Yine mi pişti??!! - Bölüm 20

11 3 0
                                    

Bal, gelenin Müge olması için dua ediyordu. Kaan 'ben bakarım' dercesine gözlerini ve ellerini oynattı. Bal, Kaan'ın yanında ne kadar rahattı. Adam onun evine gelen kişiye kapıyı açabilecek kadar güven vermişti ona. 'ohh valla Müge, Aylin, bi de Kaan... iyiymiş ha' içinden geçirdi Bal. Bir anda aklına şimşek düştü. Müge gelse kapıyı çalmazdı ki. Onun anahtarı ardı. O zaman gelen Aylin ve Betül'dü. Aylin'in de anahtarı vardı ama Betül'e karşı hazırlı olması için Bal'a zaman kazandırmak için özellikle kapıyı çalmıştı kesin. Ve asıl önemlisi kapıyı Kaan açıyordu. Kaan'ın kapıya ulaşmasına 2 adım kala Bal, kendini alçıda ayakla kapıya doğru fırlattı. Cem daha konuşmaya devam ediyordu ama Bal'ın birden oturduğu yerden füze gibi fırlamasına şaşmış halde ağzı açık arkasından baka kaldı. Kaan, kapıya ulaşmış, kapı kolunu indirmişti bile. Bal, son bir hamle ile Kaan'ı durdurabilirim bekli diye seke seke kapıya giderken halıya takılıp yere kapaklandı.

''Aaaaaaa...'' Bal yere kapaklandığında neyse ki yumuşak bir düşüş yapmıştı ve asıl önemlisi Kaan ne onun koltuktan fırladığını, ne seksek zıpladığını ne de yere kapaklanış anını görmüştü.

Bal, yattığı yerden kafasını kaldırdı ve kapıdan giren yüze baktı. Cem, hala olduğu yerde oturuyordu. Kaan, arkasından gelen sesin neye ait olduğunu görmek için arkasını dönmüş ve Bal'ı yerde görünce gözleri inek gözü gibi kocaman açılmıştı.

''Bal, iyi misin? N'oldu, ne ara arkamdan kalktın sen. Ben bakıyordum kapıya, sen niye telaş yaptın ki.'' Bir yandan konuşurken bir yandan da Bal'ı ayağa kaldırmaya uğraşıyordu.

'' Ay sorma. Ben de bilmiyorum niye panik oldum. Evime gelmiş misafir kapı mı açar diye herhâlde'' Bal, kapıya bakıp gözlerinden ateş kusuyordu. Kapıdan giren Müge elinde ki torbaları yere bırakırken ''ne be, ben yeni geldim' dercesine omuz silkti.

''başkasını bekliyordun herhâlde'' diye eğlenmeye başladı Müge.

''Yok canım, Aylin gelecek işte o kadar.''

Müge, Kaan'ın Bal'ı yerden kaldırmasını izlerken gülmemek için kendini zor tutuyordu. Cem hala koltukta oturuyordu ve Bal'ın onun sözünü kesip koltuktan panter misali atılmasına bozulmuş halde söyleniyordu.

Sonunda Bal, olması gereken yerde, koltuktaydı. Müge, getirdiği alışveriş torbalarını yerleştirmiş ve diğerlerinin yanına gelmişti. Kaan'la biraz sohbet ettikten sonra, Bal sabırsızlanarak araya girdi.

''Kaan'cım, siz kalkın artık istersen. Kalın demek isterdim ama hem sizi daha fazla tutmak istemiyorum. Zaten ben de yorgunum, yatarım şimdi.''

'Ah, doğru ya biz Müge gelince kaçarız demiştik. Kusura bakma seni de yorduk... Haberleşiriz sonra...''dedi Kaan ve ayağa kalktı.

Müge, sohbetin arasına köstebek gibi giren Bal'a şaşkın şaşın baka kaldı. İnsan ancak bu kadar kibarca evden kovulurdu. Hasta olmanın getirdiği avantajları kullanmaya başlamıştı Bal, aferin ona.

Cem'in kalkmaya niyeti yoktu ama Kaan'ın ve Bal'ın onun adına da vedalaşmış olmaları karşısında yapabileceği bir şey yoktu. Müge adamların ikisini de uğurladı. Kapıyı kapatır kapatmaz Bal'ın yanına koştu.

''Kızım noluyo ya, adamları kovdun kibarca.''

''Kovarım tabi. Kızım seni niye aradımdı gün içinde hatırla bakalım....Aylin ve topuklu şeytan geliyor buraya..''

''eee...''' Müge anlam verememişti daha...Bal, arkadaşının zeki ve akıllı biri olduğunu biliyordu ama bazen antika jetonlu telefonlar gibi anca işlem yapıyordu beyni.

adını koyamadım ki.....Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin