Pazar günü tembellik yaparak geçirdi evde. Evdeki odalarından birini atölye haline getirmişti Bal. Işık alan, kullanışlı bir odaydı burası. Tabi burası dışında eski derme çatma büyükçe bir de dükkânı vardı ama daha çok depo görevi görüyordu. Mobilya dışında ki bütün işlerini evinde yapıyordu. Son çalışması kâğıttan yapılmış orta sehpa üstü dekoruydu. Eğer başarılı olursa, internet üzerinden oldukça talep göreceğine emindi. Yapması kolay görünse de oldukça zaman alıyordu. Tembellikten sonra tabak mı süs mü olduğuna karar veremediği çalışmasıyla ilgilenmeye karar verdi. Üç-dört saatini buna harcadığını fark ettiğinde, akşam yemeği için evde hiçbir şey olmadığını hatırladı ve alışveriş yapmaya karar verdi.
Döndüğünde güzel bir banyo yapıp televizyonda güzel bir film izledi. Günü sakin ve yalnız geçirmiş olmanın keyfini sürerken birden aklına bütün gün Aylin'in onu aramadığı geldi. Bir gece önce birden kaçmasına kızmış olabilir miydi?
'Yani sonuçta Aylin bui belli olmaz da....Yok canıııım' diye söylendi Bal kendi kendine.
Daha önce de yapmıştı bunu ve Aylin böyle şeylere kafayı takmayacak kadar samimiydi Bal'la. Tam kafasında senaryolar kurmak üzereyken telefon çaldı, ''iyi insan laf üstünde'' diye söylenerek telefonu elime aldığında arayanın Müge olduğunu gördü.
Müge, bermuda şeytan üçgeninin son noktasıydı ve toptan dekorasyon malzemesi satar, uzak doğudan ve farklı ülkelerden ne bulursa enteresan getirirdi. Oldukça iyiydi işinde. Çok kafa kızdı ve mantık düzeyi Bal'a yakındı. Uzun zamandır görüşememişlerdi, bu nedenle Salı akşamı yemek için sözleştiler. Gece yarısını biraz geçe izlediği film bitmişti. Film bitmişti ama Bal'ın kafası hala Aylin'deydi, onu daha da merak ediyordu artık. Aylin'i tanırdı, hiç öyle eğlenceli bir barışma partisinin ardından dedikodu yapmamak için Bal'ı aramadan durmazdı. Bal, Aylin'i aramak istedi ama saatin kaç olduğunu anladığında merakını giderme işini ertesi güne bırakmanın daha iyi olacağına karar verdi.
Pazartesi. Nedense oldu olası sevememişti bu ismi Bal. Neyse ki mesai saati gibi bir sıkıntısı yoktu. Kalktığında saat 11.oo geçiyordu. Karnı acıkmıştı. Tam kendime yiyecek bir şeyler hazırlıyordu ki Aylin aradı. Telefonu heyecanla açtı Bal.
''ooo prenses. Sen yaşıyor musun? Nasıl oldu da beni dün aramadın sen bakim?'' dedi hemen.
''Sorma Bal, dün öğlene kadar uyudum, ay zaten son zamanlarda pek bir dengem değişti....Kalktığımda da Kaan bizdeydi. Oradan buradan sohbet derken günün nasıl geçtiğini fark etmedim.''
Aylin bir an durdu. '' Ya gecenin bir vakti ulakla haber gönderip sindirella'nın 21yy versiyonu pozunda sıvıştın bardan. Asıl senin araman lazım, niye be aramadım diye suçlu oluyorum şimdi deli. Sen naptın, neden erken kaçtın gece?'' Vay Aylin hanımın Bal'ı aramayı düşünemeyecek kadar kafası dağınıktıysa, gece oldukça hareketli geçti demekti. İşte buna sevinmişti Bal.
''Bilmem hatırlar mısın? Cuma gecesi çalıştıktan sonra geç yattım ama pek yakın bir arkadaşım cumartesi günü sabahın köründe beni ağlayarak aradı. Onun yanına gitmek zorunda kaldım. Sonra da para kazanmama yardımcı olabilecek bir şeyler bulurum diye kemeraltına gittim. Akşam da o pek yakın başka bir arkadaşım zorla beni barışma kutlamasına götürmesin mi... Bitkinlikten yığılacaktım ama arkadaşımın mutluluğu daha önemli dedim.... Deli....'' İkisi de gülmeye başladı.
Cenk'le arasındakileri yoluna koymuştu Aylin. Pazar günü de Kaan'ın gelmesi, Cenk'le aralarında ki kavga konusunun tekrar açılmasını engellemiş olmalıydı. Bu iyi olmuştu.
''Fıstık, yarın Mügeyle buluşuyoruz, plan yapma.'' dedi Bal.
''Tamam...bu arada dün Kaan seni sordu. Cumartesi gece dışarda hava alırken bir anda kaçmışsın, o da seni merak etmiş, oldukça ilgiliydi valla.'' Dedi Aylin. Bunları söylerken sesinde hem hoşnutluk hem merak gizliydi.
''Ya, Aylin, ben Kaan'la daha önce tanıştım mı? Bara girerken sen birbirimizi tanıyormuşuz gibi konuştun, o da çıkışta beni hatırlamadın mı diye sordu. Öyle kalakaldım adamın karşısında, ne diyeceğimi bilemedim...Hatırlamadım ama tanıdık geliyor tabi.'' dedi.
Aylin gülmeye başladı. ''Gerçekten ya ben de unutmuştum, siz daha önce tanıştınız. Ya hani 2 sene evvel Cenk'in bir arkadaşı nişanlanacaktı, hatırladın mı? Senden nişan törenleri için hediyeler hazırlamanı istemişti. Gelin adayıyla tanışmıştın, kız onu isterim bunu isterim diye bir sürü şey sıralamıştı da sen 'bu kız sabır sınırımı zorlamasını çok iyi biliyor 'diye dert yanmıştın. Kız nişana 2 gün kala terk etmişti çocuğu ama senin son gün haberin olmuştu. İşte o damat adayı, bizim Kaan'dı ama sen Kaan'la nişan bozulduktan sonra tanışmıştın. Nasıl oldu da unuttum ben bunu.'' Bu sırada kahkahayı bastı Aylin. Aylin kahkahasının keyfini sürerken Bal biraz anılarını deşmeye başladı. Kafası durmuştu. Anlaşılan Kaan'ın o sıralarda insan üzerinde pek etki bırakan bir şekli yoktu ki adamı hatırlamıyordu. Telefonda arkadan Cenk'in sesi geliyordu. Aylin kahkahasını bitirince devam etti. ''Canım, Cenk yardım istiyor. Yarın akşam buluştuğumuzda konuşuruz, bütün detayları anlatırım sana Kaan'la ilgili. Öptüm''.
Telefon kapandıktan sonra Bal, kendini koltuğa bıraktı, televizyonu açtı...Ekranda abuk bir tv programı vardı. Gözler ekrandaydı ama izlemiyordu.
'Vay be...Adam bir defa gördüğü ve nişan töreni için sipariş verdiği birini çok iyi hatırlıyor. Sağlam kafa yada benden çok etkilendi'. Aklından geçene kendi kendine gülerken farkına vardı ki bu düşünce hoşuna gitmişti, gerçekten Bal'dan etkilenmiş olabilir miydi acaba...Yoksa Aylin'in dediği gibi müstakbel terk edilen damat nişan kutlamasının iptal edilmesi yüzünden Bal'a karşı mahçup muydu...?? Yok artık canım dedi Bal kendi kendine. Aylin'in, Kaan'la ilgili anlatacaklarını merak etti Bal, onun hakkında daha fazla şey öğrense iyi olurdu. Ne de olsa yakışıklı bir adamdı. Bal, evin içinde kahvaltı keyfi yaparken sesli olarak konuştuğunu fark etti bir süre sonra. 'Ay bir kedi falan mı alsam, baksana kendi kendime konuşuyorum salonun ortasında. Hayır sorun değil de, biri görse....'' kendi kendine gülmeye başladı....
![](https://img.wattpad.com/cover/47872622-288-k139702.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını koyamadım ki.....
RomantikHayatı rahat ve özgür yaşamaya alışmış Bal, Kaan'la karşılarırsa.... hem de tekrar..... ve hatırlamazsa, hatırlayamazsa.... Modern ama bir okadar havalı Kaan, Bal'ı tekrar gördüğünde Bal'ın kendisini hatırlamadığını anlarsa... Karşılaşmaları ikisin...