10. Bölüm

258 26 20
                                    

LU HAN

Araba evden hızla uzaklaşırken yaşadığım stresin temel sebebi, çıkmak üzere olduğum resital yerine Baekhyun ve abim arasında oturuyor olmamdan kaynaklanıyordu.

Dün yaşadığım hayal kırıklığı bugün yaşadığım şaşkınlıkla yarışıyordu adeta.

Göz ucuyla sol tarafıma baktım, inanamıyordum Byun Baekhyun benim takım elbisemi giymişti üstelik bu da yetmezmiş gibi az sonra çıkacağım resitale ailemle birlikte katılıyordu.

Sessizdi...

Neredeyse hiç kıpırdamadan manzarayı seyrediyordu.

İlginçtir ki yine aynı Byun Baekhyun yine ummadığım bir şekilde kemanımı kullanılmaz hale getirmiş ve beni sonsuz bir hayal kırıklığına uğratmıştı.

Dün ters olan her şey bugün kusursuz bir şekilde mükemmel olmaya çalışıyordu.

Chanyeol'ün hala gergin olduğunu dizlerinde ritim tutan parmak uçlarından anlayabiliyordum.

Sinirli olduğunda kendini böyle sakinleştirmeye çalışırdı. İçinden sürekli sayı saydığını biliyordum.

Genelde sakin ve olgun biriydi. Ama onun sınırlarını zorlarsanız gerçekten
baş edilmesi güç birine dönüşüyordu.

Baekhyun yüzünden delirmek üzere olduğunu görebiliyordum, oysa o annem ve benim için kendine engel oluyordu.

Bense dün beni ne kadar üzse bile çoktan sakinleşmiş, hatta beni izlemeye geleceği için heyecanlanmaya başlamıştım.

Onun sanatına hayrandım.

Kendine güveni ve sahnede kendini kayıp edişi.

Şimdiye kadar onun peşinde onun gibi olmak için koştururken onu ne kadar zor bir duruma düşürdüğümü fark etmemiştim.

Asla onun bir kopyası olmak istemiyordum ki ben.

Luhan olarak var olmak istiyordum.

Sadece onun ışıltılı sahnesi bana ilham veriyordu. Taze bir ilkbahar sabahı gibi...

O yüzden yaşadığım hayal kırıklığını annemle paylaşmamıştım, onun bana böyle bir şey yaptığını söylemek benim için öyle zordu ki.

Ama o her zamanki gibi beni şaşırtmaya devam ediyordu. Pişman olduğunu onu salonda gördüğüm ilk anda anlamıştım zaten.

Onu uzun zamandır takip ediyordum onun gibi biri kolay kolay gardını indirip bu şekilde bir ziyarete asla gelmezdi. Sadece onunla biraz daha oynamak fena olmazdı.

Tabiki şansımı zorlamayı pek düşünmüyordum. O her zaman çok popüler ve etrafı çok kalabalık biri olmuştu.

Yine de o kalabalığın içindeki yalnızlığı öyle çok göze batıyorduki. Şuan benim için resitale gelirken ne kadar tedirgin olduğunu görebiliyordum.

Devamlı aralıklarla ellerini birbirine sürtüyordu. Bu hareketi genelde sahneye çıkmadan önce yapardı.Onu kuliste gizlice izlerken fark etmiştim.

Sessizlik benim için bile katlanılmaz olmaya başlamıştı.Kimse konuşmuyordu.

Annem bile.

Sahne almadan önce ihtiyacım olan tek şeyin sessizlik olduğunu herkes gibi o da biliyordu. Bir kaç kere dilinin ucuna kadar gelen kelimeleri güçte olsa geri yuttuğunu görüp gülme isteğimi bastırmak zorunda kaldım. Onun gibi biri için bu kadar uzun süre sessiz kalmak neredeyse imkansızdı.

Secret ObsessionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin