Aşkın İlacı Yok (10.Bölüm)

124 17 1
                                    


10.Bölüm

Seçil~~

"Aklından bile geçirme Cenk! Ben senden senin zannettiğin gibi hoşlanmıyorum. Lütfen bir daha da görüşmeyelim. Bu benim buraya son gelişim olsun. Ve ayrıca lütfen sende bir daha beni görmeye gelme" dedim sert bir şekilde.

"Ne? Neden bahsediyorsun?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Biz diyorum. Ayrı dünyaların insanıyız. En başından beri görüşmemiz bile hataydı" dedim gözlerim dolu dolu. Bunu en sonunda fark etmem gerçekten de kötüydü.

"Saçmalama" dedi ama sesi dediğimi doğrular bir şekilde git gide azalmıştı.

"Sende biliyorsun işte. Bizim birbirimizi görmemiz tehlikeli. Bu yer. Dediğin gibi ben burasının tam olarak neresi olduğunu bile bilmiyorum. Burada başıma bir şey gelse belki bir daha evime bile dönemeyebilirim. Bütün hayatım, bütün ailem, benim orada. Aynanın tam karşısında, burada değil" dedim gözlerimden birer damla yaş akarken.

"Seçil, bunları bende biliyorum. Bilmiyor mu sanıyorsun? Bunları kaç gece düşündüm ama yine de seninle yanında olmak neden bilmiyorum ama beni mutlu ediyor" dedi sesini incelerek.

"Biliyorsun madem bana neden daha başında söylemedin? Neden beni görmeye devam ettin?" diye sordum merakla.

"Az önceden beri ne diyorum ben sana? Senden hoşlanıyorum ve her an seni görmek ve yanında olmak, mutlu olmak istiyorum" dedi elimi tutmaya yeltenerek.

"Cenk, saçmalama. Kendi ağzınla söylüyorsun. Beni görmek seni mutlu ediyor ama ileride sadece beni görmek seni mutlu etmeyecek. Bir ailen olmasını isteyeceksin. Ama ben senin ailen olamam. Zaten senin burada bir ailen var. Daha fazla bu konuyu uzatmayalım ve bir daha görüşmeyelim" dedim kalbim can parçacıklarına ayrılırken.

"Tamam, dediğini yaparım ama tek bir şartla. Gözlerimin içine bakarak benden hoşlanmadığını söyleyeceksin" dedi bana yaklaşarak. Hiç düşünmeden gözlerinin içine:

"Senden hoşlanmıyorum Cenk. Hiçbir zamanda hoşlanmadım" dedim hayatımda ilk defa yalan söyleyerek. Yalan söylediğimi biliyordum çünkü içim daha önce hiç olmadığı kadar acıyordu.

"Tamam, anlaşıldı. Bir daha birbirimizin yüzünü görmeyeceğiz. Seninle tanışmak güzeldi Seçil. Kendine iyi bak" dedi arkasına dönerek.

"Sende" dedim ve daha fazla konuşmadan ona bakmadan arkamı dönerek aynaya dokundum.

Kendimi boşlukta hissetmiyordum. Şu an hiçbir şey hissetmiyordum. Canım o kadar acıyordu ki daha önce hiç böyle bir acı yaşamamıştım. Odamda yerde dizlerimin üzerindeydim. Ağladıkça ağlıyordum.

Ağlamaktan içim çıkmak üzereyken içeri biri girdi. Gelen Yaprak'tı bunu kullandığı parfümden anlamıştım. Bana sarıldı. Ne olduğunu bile sormadan beni teselli etmeye çalıştı.

Bana sarılması daha beter ağlamama neden olmuştu. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Neden böyleydim? Gerçekten Cenk'ten hoşlandığım için mi? Yoksa onu bir daha göremeyecek olamamdan mıydı?

Yaprak ben sakinleşene kadar öyle kaldı ve beni ayağa kaldırarak yatağıma yatırdı. Hala ağlıyordum. Yaprak'ı hiç böyle görmemiştim. Her zaman konuşurdu. Böyle durumlarda hep konuşurdu. Bugün ne olmuştu da sesi filan çıkmıyordu?

"Niye bana hiçbir şey sormuyorsun?" diye sordum burnumu çekerek.

"Neden böyle olduğunu biliyorum da ondan" dedi gülümseyerek.

"Nerden biliyorsun?" diye sordum merakla.

"Ben aşkın kokusunu 100 metreden alırım. Biliyorsun? Sen Cenk'ten hoşlanıyorsun. Cenk'te senden. Ama aranızda geçilmemesi gereken bir duvar var. Bilmen için söylüyordum bu duvar aynan" dedi gözlerimin içine bakarak. İlk defa onu bu kadar ciddi görüyordum.

Yanlış Zaman (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin