11.BölümCenk~~
Seçil gittikten sonra düşünmem için baya bir zamanım olmuştu. Seçil haklıydı. Biz ayrı dünyaların insanıydık. O geçmişte bende gelecekte yaşıyorduk.
İkimizin birilikte bir geleceği olamazdı. Bunu bilmesine biliyordum ama kendimi onu düşünmekten alıkoyamıyordum. Ne zaman oldu bilmiyorum ama ben Seçil'den kendimin bile haberi olmadan hoşlanmaya başlamıştım.
Ona yaptığım itirafta samimiydim. Ondan hoşlanıyordum ama onunda benden hoşlanması için onu zorlayamazdım.
Her gözümü kapattığımda karşımda o beliriyordu. Onu özlüyordum. Bir daha onunla görüşmeyecek olmak beni acıya boğuyordu. Aramızdaki her şey başlamadan bitmişti.
Tek bir şeyden emindim. Seçil yalan söylüyordu. O da benden hoşlanıyordu ama ya bunu kendine itiraf edemiyordu ya da kendi kendine böyle bir şey olamayacağını inkâr ediyordu. Bunu 'Senden hoşlanmıyorum' derken gözlerindeki bakıştan anlamıştım.
Hiç iyi yalan söyleyemiyordu ama onun yalan söylediğini anladığımı ona çaktırmamalıydım çünkü bir konu da haklıydı.
Biz bir arada olamazdık. Bu yüzden bana gözlerimin içine bakarak senden hoşlanmıyorum diyince ona arkamı dönmüştüm. Onu bir daha göremeyeceğimi bile bile.
Şimdi onu düşünüyordum acaba ne yapıyordu? İyi miydi? Bu soruların cevabını onu görmeden alamazdım ama onu görüp de de alamazdım. Bir daha görüşmeyeceğiz dedik sonuçta.
Odamda tıkılı kalmaktan sıkıldığım için bir süre dışarı çıktım. Canım hiçbir şey yapmak istemiyordu. Öylece dolanıp durdum. En sonunda eve geri döndüm.
İştahımda kesilmişti. Hiçbir şey yiyesim gelmiyordu. Bu nedenle erken odama yatmaya çıktım. Yatağıma yattım ama uyumadım. Yattığım yerden camdan dışarı izledim.
Bir süre sonra odamın içinde bir gürültü koptu. Ani bir refleksle ayağa fırladım. Yerde biri vardı. Gözleri gözlerime dediğinde o gözleri çok iyi tanıdığımı fark ettim. Bu Seçil'di.
---
Seçil~~
Yere yine çok sert bir şekilde düşmüştüm. Bunu dizlerimdeki acıdan fark etmiştim. Ayağa kalktığımda beni ilk günkü gibi bir çift göz karşıladı. Tam tahmin ettiğim gibi Cenk odasındaydı.
"Özür dilerim. Buraya gelmekten başka çarem yoktu" dedim olanları hatırlayarak. Eğer buraya gelmeseydim olacakları düşünemiyordum bile.
"Ne oldu? Perişan görünüyorsun" dedi ışıkları açarken. Oda aydınlanınca birden gözlerim kamaştı. Olduğum yerde biraz sendelendim.
"Ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Ama bir açıklama yapmam gerekirse evime hırsız girdi. Daha doğrusu ben öyle sanıyorum" dedim iç çekerek. Burası biraz soğuk muydu? Bana mı öyle geliyordu. Bir titreme bedenimi sarmıştı.
"İyi misin sen?" diye sordu yanıma gelerek.
Sence? Demek gelmişti içimden ama bunu demek yerine:
"Evet, yani öyle sanıyorum. Galiba hafiften bir şok yaşıyorum. Uyandığımda yalnızdım ve içeriden garip sesler geliyordu. Abim'de kızlar da geceyi dışarıda geçireceklermiş. Onlar evde olmadığına göre evden gelen o tuhaf sesler de neyin nesiydi? Tam odamın kapısı açılırken kendimi buraya zor attım" dedim yüzüne bakmayarak.
Yüzüne bakarsam bakışlarımı bir daha gözlerinden alamayacağımdan korkuyordum çünkü.
"Gel. Şuraya otur biraz da bana her şeyi başından anlat" dedi ve beni yatağına oturttu. Bu böyle olamayacaktı. Bu çocuğun odasına bir tane koltuk filan alması gerekiyordu. Her geldiğimde yatağına oturmaktan sıkılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Zaman (TAMAMLANDI)
Ficção CientíficaBilmediğimiz gerçekler vardır, olmadıkları anlamına gelmez ve en önemlisi inkâr etmek bunu değiştirmez... Hayatımız her an maf olabilir. Çoğu zaman bu bizim elimizde değildir. Sadece bir 'ayna' sizi yok edebilir. Gelecek bizi korkutur ama aniden ken...