Çağrı Bölüm 8

257 32 20
                                    


Evet arkadaşlar merhaba yine ben..:d biraz geç bir bölüm oldu affola  yine bomba gibi bir bölüm var ama..:D  Bu arada resimlerde gördüğünüz karanlığın hükümdarlarından biri ALKAR.. Yani ilk bölümde insanlığın düşüşüne sebep olan ak saçlı Lider...:D
Keyifli okumalar dilerim efenim..:D

           Bir efsun misali yankılan bu org sesleri tüm şatonun çevresine sarıldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

           Bir efsun misali yankılan bu org sesleri tüm şatonun çevresine sarıldı. Derin zindanlara ve eski konaklara kadar yavaş yavaş yayıldı. Karanlık silüetlerin uyuduğu derinlerde bir çan misali ürkütücü ve korkunç sesler yankılandı.

       Siyah ve mor renklerle kare kare oluşturulmuş zemin üzerinde yürüyen bir ölümsüz, oldukça zarif hareketlerle ilerideki tahtın üzerinde oturan eski hükümdara doğru ilerlemeye başladı. Büyüleyici gözlerinin yanında kara nehirler gibi dökülen saçları kusursuzdu. Bir inciyi anımsatan güzel yüzünde  ise hiçbir tepki görünmüyordu. Üzerine giydiği ipek siyah gömleğinin fırfırlı ve arkaya uzayan kısmı kalçalarını kaplarken sıkı deri pantolonuyla uyumluydu. Dizlerine dek metal gümüşlerle süslü çizmeleri ve zarif yürüyüşü onu bu boyuttan soyutlamaya yetiyordu.

       Ancak onun bakışları yalnızca karşısında ki doğa üstü hükümdar daydı. Öyle ki etrafına sardığı o güçlü auro dışarıdan dahi hissedilebilirdi. Uzun ak saçları bronz tenine şaşırtıcı derecede uyum sağlarken keskin gözleri bu gelen yeni nesil safkanı süzüyordu.

       Hükümdarın yanına yaklaşan bu genç ve güçlü safkanı görenler saygıyla eğildiler. Zira o soylu kanı taşıyan geleceğin prenslerinden biriydi. Alkar'ın oğlu Altu'ydu. Yeni nesil kuşağın karanlık lordu.

       Son adımın ardından dizinin üzerine çöküp elini kalbine koyarken hükümdarı selamladı.

"Beni arzu etmişsiniz efendim."

Elini yukarı kaldırıp keskin gözlerini çekmeden kalkmasını emretti. Gözlerinin içine bakarken kendi gözlerini kıstı.

"Söyle bana ilk oğul." Dedi. "Geceleri görünen ayın ışığı mı yoksa gündüzleri görünen güneşin ışığımı yakıcıdır."

"Sizin için geçerli olacak cevap benim içinde geçerli olacaktır."

"Öyle mi?" Derken ayağı kalktığında ellerini arkasında birleştirdi hükümdar. Ayakları çıplakken, altında beyaz ipek bir pantolon ve hem ön hemde arkasından aşağıya dek uzanan altın işlemeli  uzun bir kumaş görünürken heybetli vücudunda başka bir şey yoktu.

Keskin bakışlarını tekrar Altu'ya çevirdi.

" Ben bir güneşsem, sende bir Aysındır.  Eğer Ayın ışığıysan, kaynağın ben olurum. Peki nasıl olur da ben ışığımı sana vermeden parlar, geceleri aydınlığa boğabilirsin?"

SOLUKSUZ - "En karanlık ŞAFAK" Tüm Kitap SitelerindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin