Safkanlar Bölüm 16

132 15 8
                                    

Merhabalar yeni bölüm SAFKANLAR ile  karşınızdayım.. fotoğrafta ki Alperen,,,CHOPİN ın eserini paylaştım müzik dinleyerek okuyabilirsiniz..:) 

Öyle bir şeydir ki hani anlatmak istenir de kolay anlatılmaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Öyle bir şeydir ki hani anlatmak istenir de kolay anlatılmaz. Öyle bir durumdur ki hani kurtulmak istenir de derilerine yapışmıştır seni bir an olsun bırakmaz. Eksik mi fazla mı sorgulamaya başlanıldığında içi daraltır nefes aldırmaz olunur ya, öyle bir durumun karmaşasını yaşıyordu Alp. Başını kaldırdığında dersin nihayet sonuna geldiğini fark etti. Ancak tam karşısında dikilen Bayan Tara'yı daha sonra görebildi. Siyah çerçeveli gözlüklerinin altından ters ters Alp'e bakarken o da nihayet kendine gelebilmişti.

"Alperen.." Dedi oldukça kızgın bir ses tonuyla,

"Bayan Tara..." Derken gözlerini kısıp anlamak ister gibi baktı.

"Dalga mı geçiyorsun benimle?"

"Sanırım hayır." Diyerek başını çevirdiğinde öğretmeninin kaşlarını çattığını fark etti.

"O halde cevap ver, buraya uyumaya mı geliyorsun sen? Ne zaman dersimi dinleyeceksin? Gece sınıfı mısın yoksa gündüz sınıfı mı?" Derken bayan Tara'nın gözleri kızardı. Ortalık aniden kırmızı bir şafağın görüntüsü ile kararırken irkildi Alp. Başını çevirip karşıya baktığında tahta da ki soruların sürekli  değişip durduğunu fark etti. Garip biçimsiz sayılar birbirini kovalıyordu. Etrafına baktığında ise insanların yüzlerinin değişerek ürkütücü bir hal aldıklarını gördü. Her birinin gözleri değişerek içeri geçiyor ve ağızları gözleri gibi kararıp çürüyerek içeri çöküyordu. Ne olduğunu anlayamadan hızla masaların sallanmaya başladığını sezdiğinde kımıldayamadığını hissetti. Deprem mi oluyordu? Tuhaf bir gül kokusu sardığında çevresini duvarlar çatırdamaya başladı ve içinden dikenli sarmaşıklar çıkarak ortalığı kaplarken uğultular duymaya başladı. Sınıf senkronize bir halde uğuldarken Bayan Tara'nın gözleri parladı. Uzamış diliyle dudaklarını yalayarak, aynı şekilde uzamış tırnaklarıyla parmaklarını Alp'e uzattı. Etrafı garip bir auroyla kararıp aydınlandı ve ardından çevreyi saran bağırışların çığlıklara dönüştüğünü duydu. Tırnaklar yüzünü gölgelerken birden başını kaldırdı.

"Alperen." Hızla nefes alıp verirken, aniden başını çevirdi. "Alp iyi misin?" Bayan Tara ne olduğunu anlamak ister gibi elini uzattığında, Alperen refleks olarak hızla elini itti. Öylece ona bakarken durumun trajedisini üzerinden atamadığını fark etti. Bir dakika içinde: "İyi misin? Revire gitmek ister misin?" Diye sorarken bayan Tara, Alp'in gözleri sınıftakilere kaydı. Onlar şaşkın bir halde durumu izlerken Alp çantasını da alarak hızla sınıftan dışarı çıktı.

Aniden durdu. Nefes alması gerekiyordu. Nefes almalıydı. Nefes al Alp, nefes al. Elini duvara yasladığında çantası yere düştü. Kravatını gevşetirken gözlerini kapadı. Bu garipti. Oldukça acılı bir sürecin sancılı sanrılarını çeker gibiydi. Bir sonu var mıydı bunun? Bir son bulacak mıydı? Sırtını duvara yaslarken yere oturdu. Başını aşağı eğerken düşünmenin bir yararı olmayacağına kanaat getirdi. Bu durum o Uluç denen kaçığın yüzünden nüksetmişti. Derin nefesler alarak gözlerini kapadı.

SOLUKSUZ - "En karanlık ŞAFAK" Tüm Kitap SitelerindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin