3. "Dağılıyor kalbimden birer birer umutlar."

5.9K 326 7
                                    

Es selâmün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatü. Ebeden daimen fi cennetil firdevs-i âlâ. Oy, YORUM ve DUAlarınızı bekliyorum. Hayırlı okumalar...

Multi: Berfin

•••

"Bazen mümkün olan tek şey ağlamaktır. "

•••

Hani bazı anlar vardır. Ya ne yapacağını şaşırırsın, ya yaptıklarını istemsiz yaparsın ya da sadece bakarsın.

Ama o bakışta o kadar çok şey gizlidir ki...
Sevgi, nefret, iğrenme, sinir, kandırılmışlık, hüzün, acı, endişe, acıma... Ve en çok hissizlik.

İnsanlar... Tuhaftırlar. Bazen yaşadıklarını dışa vurmazlar nedensizce. Bazen o kadar çok duygu okunur ki yüzlerinde, buna rağmen hissizdirler ama...

Sena sinirle ayağa kalktı. Sinirden alnındaki damar belirginleşmişti. Gözleri dolu doluydu ama kıpkırmızıydı. Sanki gözlerini kapatsa gözlerinden göz yaşı değilde kan akacak gibiydi.

Berfin ve Berk korkmuştu. Berfin biliyordu Sena'yı. Sinirlenince hiç kimse durduramazdı onu, Ammar'dan başka. Ve... Yanındakilere bağlı olarak ağlardı.

Berfin'in omzunda kahkaha atarken kaç kere hıçkırarak ağlamıştı.

Acı çoktu, umut neredeyse yoktu. Ama sabır... "Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir." /Bakara 153./

"Sen... Sen... Berfin... Ah!" Sağ avcunu alnına vurdu. Sinirden konuşamıyordu, her zaman ki gibi...

Sena, deli gibi bağırmak, yıkmak, dökmek istiyordu ama ağızından düzgün iki kelime çıkmıyordu yahu!

Berfin ayağa kalktı, Sena'ya sarıldı. Sena deli gibi kahkaha attı. Çok dikkat çekmiyorlardı ama kafeteryada birkaç kafa Berk, Berfin ve Sena'nın üzeriydeydi ama bu kimsenin umrunda bile değildi.

Sena ne yapmalıydı? O'da sarılmalı mıydı 3 dakika önceye kadar kız kardeşim dediği insana?Yoksa itip, çekip gitmeli miydi?

Sena kollarını doladı Berfin'e. Yarım dakika içinde kısık sesli hıçkırıklar sardı etraflarını.
Omzu ıslanmıştı Berfin'in.

Neydi bu şimdi? Bu mu yakmıştı canını? Bu mu isyan ettirmişti göz yaşlarını gözlerine karşı? Yoksa biriken acılar mıydı gözlerini kanatan,yakıp kavuran?

Acılar: Üzeri cam kırıklarıyla kaplanmış sandalye gibiydi. Çok yorgundun, ayaktan duramıyordun. Ya sandalyeye oturacaktın ya da ayakta duracaktın. Bu sana bağlıydı ama Sena oturmayı seçmişti. Belki hataydı, belki de değil...

"Berk, sen git. Tamam mı? Bizim dersimiz var?" Berfin Berk'ten onayı alınca Sena'yı lavaboya götürdü.

Lavaboya girdiğinde içeride süslenen birkaç kız gördü. Neye süsleniyor bunlar?! , diye düşünmeden edemedi.

"Hemen çıkın dışarı!" Diye bağırdı Berfin. Kızlar önce Sena'ya baktı, sonra Berfin'e.. Saçlarını attırarak çıktılar. Havalı olduklarını falan mı düşünüyorlardı?

Sena hışımla tuvaletin kapısını kilitledi. Berfin'e döndü ve bağırmaya başladı.

"Berfin. Bana söz vermiştin. Tamam sevgilin olabilir ama... O iğrenç halinizle gördüm sizi. Ve-"

"İğrenç halimiz dediğin sarılıp, yanaktan öpmek mi?" Dedi sakin bir şekilde. Berfin'in böyle konuşması Sena'yı sinir etmek dışında hiçbir işe yaramıyordu. Neden hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu?

Aşk-ı Aşeka (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin