8. Bölüm

314 31 31
                                    

BYUN BAEKHYUN

Gün ışığı odamın geniş pencerelerinden süzülüp tatlı uykumu bölmeye çalışıyordu. Elimi usulca gözlerime siper etmeye çalışırken kollarıma ani bir şekilde saplanan ağrıyla bütün uykum dağıldı.

Sahi dün o koca dev beni bir çuval gibi yere fırlatırken dirseklerimin üzerine fena halde düşmüştüm. Sanırım bir süre hiç bir müzik aletine dokunamayacaktım. Aklıma gelen bu fikirle yüzümü buruşturdum. Tanrım çenem fena bir şekilde ağrıyordu. Baş rolü kaybetmem yetmezmiş gibi gururumu da Huan gölünün kıyısında kaybetmiştim.

Tam da bir kaç gün okula gitmememin iyi bir fikir olacağını düşünürken telefonum çalmaya başladı. Cevap vermek niyetinde değildim ama üç kez ard arda aranıyorum. Kim olduğuna bakmadan yanıtladım

- " Efendim?"

Hattın diğer ucundan tanıdık ses cevap verdi

- " Byun Baekhyun nerdesin?Günlerdir yoksun neler olduğundan haberin var mı? Hemen okula geliyorsun Profesör seni görmek istiyormuş."

Derin bir nefes aldım

- " Chen...Profesöre bana ulaşmadığını söyle sonra görüşürüz."

- " Sakın kapatayım deme burda ne durumdayım haberin var mı? Akşam resital var ve Luhan çıkamıyor o da ayrı bir konu zaten, sana ihtiyacımız var senin çıkman  lazım ben yapamam hemen gel lütfen Baek hemen ben ne yapacağım? Baekhyun hemen gelmen laz--"

Chen her zaman bu kadar panik olmak zorunda mı ve Luhan onunla ilgili ne olmuş olabilir ki neden çıkamıyor.

- " Tamam tamam hemen hazırlanıp geliyorum sakin ol."

Onu biraz da olsa rahatlattıktan sonra hazırlanmaya başladım. Kıyafetlerimi giyerken bile bu kadar zorlanmam normal mi düşündüğümden daha sert düşmüş olmalıyım.

Bir kaç gün uzak kalmak istediğim o binanın önündeyim yine, her yerde uçuşan sakuralar var sonbahara yaklaşıyoruz nede olsa.

Kantinde her zaman ki yerimiz de toplanmış olan üçlüyü gördüm. Arkalarından yavaşça yaklaşıyordum ve

- " .... bunu gerçekten yapmış mı?Hala inanamıyorum." dedi Suho sesinde kızgınlık vardı.

O sırada Chen beni fark etti. Rahatlamış görünüyordu.

- " Sonunda geldin talihsizliklere daha fazla dayanamazdım." diyerek mırıldandı.

- " Sorun ne?" Aslında saçma bir şekilde  Luhana ne olduğunu merak ediyordum. "Neden resitale  ben çıkıyormuşum? "

Üçünün de sinirden gözleri parlıyordu ve bana bakıyorlardı. Derin bir nefes alarak konuşmaya Suho başladı

- " Dün dersten sonra biri Luhan'ın kemanına zarar vermiş. Hala aklım almıyor bunu nasıl bir canavar yapmış olabilir! "

Ben canavar mıyım?

- " Luhan kendi halinde sevecen ve çok başarılı biri ona kim zarar vermek isteyebilir hemde kemanına! Ayhss öldüresiye dövülseydi canı o kadar yanmazdı eminim." diye devam etti Minseok.

Bir kemanla ölesiye dövülmek bu kadar kolay kıyaslanabiliyor mu  gerçekten?

- " Saçmalamayın bir keman sadece tamir edilebilir  dayak yemesinden iyidir." dedim.

Hepsi aynı hızla ve aynı şaşkınlıkla bana döndüler.

- " Baekhyun, ne zamandır bu kadar duygusuzsun. Okuldaki herkes o kemanın Luhan'ın annesine ait olduğunu bilir. Ona kalan tek ve anlamlı hatıra... Bunu Luhana yapan kişi kalbini parçalamak istemiş ve başarmış."

Secret ObsessionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin