Kaan, arabada oluşan sessizliğe daha fazla dayanamayıp ''cemle daha önceden tanışıyordunuz anlaşılan''dedi.
''evet.''
''pek keyifli bir tanışma değil anlaşılan''
''evet.''
''bu konuyu konuşmak istemiyorsun anlaşılan''
''o kadar açık anlaşılan''
Bal'ın son sözü üzerine Kaan, 'tamam anladım' der gibi güldü.
İzmir'e yaklaşmışlardı ve saat öğleden sonrayı geçmişti. Bal iyice acıktığını hissediyordu. Midesinden garip bir ses yükselince Kaan bunu fırsat bildi.
'' Seni bırakmadan önce karnını doyursam iyi olacak. Sonra bana beni aç bıraktın falan dersin'' diye şakalaştı Balla.
Kaan, arabayı ilerledikleri yoldan çıkartıp bahçe içine doğru giden bir yola kırdı. Biraz toprak yolda gittikten sonra, mandalina ağaları arasında ilerlediler. Vardıklarında Bal, gördüklerinden oldukça memnun kalmıştı. Kocaman bir mandalina bahçesi ortasında eski bir köy evi. Arabayı park ettiklerinde karşıdan kocaman bir köpek onlara doğru koşmaya başladı. Bal, köpeklerden korkmazdı ama bu kadar büyük bir köpeğin de sevgi gösterisi yapmak için üstüne atlamasını da istemezdi. 1.66 boyu ve 56 kiloluk bir kadını kesin yere 2-80 yapıştırır bu diye geçirdi aklından bal.
Köpek, Kaan'ın yanına gelince yavaşladı, Kaan köpeğin başını okşadı.
Köy evinden bir ses duyuldu.
''Oooo Kaan Bey. Nerelerdesiniz. Gelmez oldunuz artık''
''Kemal abi, nasılsın? Valla sorma, iş güç derken zamanı unuttuk...''
'' hoş geldiniz'' dedi Bal'a dönerek kemal abi. Bal, sessizce başıyla selam verdi.
Masaya oturduklarında Bal, karnının iyice acıktığını fark etti. Saat ikindi vaktiydi nerdeyse. Kemal abi elinde kocaman bir tepsiyle yanlarına geldiğinde, Bal tepsiden yükselen kokulara kaptırmıştı kendini. Yeni kızarmış sigara böreği, yemyeşil bir salata, sulu sulu mis gibi köfteler... Bal'ın ağzının suları akmaya başlamıştı.
'tamam önce sen başla, kalanı yerim ben... Kalmazsa da sorun değil, yenisini söyleriz'' diye takıldı Kaan Bal'ın yüzünde ki açlık ifadesini görünce.
''anlaştık o zaman'' derken Bal'ın yüzünde oldukça memnun olduğunu belli eden bir ifade vardı.
15dakika sonra sofrada hiçbir şey kalmamıştı. İştahının bu kadar açık olmasının sebebi açlık mı yoksa gerginlik mi onu anlayamamıştı ama hiç önemi yoktu. Yemeğin arkasından gelen mangal ateşinde pişmiş kahvelerinin keyfini çıkardılar. Kaan, Cem ve Bal arasında ki yakınlık derecesini çok merak ediyordu ve bunu bir şekilde öğrenmesi gerekiyordu ama konuya nasıl ve nerden gireceğini bilemedi. Sonunda tepeden düşer gibi bir anda ağzından kelimeler döküldü.
''Cem'le karşılaşmak hiç hoşuna gitmedi...'' başını acele etmeden yavaşça kaldırdı tabağından ve Bal'a baktı.
''Evet...''Bal gerilmişti. Cem yüzünden mi yoksa Cem'in hissettirdikleri yüzünden mi emin değildi.
Kaan, Bal'ın yüz ifadesini incelemeye başladı. Sanki biraz daha dikkatli baksa, Bal'ın konuşmasına gerek kalmadan her şeyi anlayacaktı. Bal'ın kendi kendine açılmasını, konuşmasını istiyordu Kaan, onu konuşmak için zorlayamayacağını biliyordu. Tanıdığı kadarıyla Bal, hiç te zorlanmaya gelecek bir insan değildi.
Bal kafasını kaldırıp Kaan'ın gözlerine baktı. Ne görmeyi bekliyordu emin değildi ama onu ne olursa olsun yargılamayacak bir çift göz gördüğünü fark etti.
Kısa bir sessizliğin ardından Bal, neden olduğunu anlayamadan konuşmaya başladı. Bu adam ona kendini iyi hissettiriyordu ve en ilginç olanı da bunun içni özel hiç bir şey yapmıyordu.
''Cem'le eskiden tanışırız.'' Bir süre fincanında kalan son yudumla oynadı. Eskiyi konuşmak canını sıkmıştı ve bir şeyler yeme isteği duydu yine. Ne diye her canı sıkılışında iştahı açılıyordu ki. Kaan, sessizce bekliyordu ve Bal farkında olmadan konuşmaya devam etti.
''Üniversiteden yeni mezun olmuştum. İzmir'e geri geldiğimde sudan çıkmış balık gibiydim. Hemen bir işe girdim. Orda Cem'le tanıştım. Benden daha tecrübeliydi, ataktı, kendinden emin bir havası vardı. Çok etkilenmiştim, kısa zamanda da âşık oldum zaten. Çıkmaya başladık...'' Bal, yavaşça içini çekti. Yaşadıkları bunca zaman sonra hala onu etkiliyordu ama bunu sebebi Cem'e olan aşkı değildi. Cem'e olan aşkı saman alevi gibi kısa sürmüştü. Onu üzen şey gururunun kırılmasıydı.... Bal, geçmişte yaşadıklarını kendine saklamak istiyordu ve bunun için de detayları atlamanın en iyi yol olduğunu öğrenmişti. İnsanlara öğrenmek istedikleri konu hakkında bilmeleri gereken kadarını anlattığınızda daha fazla soru sormuyorlardı.
''Ve ayrıldık.'' Bal, sustu. Bu 'konu kapanmıştır' demek oluyordu.
Kaan, Cem'ın Bal'a ne yaptığını bilmiyordu ama adam şu anda yanında olsa suratını yanında ki koca köpeğe yedirmek için çok istekli hissetti...
t
![](https://img.wattpad.com/cover/47872622-288-k139702.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını koyamadım ki.....
RomanceHayatı rahat ve özgür yaşamaya alışmış Bal, Kaan'la karşılarırsa.... hem de tekrar..... ve hatırlamazsa, hatırlayamazsa.... Modern ama bir okadar havalı Kaan, Bal'ı tekrar gördüğünde Bal'ın kendisini hatırlamadığını anlarsa... Karşılaşmaları ikisin...