Ailesinin baskısından bunalıp evden kaçan kuzeninin yanına yerleşmeye başlayan Elis Aktaş gittiği şehrin kuralsız davranışlarına ayak uyduramamışken, bulaştığı Mesih Dinçer den ve hissettirdiklerinden kaçmak isterken kendisini iyice duygusuz buz mav...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BU AYKIRI SERİSİNİN 2.KİTABIDIR. İLK KİTAP KURALSIZDIR OLAYLARI ANLAMAK İÇİN ÖNCE ONU OKUMALISINIZ. PROFİLİME GİREREK KURALSIZ'A ULAŞABİLİRSİNİZ.
BİLGİLENDİRME
Bölümleri tekrardan yüklerken yan karakterlerle ilgili ufak da olsa sahne eklemeleri serpiştirmeyi düşünüyorum. Onun dışında ilk kitapta olduğu gibi karakterin ruhuna, kitabın ve sahnenin bütününe uygun revizelere ihtiyaç duyarsam aynı şekilde bunu yapacağım. Yine sahne eklemesi törpülemesi olacaktır. Şu an tam hakim olmasam da ön görü olarak yine bilgilendirme yapayım sahne çıkartması da olabilir. Bu yüzden kimsenin beklentiyle okumasını okuduktan sonra "Şule burası şöyleydi neden yok neden önceden haber vermedin? O kadar okudum sırf şu çift yada sahne için o kadar zamanım gitti" gibi gibi kimsenin mağduriyet yaşamaması için önden bilgilendirmek istiyorum ki ona göre okumak herkesin kendi inisiyatifine kalsın diyor, sekiz yıl önce yazdığım bir kurgu, yazdığım tüm cümleleri iyileştirmemin mümkün olmadığını düşünüyor, acemiliğimi maruz görmenizi isteyerekten yeni bölüm sıklık süreci bilgilendirmesine geçiyorum.
Gaza gelip hızlı hızlı bölümleri bitirmeye çalışmayacağım. Söylediğim gibi yan karakterlerle ilgili eklemeler olacağı için bunları kurgulamam gerekiyor, kurgulamak da zaman alıyor. Bu yüzden tadını çıkartarak, güzelce ilerleyeceğim. Karakterlerimin yapısını, bütünlüğünü tamamlayacak ufak dokunuşlara da önem verdiğim için telaşlanıp detay atlamak istemiyorum. Bu yüzden belki KURALSIZ kadar hızlı gelmez bölümler ancak seyrek de geleceğini düşünmüyor heyecanla ilk bölüme geçiyorum.
KEYİFLİ OKUMALAR💐
NİDA DURMAZ
Çiseleyen yağmur damlaları gözlerimin alt tarafındaki kemikli yapıya çarptıkça usulca ilerlemeye devam ediyordum. Hafifçe yükselen şimşek sesi ilk başta huzur gibi gelmişti. Bir süre sonra gökyüzünden çıkan şiddetle akan su damlaları yer yüzündeki varlıkları deşmek istercesine iniyordu.
Saç diplerim sızlamaya başlasa da bu sızıyı da sevmiştim. Kapüşonumu kafama geçirmeme rağmen tüm saç tellerim ayrı ayrı ıslanmış, alnımdan yüzüme sular sızmaya başlamıştı. Kararmaya yüz tutan kızıl tutamı gözümün önünden çekerek ilerlemeye devam ettim.
Yerler şiddetli bir şekilde akan yağmur nedeniyle su çukurlarıyla dolmuştu. Neyse ki deri, sivri burun topuklu botlarım nedeniyle ayaklarım sudan nasibini almamışlardı. Sıcak havada akmakta olan soğuk sular sıcak bedenimi ferahlatmaya yetmemişti. Sonunda dağa çıkabildiğimde gözlerimi kısarak karanlıkta etrafı seçebilmeye çalıştım.
Kapüşonumu çıkarttıktan sonra yanaklarıma yapışan saçlarımın arasına ellerimi sokarak geriye doğru ittirdim. Bu şekilde beyaz tenimi ortaya çıkartabilmiştim. Mesih... Onu görünce sırıttım. Esas oğlan deney tahtasıyla birlikte uçurumun kenarında duruyordu.
