Aşk-ı Aşeka (Askıda)

AŞK- I ÂŞEKÂ

Bismillahirrahmanirrahim.

Es selamun aleyküm okurcuklarım. Tanıtımı biraz düzenledim. İyi okumalar.

•••

Unutmak kolay olmalıydı.

Ya da ruhunu teslim etmek...

Canından vazgeçmenin şaşası arttırılmalıydı,

Kendin için değilse eğer.

Gitmeyi kolay gösteren biziz,

Bütün suçu yüklenen...

Kararı alınırken henüz,

Yaşamdan vazgeçenlerden.

Gidene de acır insan,

Kalana acıdığından da az.

Bilemezdik cahillikten,

Giderken bir yüreğin kaldığını.

Her şeyin azı gerekirdi,

Mutluluk, tebessüm, güzel yaşanmışlıklar...

Kırk kere de denilse,

Unutulmuyordu, dibine kadar.

•••

Sena: Gazi Üniversitesi Tıp fakültesini ikincilik ile bitirdi. Çoğu öğretmeni tarfından sevilen bir öğrenciydi. Ama her öğretmeni seviyor diyemeyiz.Zaten Sena'dan hoşlanmayan öğretmenleri de başörtüsü yüzünden. Neymiş? Saçmaymış. Koca bir hah! Ama son senesi olduğu ve senesini 1.lik ile bitirmek istediği için sesini çıkartmamaya çalışıyordu ve Allah inancı olmayan hocaları için dualarını eksik etmiyor.

Onu mutlu eden cümleler vardı, ayetler, hadisler...

'Üzüldüğün sıra ALLAH de bak nasıl mutlu ediyor seni...'

Sena, ailesine saygıda kusur etmemeye çalışan, annesi Havva Hanım'a ve kendinden 1 yaş küçük erkek kardeşi Ammar bin Yasir'e çok değer veren biri. Babası Mustafa Bey başka birine yapılacak olan  suikaste kurban gitmiş (Öyle söyleniyor. ) Sena 4-5 yaşlarındayken. Annesi, Sena ve Ammar bin Yasir'i okutabilmek için evlenmek zorunda kalmış. Sadece okutmak değilmiş amacı. Havva Hanım 'ın mesleği hemşirelik ama eşi öldükten sonra çalışamıyacağını düşünüyor. Peki Evin geçimini ne ile sağlayacak? Bir nedenide bu aslında.

Sena'nın üvey babası Ammar'ı gerçekten çok seviyor ama Sena için aynı şey geçerli değil. Pek hoşnut olduğu söylenemez yani. Havva Hanım'a baskı yapmaya başlıyor evlenip gitmesi için,Sena'nın.

Sena aynı zamanda dinine düşkün, kapalı, ağır başlı, hanım hanımcık ama biraz da kafasına koyduğu şeyleri yapan bir kız. Adını en uygun şekilde taşımaya çalışıyor. Adı kötü bir şey olmadıktan sonra herkesin yapması gerekiyor, diye düşünüyor. Kur'ân-ı Kerim onun yaşam koçudur. Ezberlediği her ayeti hayatına geçirmeye çalışır ve bir sonrakini öyle ezberler. Tabi ki eksikleri, hataları olur. Hatasız kul olamıyor sonuçta. 

Çocuklara ve hayvanlara sevgisi büyük. Doğuştan anne şefkati var her canlıya karşı. Anaç bur kişiliğe sahip yani. Haksızlığa asla gelemez. Ne olursa olsun. Ve vicdanı... Sanırım onu ele veren noktadan en büyüğü. Aç olduğu, doymadığı, doyamadığı duygu ise Baba sevgisi... İlk aşk... Tuhaf.

Mus'ab:Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesini birincilik ile bitirdi. İçine kapanık gibimsi... Ne çok sosyal ne de çok içine kapanık.

Ama ara sıra hatta çoğu zaman kendi dünyasına kapanmayı, dua etmeyi, islami kitaplar okumayı, ibadetlerini yerine getirip ilahi dinlemeyi ve ders çalışmayı seviyor. Dinden uzaklaştırmayan şarkılar da dinliyor tabi ki. Beyin Cerrahı olmayı hedefliyor. Annesi ve ikiz kardeşlerine verdiği değeri hiçbir insana vermiyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v) , sahabeleri, ashabı ve soyundan gelenler dışında tabii.

Babası alkoliğin teki. Ama ne annesine ne de ikiz kardeşlerine zarar veriyor. Annesi dindar, ikiz kardeşleride öyle. İkiz kardeşlerinden biri kız biri erkek. Çift yumurta ikizleri. Pek hatta hiç benzemiyorlar. Aynı zamanda tatlı tatlı atışıyorlar sürekli.

İkizler Mus'ab 'dan 6 yaş küçüktü. Aslında babası ikizler 3 yaşlarındayken alkole başlamıştı. Yani yaklaşık 15 yıla yakındır alkolik.

Mus'ab her zaman, hiç durmadan, kendini dünyadan soyutladıktan sonra babası ve babası gibiler için hidayet duaları ediyordu. Şu ana kadar işe yaramamış olsa bile umudunu yitirmiyordu. E ne de olsa Allah her şeyi en iyi bilirdi.

O kendine şöyle fısıldardı hep:

'Gün yeniden doğacak. Umudunu yitirme.Kısa hayat dediğimiz bu bilmece. Her şey imtihandan ibaret. Elbette sorunlarda olacak, önüne taş konulacak. Önemli olan bunları aşmak. Engellere rağmen önüne bakmak.'

Aslında bu bir ilahinin sözüydü. Gayet mantık içeren Kur'an'dan sonra en iyi gelen ilahilerden biri. Pardon Kur'an, namaz, abdest ve duadan sonra en iyi gelen şey...

Çocuklara ve hayvanlara sevgisi büyük. Haksızlığa asla boyun eğemez. Allah dışında kimseye boyun eğmez. Bir de saygısından babasına... Doymadığı, doyamadığı şey ise anne şefkati. Annesi olabilir ama bu Mus'ab ile ilgilendiği anlamına gelmez değil mi? Ama olsun, diye avuturdu kendini. O sevmese bile onun sevebileceği , karşılık alamasa bile karşılıksızca sevebileceği, yaşadığını bildiği bir anneye sahip. Bu bile bir şükür sebebi.

•••

Sena: Sena isminin anlamı öven demektir.

Mus'ab: Mus'ab isminin sözlük anlamı yiğit, zeki, mert kimse anlamına gelir. Mus'ab Peygamber Efendimiz (s.a.v) 'e en çok benzeyen sahabedir. İslamiyetten önce, yani müslüman değilken Mekke'nin en zeginlerindendir. Aynı zamanda çok da yakışıklı. Mekke'nin neredeyse bütün kızlarından evlenme teklifi almıştır ama hiçbirini kabul etmemiştir. Annesi ve babası Mus'ab müslüman olma kararı alınca çok sıkmışlardır müslüman olmasın diye. Ama müslüman olmasından vaz geçirememişlerdir.

Mus'ab ailesinin zenginliğini tepiyor ve müslümanlar ile zenginliğinden arınmış manevi zenginlikle yaşıyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v) in Medine'ye gönderdiği ilk müslüman öğretmendir. Uhud savaşında şehit oluyor. Allah Mus'ab kılığında melek gönderiyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v) "Mus'ab" diye seslendiğinde melek

"Ey Allah'ın Rasulü. Mus'ab şehit oldu. Beni de Allah teala onun kılığında gönderdi " dedi. Mus'ab sancaktardı çünkü. Mus'ab şehit olunca müşrikler seviniyor peygamber öldü diye ama öyle bir şey olmuyor. Peygamber Efendimiz ( s.a.v) Hz. Hamza ve Hz. Mus'ab 'ı aynı mezara koyuyor. Ama kefen ile ayaklarını kapatınca, yüzü açıkta kalıyor, yüzünü kapatınca da ayakları... En son yüzünü kapatıyorlar. Ayaklarını da otla kapatıyorlar. Peygamber Efendimiz de şöyle diyor:

"Ey Mus'ab. Sen önceden çok zengindin. Mekke'nin bütün kızlarından evlenme teklifi almıştın. Ama şimdi maddi yönden çok fakir gidiyorsun."

Adların nereden ve ne anlama geldiğini bilmeyenler için bildiğim kadarıyla anlatmaya çalıştım. İnşALLAH beğenirsiniz.