğinde, yorgunluktan makyajını – ki bu siyah göz kalemi ve rimel oluyor- çıkarmadan yatağa attı kendini. Uykunun onu kendine getireceğini sanıyordu...rüyaları onu rahat bırakırsa tabii...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını koyamadım ki.....
RomanceHayatı rahat ve özgür yaşamaya alışmış Bal, Kaan'la karşılarırsa.... hem de tekrar..... ve hatırlamazsa, hatırlayamazsa.... Modern ama bir okadar havalı Kaan, Bal'ı tekrar gördüğünde Bal'ın kendisini hatırlamadığını anlarsa... Karşılaşmaları ikisin...