Evsizler Bölüm 17

126 18 12
                                    

Merhabalar evsizler bölümüyle yine karşınızdayım.. yorum ve OYLARINIZI eksik etmeyin efenim keyifli okumalar..

İnsan tarihi,  var oluştan bu yana zaman zaman karmaşık ve yorucu bir süreçten geçmişti. Savaşlar, nükleer saldırılar, kriz yüzünden yok olma eşiğine düşen şehirler oldukça düşündürücü gelse de lanet olsun  bir türlü konsantre olamıyordu Leyla. Sonunda kaşlarını çatarak Naz'a baktı. O bacaklarını sandalyenin kollarına  atmış  müzik dinlerken arada bir de  mırıldanarak sakız çiğniyordu. Ciddi miydi? Sonunda masaya bir yumruk attı. O zaman başını çevirdi Naz.

"Hmm..." Derken Leyla'nın kızgın yüzüne baktı. Bekleyip gözlerini devirdi ve kulaklıklardan birini çıkarıp soğuk soğuk Leyla'yı izledi.

"Bilerek mi yapıyorsun?" Derken dişlerini gıcırdattı Leyla.

"Neyi?"

"İki saattir... Cak cak çiğneyip durma şunu. Konsantre olamıyorum. Ayrıca hazır sende buradayken belki bir kaç kitaba  bakar da kazara bir şeyler öğrenirsin zannettim ama senin bünyede işe yaramıyor anlaşılan."

"Of. Ders dışında ders çalışmaktan nefret ederim. Gerçi dersteyken de pek dinlediğim söylenemez. Çok sıkıcı."

"Biliyor musun Naz, bazen sana imreniyorum." Derken gözlerini devirdi ve önünde ki kitaba döndü.

"Biliyorum." Diyerek sakızını çıkardı ve masanın altına yapıştırdı. "Mutlu oldun mu?"

Bir şey söylemedi Leyla ama başının giderek ağrıdığını hissetti. Bir dakika içinde kütüphanenin ışıkları yanıp sönmeye başladığında kızlar aynı anda başlarını kaldırıp yukarı baktılar. Neler oluyordu? Kahretsin elektrikler gitmeyecekti değil mi?

"Gitsek mi artık?" Dedi Naz. Canı iyice sıkılmıştı. Derin bir nefes aldı Leyla, haklıydı. Geç bile kalmışlardı. Bu saatlerde okul güvenli sayılmazdı. Ak kulenin öğrencileri Kara kuleye giremezlerdi ama yinede tedbiri ellerinden bırakmasalar iyi ederlerdi. Başını sallarken Leyla ayağa kalktı ve kitapları toplamaya başladı. Naz da bir atlayışta kalktı ve çantasını kaptı. "Yarın kan bankasına uğramam gerek." Dedi. Sesi oldukça  donuk çıkmıştı. Aniden dondu Leyla ve Naz'ın üzgün yüzüne baktı. Ama o kendisine bakmıyordu: "Yarın benim sıram." Dedi. "Babamın işleri de bu aralar pek iyi gitmiyor. Kardeşlerim sanırım burada okuyamayacaklar ama yinede kan bankasına gitmek zorundalar. Eğer yeterince hizmet görmezsek, hizmet etmenin ne anlamı var? Hiç düşündün mü Leyla, eğer bir gün bir sebepten öleceksek, bütün bunların ne anlamı var?"

Tarih kitabını alırken: "Bir sebepten ölmeyeceksin Naz." Dedi  ve başını tekrar kaldırıp Naz'ın yüzüne baktı Leyla. "Bir sebepten ölmene izin vermem. Evlenecek, çocukların ve torunlarından sonra yaşlı ve buruşmuş bir kadın olduktan sonra öleceksin. Yani önünde uzun bir yol var."

Yaşlanarak ölmek bu çağda insanlar için bir lüks sayılırdı ama düşüncesi de güzeldi. 

"Evimin önünde bir çardak olacak ve sende o buruş buruş suratınla yanımda oturuyor olacaksın. Ve sürekli bir şeylerden şikayet edeceksin. Bende mecburen seni dinliyormuş gibi yapacağım." Derken gülümsedi Naz. Leyla da gülümserken çantasını omuzuna attı. 

"Hadi oradan." Diyerek kapıya yürüdüğü sırada Naz arkasından bir şarkı patlattı. Koridora çıktıklarında o, eline bir süpürge almış konser verirken Leyla da etrafta birileri var mı diye kontrol ediyordu. Dans ederken kontrolünü kaybederek sınıflardan birine girdiğinde Leyla da suratını asarak peşinden gitti. Öğrencilerin son ders zilinden sonra kütüphane dışında okulda olması yasaktı.

SOLUKSUZ - "En karanlık ŞAFAK" Tüm Kitap SitelerindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin