3.Bölüm

327 22 2
                                    

Yeni kapağımız için Tansu Tozal'a teşekkür ediyorum.

"Hadi Eylem uyanmazsan geç kalacaksın."

"Anne ya..." okula gitmek istemiyordum ama işin ucunda Buğra vardı.Bir süre daha yatakta oyalanıp kalktım.Duş alıp saçlarımı düzleştirdikten sonra siyah kazağımı ve siyah pantolonumu giydim.Kafama kırmızı beremi takıp ayağıma kırmızı botlarımı giydim.Bugün hava yağmurlu.Üzerime siyah montumu alıp evden çıktım.Otobüs durağına gidene kadar ıslanmıştım bile.Okulun önünde inip okulun kapısına kadar koşmaya karar verdim.Tabi koşarken ayakkabılarımın altından sıçrayan sular beni de ıslatıyordu.Okulun kapısına koşarak varmanın sevincini yaşarken gözüm kampüsteki banklardan birine oturmuş olan Buğraya takıldı.Bu soğukta ve yağmurda açık alanda oturuyordu.Hemen yanına gittim.

"Sakar kız." deyip gülümsedi beni görünce.

"Adım Eylem." dedim yanına otururken.

"Biliyorum Eylem."

"Neden buradasın?"

"Sen neden buradaysan."

"Ben senin soğukta ölmeni istemediğim için buradayım."

"Bende yağmur yağarken gözyaşlarımı kimse görmediği için buradayım."

"Neden ağlıyorsun?"

"Çok mu konuşuyorsun sen?"

"Hayır."

"İnsanlar her zaman senin kadar mutlu değiller Eylem."

"Ben mutlu muyum?"

"Evet.Şu haline baksana sağanak yağmurda ıslanmamak için şemsiye almak yerine duraktan buraya koşuyorsun."

"Bu beni mutlu mu yapıyor?"

"Hayır.Daha bir çok neden var.Hep gülümsüyorsun mesela.Seni hiç üzgün görmedim.Üzülecek sebebin bile yok."

"Eylem salak mısın bu yağmurda hasta olacaksın gel buraya." hayır Serra sırası değil.

"Sen git geleceğim."

"Banane be hasta olunca yanındaki bakar sana." böyle dost düşman başına yani.Gülümseyip Buğraya döndüm.Gözlerini kapatmış kafasını arkaya yaslamıştı.Uzun süre onu izledim.Onu öpmek saçlarıyla oynamak istiyordum.

"Buğra..."

"Efendim?"

"Üşüdüm ben.İçeriye geçelim."

"Sen geç."

"Seni tek bırakmak istemiyorum."

"Dersim bitti yurda gideceğim şimdi."

"Peki.Sonra görüşürüz."

"Görüşürüz." gülümseyerek yanından ayrıldım ve sınıfa çıktım.Hoca çoktan derse girmişti ve her yerinden sular akan beni derse almadı.

"Hocam sunumumuz vardı."

"Yapacak bir şey yok."

"Kaç vereceksiniz?"

"Sizi bu dersten bırakacağım." benim için sorun değildi ama Serra oldukça üzülmüştü.O benim kadar umursamaz değildi ve ailesi bu konuda ısrarcıydı.

"Hocam beni bırakın ama Serrayı geçirin lütfen.Bütün ödevi o yaptı 1 haftadır uğraşıyor."

"Öyle mi Serra?" Serra önce hocaya sonra bana baktı.Kafamla onaylamasını işaret ettim.

"E-evet." gülümseyip hocaya döndüm.

"Pekala Eylem Güngör bu dersten kaldınız."

"Teşekkürler hocam." deyip sırıttım ve sınıftan çıkıp okulun bahçesine çıktım.Yağmurun şiddeti azalmıştı.Gülümseyerek durağa doğru yürüdüm.Buğra gitmişti.Otobüs geldiğinde binip eve gittim. Annem yoktu.Ilık bir duş alıp saçlarımı kuruttum ve pijamalarımı giyip mutfağa geçtim.Kendime kahve yapıp masaya oturdum ve kafedeki kahveler aklıma gelince gülümsedim.Kahvem bitince odama gidip yatağın içine girdim ve gözlerimi kapattım.Gözümün önünden onun o halleri gitmiyordu. Kapı çalınca uyuşuk hareketlerle yerimden kalkıp kapıyı açmaya gittim.

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin