Gece ve Gündüz Bölüm 4

430 42 36
                                    


merhabalar efenim.. uzun bir süre oldu bilyorum ama yeni bölümle daha karşınızdayım..:D bu arada resimlerde gördüğünüz  Leyla..:D 

Bazen, yaşanılanların sonunu bilmek dahi istemezsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazen, yaşanılanların sonunu bilmek dahi istemezsiniz. Zira hangi son mutlu bitebilir?
Bunca kötülükten sonra dünya nasıl eski haline dönebilirdi? Eski... Eski dediğin neydi o vakit? Safkanların, vampirlerin ve dahi insanların öncesi miydi? İnsanlığında öncesinde ne yaratılmıştı? Yahut insanlar için mi yaratılmıştı dünya? Bilinmez. Ya da bilinir ama söylenmez. Tıpkı sırra kadem basmak gibidir düşünmek, ya mecnun derler yahut meczup. Düşünmeyi, ta o zamanlardan yasak etmediler mi bize? Zira düşünebilen varlıklar olduğumuz halde. Nedir öyleyse bizi korkutan? Öyle ki artık ne kaldı geriye?

Ancak, nihayetinde bu gölgede gelip geçici, karanlık bile geçmeli, güneş tekrar doğduğunda eskisinden daha parlak olmalı. Yalnızca bu umudun küçücük bir pırıltısı için ateşe verilmedi mi tüm uygarlık?

Öyle bile olsa ateşin küllerinden yeniden doğmalı, yeniden doğup nefes aldığını bilmeli karşında kim varsa. Korkmadan, cesurca atılmalı adımlar. Doğru dediğin neyse sonunu düşünmeden savunmalı o vakit. Değil mi ki bunun sonu yok, Değil mi ki her son bir başlangıç, o halde orada olduğunu bilmeli karanlık. Seninde nefes aldığını bilmeli. Tek bir çocuk dahi kalsa karşısında onun gülüşlerini duymalı, öyle ki umut dediğin çocukların üzerine doğmalı.

Tıpkı bir anne şefkati ve anne şiddeti gibi. Safkanları, vampirleri ve dahi insanları ayıran temel özelliklerin gün geçtikçe aynı aynada yansıması gibi.
Nihayetinde gece batmış ve güneş insanlar üzerine doğmuştu. Ama bazıları o kadar şanslı değildi. Zira yüzü oldukça kızgın görünüyordu Arden'in ve o bakışlarını kaçırmakla yetiniyordu.

"Yemeğinizi bitirin bugün okula babanız bırakacak sizi." Dedi soğuk soğuk. Biliyordu çocuklar, gözlerinin altında ki halkalara bakılacak olunursa dün gece ki karakol olayı ve oraya gidiş hikayelerinden sonra muhtemelen uyuyamamıştı Anneleri. Ama bunun sonu yok gibiydi ve acilen durumun yatışması gerekiyordu.

"Anne yüzünü bu kadar asma, Leyla işte bilmiyor musun? Oldu bir hatası affet." Diyerek sahte bir gülücük fırlatırken. Bön bön Alp'e baktı Leyla.

"Allah Allah sütten çıkmış ak kaşık mısın sen acaba?"

Başını kardeşine çevirirken ters ters yüzüne baktı Alp ve gülümsemeye çalıştı:

"Sen yemeğini yesene küçük kardeşim, ana muhalefet gibi sürekli konunun içindesin. " Derken, sözlerine gülümsemeye çalıştı Leyla ama tekrar somurttu:

" Üstümden prim yapma o zaman." Derken gözlerini kocaman açtı ve hızla kısarken baygın baygın yüzüne bakmaya devam etti: "Aslıda doğru bak, hakiki bir madalya takmak lazım sana. Zira sürekli saman altından su yürütebilmek yetenek isteyen bir iş de... " diye söylenirken, Alp sözünü yarıda kesti.

SOLUKSUZ - "En karanlık ŞAFAK" Tüm Kitap SitelerindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin