Selamun Aleyküm okurcuklarım. Klasik giriş oldu artık bu soajqğodjqüf. Neyse iyisinizdir inşallah. Sizi fazla tutmayayım iyi okumalar. Ha bu arada bence medya ile okuyun.
•••
" Hayat,iman eden ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur. "
/Aliya İZZETBEGOVİÇ /•••
"Babam. Canım babam. İlk aşkım olması gereken adam. Aşık adam... Seni çok özledim. Fotoğraflarla aklımda kalan yüzünü, bana sarılışını, havaya atıp tutmanı, kahkahanı, fotoğraflarla aklımda dönüp duran tebessümünü... Her şeyini çok özledim be babam."
"Keşke babam yanımda olsaydı dediğim çok yer var baba. Hatırlayamadığım sesine hasretim,muhtacım babam. Evleniyorum,mezun oluyorum. Sen yanımda olmadan doktor oluyorum. Yanıma kimseyi yaklaştıramıyorum sen varsın orada diye. Hani senin aşık olduğun annem varya. Evden kovdu,gece gece. Sana geldim bende. Başka yerim mi var? Baba... Bana neden cevap vermiyorsun? Toprak kapattı yüzünü,kokunu,sesini. Ben bu kadar özlemedim kimseyi baba. "
Yağmur dinmişti ama toprak kokusunun yer yüzünü kaplamasına yetmişti de.
"Topraktan daha güzel kokardın sen. Şimdi sadece yağmur yağdığında kokunu duyabiliyorum. Toprağı çeksem görür müyüm tebessümünü. Toprağı çeksem yine sarılır mısın bana? Destek olur,durur musun arkamda? O kadın artık seni sevmiyor. Seni sevseydi bıraktığın emanetlerine sahip çıkardı. Beni dışarı attı. 23 yıla ihanet etti baba. Ama hâlâ seviyorum onu. Ne olursa olsun annem. Nasıl sevmem? Sadece korkuyorum. Eninde sonunda oda beni bırakacak,biliyorum. Ama korkum ecelden yana değil,helallik. Birbirimize çok dargınız ve bu helallik konusu beni bitiriyor baba. Sendende helallik alamadım,doyamadım sana. Hakkını helal et baba. Hakkını helal et. Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum. SENİ ÇOK SEVİYORUM BABA!" Dedi ve kalktı babasının yanından.
Ayrılmak istemiyordu yanından. Çıkış kapısına kadar nereye gitsem diye düşündü Sena. Gidecek hiçbir yeri yoktu. Durmak bilmeyen göz yaşları gitgide artıyor, hıçkırıklarını tutmakta güçlük çekiyordu.
Amansız özlem ve sevgi fırtınası çıkmıştı içinde. Fırtına gözlerinde yerini göz yaşına,dudaklarında acı hıçkırışlara bırakırken bin parça kopuyordu içinde. Sınavının zor olduğunun bilincindeydi. İsyan etmemeye çalışıyordu.
Siyah demir kapıdan tutundu. Babasının arkasında olduğunu bilmesi onu güçlendiriyordu. Kafasını yukarı doğru kaldırdı,daha da sıktı demir kapıyı.
"Le-nasbirenne (elbette sabredeceğiz)."
Bavulunu açtı içinde olduğundan emin olmak için. Gidecek bir yeri olmadığı için battaniye getirmişti yanında. Tükürdüğünü yalayamazdı. Ona yapılan saygısızlığa saygısızlıkla cevap verdiği için suçlu hissediyordu kendini.
Bavulunu kapatıp geri döndü babasının yanına. Battaniyesini çıkardı, yatsı namazını kıldı ve babasının yanına kıvrıldı.
•••
Mus'ab / Yazardan...Mus'ab Sena'nın nereye gittiğini öğrendi Ammar'dan. Oda gelmek istemişti ama Mus'ab izin vermemişti. Biraz tartıştmışlardı ama sonu tatlıya bağlanmıştı. Bir büyük tartışmaya ikisi de hazır değildi ne de olsa.
Mus'ab arabaya atlayıp tarif edilen mezarlığa doğru yola çıkmıştı. Tartışmada kimin haklı olduğunu düşünmekten yorulmuştu ama sonucunda annesinin haksızlığı kanısına varmıştı.
Gelin-keyinvalide ilişkilerini bilmiyor olabilir ama daha ilk dakikasından da bu kadar üstüne gidilmez yahu!
Sena,dedi Mus'ab. Kesinlikle çok cesur bir kız. Ama gelecekten haberi olsaydı insanların,ya hep susarlar yada konuşmadan önce çok fazla düşünürlerdi...
Belki Sena'nın yaptığıda saygısızlıktı. Ama annesinin çok üstüne gittiğini düşünüyordu. İki dakikalık mutluluk fazla görünmemeliydi insanların gözüne. Böyle sömürmemeliydiler güzel duyguları. Güçlüler zayıfları ezer mantığı ortandan kaldırılmalıydı öncelikle. Ya da burnu havadalık. Kibir kötüydü ve bununla övünen insanlar vardı.
Mezarlığa yaklaşınca arabasını yakınlara park etti. Sağ ayakla girdi ve selam verdi kabir halkına. Gittiği yatılıda öğrenmişti bunu.
Çeşmenin olduğu yerden başlayıp bütün mezarlığı dolaştı ancak göremedi Sena'yı. Üç ihlas bir fatiha okuyup çıkacak iken ufak bir hıçkırış sesi geldi.Bu konularda pek iyi değildi ancak sesin geldiği yönü bulmaya çalıştı.
Babasının yanına kıvrılmış,masumca ağlayan bir kız... Cesur ama bir o kadar da korkak. Ne yapmalıydı Mus'ab? Kendi evine gitmezdi. Annesiyle de kavga etmişti. Neyse,dedi. Allah büyük. Elbette bir yolu vardır.
Battaniyesini kaldırdı önce. Bavuluna yerleştirdi. Hızlıca bavulu arabasına koyup geri döndü yanına. Yavaşça kucakladı Sena'yı. Onlar Allah katında evliydi, bir şey olmazdı. Zina değildi sonuçta.
Önce dengesini sağladı,sonra arabaya gitti. Uyanıpta bir zorluk çıkartmasını istemezdi sonuçta. Sol ayağını arabanın sağ arka tekerleğine koyup Sena'yı dengeledi. Sonra cebinden anahtarı çıkartıp arabanın kilidini açtı. Sesten dolayı uyanır gibi olsada derin bir uykudaydı anlaşılan.
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Aşeka (Askıda)
Spiritualité"Tüm bulutlardan sana düştüm, gitme." *** !UYARI! *Tüm hakları saklıdır. *Benden habersiz, alıntı yapılamaz, alınamaz, kopyalanamaz. Her hangi bir yerde alıntı yapanın adı altında paylaşılamaz. Bu uyarılara uyulmaz ise, gerekilirse hakkında hukuki i...