16. Bölüm

189 25 10
                                    

OH SEHUN

Dolunay tüm ihtişamıyla parlayarak gölün uyuyan sakinlerine rahat
vermemeye kararlıydı sanki.

Tabiki küçük bir parti olacağına beni inandırıp son yüzyılın en büyük doğum günü partisine ev sahipliği yapmama sebep olan sevgili kardeşim Kyungsoo'nun iskeleye kadar kurdurduğu dev ses sistemini saymazsak.

İstediğim tek şey tüm bu gürültüden uzaklaşmak ve biraz nefes almaktı ama benim sessizliğe fazlasıyla alışkın olan odam bile titreşimle kendinden geçiyordu.

Pencereden baktığımda her zaman bana huzur veren gökyüzü lazer ışıklarla parçalara ayrılıyordu.

Kalabalık, verandaya kadar taşmış bahçenin her bir köşesi çoktan alkol sınırını aşmış yeni yetmelerle doluydu. Kimseye ruhsal ya da fiziksel bir zarar vermeyeceğime dair Kyungsooya söz vermemiş olsaydım bu parti ya şu anda biterdi ya da yürüyemeyecek kadar içmiş olan bir iki serseri kendini gölün dipsiz karanlığında bulurdu.

- " Bu çocuk sakin görünüşüne karşın oldukça iddalı bir iç dünyaya sahip olmalı."

Arkamdan gelen ses beni içimden söylenmek zahmetinden kurtarmıştı.

Baekhyun elleri ceplerinde ağır adımlarla bulunduğum yere, pencerenin pervazına yaklaşıyordu.

- " Böyle çılgın partiler vermeyi ne ara öğrendi acaba... Senin fikrin olmadığına eminim."

Muzipçe gülümsüyordu. O ne zaman espiri yapıp ne zaman ciddi olduğunu anlayamayacağınız türden biriydi.

Başımı umursamaz bir şekilde salladım ve o konuşmasına devam ederken gözlerim verandaya doğru sarsak adımlarla yürüyen
bir gencin üzerinde oyalanıyordu.

Baekhyun her zaman konuşacak bir şeyler bulurdu ve nereye saklanmış olursam olayım arayıp bir şekilde beni yine bulurdu.

Bense izlemeye devam ediyordum baştan aşağı siyahlar içindeydi, hiç tanıdık gelmiyordu ve tehlikeli bir aura yayıyordu.

Rastgele bir kızın yanına yaklaştı ve hızla kolundan çekip ellerini beline doladı. Sanırım onunla dans etmeye çalışıyordu.

Kızın ifadesinden rahatsız olduğu belliydi. Tek bir hareketini bekliyordum. Bahçeye inip yüzünü dağıtmama sebep olacak tek bir hareket. Baekhyunsa susmaya hiç niyeti olmadığını ispatlarcasına Kyungsooya aldığı muhteşem doğum günü hediyesinden bahsediyordu.

O sırada manzaramı süsleyen av beklediğim hareketi gerçekleştirdi ve kızı kendine doğru çekerek zorla öptü.

Ve bende Baekhyunun şaşkın bakışları karşısında hızla aşağı indim.

Kız, çocuğu omuzlarından iterek kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu ama belli ki bu çocuk ısrarcı bir tipti. Hareketlerinden baya bir içmiş olduğunu anlayabiliyordum.

Yüzünde serseri bir gülümse hakimdi. Saçları mı daha siyah yoksa gözlerimi ayırt edemiyordum. Ama ilk yaptığım şey ikisinin arasına girip yüzüne sağlam bir yumruk geçirmek oldu. Az önceki tacize ses çıkarmayan kalabalık yumruklar konuştuğu anda etrafımızı sarmaya başlamıştı.

Memnun bir gülümsemeyle gecenin benim için yeni başladığını kendime itiraf ettim. Toparlanması için ona biraz süre verebilirdim ama o hızla ayağa kalktı ve yüzüme salladığı yumruğun avucumun içinde kalmasıyla şaşkınlığa düştü.

Ne sanıyordu acaba daha ayakta bile duramazken beni dövebileceğini mi?

Bileğini sertçe geri çevirmem birden dönmesine ve sırtını sertçe göğüsüme çarpmasına sebep oldu.Gerçekten acı çektiğini nefes alış verişinin sıklığından anlayabiliyordum.

Secret ObsessionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin