Selamun alyekum okurcuklarım. İyisinizdir inşallah. Çok içine sinen bir bölündü ve sonuyla aşk yaşıyorum. Beni çok mutlu ediyorsunuz her seferinde. Sizi seviyorum.
İyi okumalar💜💜💜
Muti: Bir okurumun yaptığı kapak çalışması. Ben çok sevdim. Çok teşekkür ederim canım. Bölüm ona ithafen. @sherrinford7 seni seviyorum. Aslında hepinizi.
Müzik: İkiye On Kala- İyi Ve Güzel Kadınlar Hep Ağlar. Çok güzel şarkı. Dinleyin derim. Öpüldünüz😘
•••
"Ben ölünce beni onun gamzesine gömün Orlic.
-Siz öldükten sonra gülecekse külleriniz okyanusa daha çok yakışır efendimiz."
/Oğuz Atay/•••
Mus'ab'dan...
Ammar'ın gelmesini kesinlikle beklemiyordum. Ama gelmesinin kötü olduğunu söylemiyorum. Sena fark ettirmemeye çalışsada içinde yaşadığı her şeyi yüzüne yansıtıyordu. En çok da o yeşil gözlerine. Gözüne baktığınız zaman ilk başta tuhaf bir boşluğa düşer gibi olsanızda o yoğun duygular sizi ellerinizden tutup nazik bir şekilde kaldırıyor. Üstüne üslük bir de iyi olup olmadığınızı soruyordu. Tamam, belki de bu sadece benim uydurmamdı ya da sadece bana özeldi. İkincisini tercih ediyordum çünkü daha önceden tanışmış gibiydik. Aynı lisede okumuştuk ve aradaki yaş farkına rağmen Merve'nin arkadaşıydı. Ayrıca aynı üniversiteye gidiyorduk fakat birbirimizi görmemiştik. İlk defa birbirimi gördüğümüz zaman sözlendiğimizden -ya da evlendiğimiz mi demeliyim?- önceki günün sabahı kafede karşılaşmıştık. Yanında bir arkadaşı vardı ve sürekli bana bakıyordu, Sefa'da onlara. Sonra Merve ile bu konuda ufak bir tartışma olmuştu. Gülümsedim. Onları özlemiştim.
Gülüşme sesleri beni düşünce dünyamdan sıyırdığında saate baktım. Akşamın okunmasına daha çok vardı. İkindiyi ezan okunur okunmaz kılmıştım. Ezan okunduktan hemen sonra kılmak daha iyi hissettiriyordu. Gülüşmelerden anladığım kadarıyla barışmışlardı. Hiç küsmemişte olabilirler. Tabi ki tercihim hiç küsmemiş olmalarından yanaydı.
Yanlarına giderken telefonum çaldı.
Ekranda gördüğüm yazı kocaman bir sırıtış, dolu dolu gözler meydana getirdi. Hızla telefonu açtım."Alo." Dedim mutlu olduğum her harfinden belli oluyordu. Birini mutlu etmek bazen sadece telefonla aramaya bakıyordu.
"Abim." Dedi Merve. Allah'ım bir günde insan nasıl bu kadar özler. Yatılıya gitmiştim, bir ay kalmıştım ama ne bileyim. Dün onları öyle bırakmak zaten bir tuhaf hissettirmişti. Dün Sena belki rahatsız olur diye evde uyumayıp arabada uyumuştum. Eve de gitmemiştim o olaylardan sonra. Biraz salaklık ettim sanırım. Koltukta da yatabilirdim ama o çilek çikolata falan. Bilmiyorum neden öyle bir şey yaptım. Sonuçta bugün sarılmıştık. Şuan tek istediğim sarıldığımızda yanında Arap Atı halt eden kalbimin atışıydı. Hani fark etmemesi bir tuhaf olurdu ama bir umut falan.
"Abi, orada mısın?" Diye ses gelince yine daldığımı fark ettim.
"Ha, yok. Dalmışım. Bir şey yok değil mi?" Araması için bir sebebe ihtiyacı yoktu ama yine de sormak istemiştim.
"Aslında biraz var." Deyince olduğum yere mıhlandım. Korkmuştum.
"Ne-ne oldu?" Kekelediğimi fark ettiğinde kendime kızdım. Kötü bir şey olsa daha da çok korkacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Aşeka (Askıda)
Spiritüel"Tüm bulutlardan sana düştüm, gitme." *** !UYARI! *Tüm hakları saklıdır. *Benden habersiz, alıntı yapılamaz, alınamaz, kopyalanamaz. Her hangi bir yerde alıntı yapanın adı altında paylaşılamaz. Bu uyarılara uyulmaz ise, gerekilirse hakkında hukuki i...