Selamun Aleyküm okurcuklarım. İyi okumalar...
***
"Üzecekler seni, çok üzecekler,
O an aklına ben geleceğim..."
-C.Süreyya***
İmam nikahı kıyılmıştı. Hani sürpriz deyince iyi bir şey bekler ya insan. Artık kötü sürprizinde var olduğunu anladıkları geceydi bu gece.
Her genç kızın hayali vardır evlenmekle ilgili. Sena'nın yoktu ama. Tabi buna gelinlik rengini, şal mı, başörtü mü, düşüncelerini saymazsak. Eğer bir kız çocuğuysan her düğüne gittiğinde değişir fikrin.
Ama bunu ne Sena, ne de Mus'ab düşünebilmişti. Kız istemeye gidildiğinde söz olurdu. Taraflar tanışırdı. Hadi taş çatlasın nişan olurdu. Ki bu en düşük ihtimaldi. O da bir bilgisayardan oyun havası yahut halay müziği açılarak sadece kızların -ya da erkeklerin. Tabi kız tarafı erkek tarafı ayrı- oynadığı şey. Ama evlenilmezdi, nikah olmazdı.
Bazı insanlar bazen 'işte bu dramdır.' gibi şeyler söylüyorlar. Ama daha ne dramlar olduğunu, ne zulmler yaşandığını bilmiyorlar. Ne yürekler yandığını, ne ateşler düştüğünü, tüten dumanın kor düşen evler olduğunu bilmiyorlar.
Açıkçası "İstemeye gidilen gün; kız istendi, alındı, söz kesildi, evlendi" bir dram değil.
Ama şu taraftan bakarsak:" istenmeye geldiği gün hiç tanımadığı birine tanımadan verilen, sözlenen, nişanlanan, evlenen ve en az bir hafta sonra ailesinin yanında olmayacak olan, Ve hiç fikri sorulmayan Sena'nın dramı. " başlığı adı altında en az 10 sayfalık yazı çıkar. Aslında tam dram olan bu değil. Tanımadığı Mus'ab ile sorunlar yaşamasından korkması. Sonuçta karakterini, kişilik özelliklerini, neyi sevip sevmediğini bile bilmiyor. Yahu Mus'ab'ın en sevdiği rek ne diye sorsalar ve bilemese 'Birde karısı olacaksın. Nasıl bilemezsin?' diyeceklerdi Sena'ya.
Mus'ab'ın da farklı bir durumu yok gerçi. Onda da aynı düşünce. Aynı yargı. Aynı kişilik.
Ama Allah en büyük. Her şeyi en iyi bilen şüphesiz. Hem...
"Her şerde bir hayır, her hayırda bir şer vardır."
Ve biz insanların göremediklerini, yanlış gördüklerini görüyor, biliyor.
(İnsanlar Allah'a güvendiklerini söylediklerinde bile akıllarında 'Acaba?' varsa güvenmiş olmuyordu. Çünkü sözde güven, kalpte atmayınca bu iş yürümüyordu )
Sena'dan...
Hani size bir sözcük sorarlar. Anlamını bilirsiniz ama açıklamak için cümle kuramazsınız. Ve siz bildiğinizi söylediğinizde, yalan söylediğini düşünürler.
Tıpkı bu durum gibi saçma bir durumdayım şu an. Eninde sonunda evleneceğimi biliyordum. Ama Bismillah! Bu ne hız.
"Allah'ım. İnşallah hakkımda hayırlı olanı budur." Dedim gökyüzüne bakarak. Allah sadece gökte değildi. Ya da yerde. O heryerdeydi. Ama Sema'ya açar ya insan elini. Ters şemsiye misali. Yağan rahmetle doldurmak için.
Bahçede oturduğum salıncak kıpırdamaya başlayınca kafamı çevirdim. Ammar'ı umarken Mus'ab'la karşılaşınca şaşırdım. Ama buna alışmam gerekecekti galiba.
Kaldırdığım kafamı indirirken, yerine koymayı düşünürken, hissettiğim kadarı ile uzun ve ince parmakların çenemi kavraması vasıtasıyla bir çift mavi gözlerle karşılaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Aşeka (Askıda)
Espiritual"Tüm bulutlardan sana düştüm, gitme." *** !UYARI! *Tüm hakları saklıdır. *Benden habersiz, alıntı yapılamaz, alınamaz, kopyalanamaz. Her hangi bir yerde alıntı yapanın adı altında paylaşılamaz. Bu uyarılara uyulmaz ise, gerekilirse hakkında hukuki i...