KEYİFLİ OKUMALAR💐
ŞEYDA KILIÇ
"Arel..." İsmini söyledikten sonra sırtını banka yaslayarak ifademi izlemeye devam ettiğinde kafamda daha önce bu ismi duyup duymadığımı tartıyordum. Tam olarak emin olamasam da önceden Kehanet sokaklarında bu ismi işittiğimi hayal meyal hatırlıyordum.
"Memnun olmadım Arel," elimi ona doğru uzattığımda üst dudağını yukarı kıvırdı.
"Neden?" Omuz silktim.
"Normal bir muhabbet içerisinde değiliz farkındaysan, bu yüzden tersini söylemeyi seçtim." Kafasını sallayarak cebinden bir sigara çıkarttı.
"Seni ağlatan şeyi hâlâ öğrenemedim?" Sigarasının ucunu ateşe verdikten sonra ufak bir nefes alıp bana baktı.
"Öğrenmeyeceksin." Gözlerini kısarak üzerimi inceledikten sonra kafasıyla geldiğimiz yönü işaret etti.
"Azad'ın odasından mı çıkmıştın?" İç çekerek kafamı salladığımda bakışlarındaki donukluk geçmiş, yerini yeni imalar almıştı. Tek kaşını kaldırarak dudaklarını sinirle büzdü.
"Demek sana sert davrandı." Hissettiğim öfkeyle yerimden kalktığım an gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı. Her ne kadar ellerimi yumruk yaparak öfkemi geçirmeye çalışsam da başarılı olamamıştım. Kızlar Azad için sadece bu anlama gelebilirdi, bunu herkes bilirdi. Yine de sinirlenmiştim o şekilde bir çarpık ilişkimin olduğunu ima ettiği için.
Hiçbir şey söylemeden çekip gidecekken kolumdan tutarak beni kendine çektiği an kafamın ucu göğsüne değmişti. Tek eli bileğimi kavrıyorken diğeriyle karnımı karnına sabitlemişti. Sanki tüm bedenim yere doğru çekiliyordu, üzerime tarifi imkânsız bir ağırlık binmişti. Bileğimdeki parmaklarını çeneme dokundurduktan sonra kara gözlerini gözlerime dikerek kuvvetle konuştu.
"Başka bir şey var... Sendeki çok daha farklı bir şey..." Göz bebeği yerinden milimle titredikten sonra donmuştu sanki. Fotoğraf karesinde gibi yerine takılı kalmıştı, oynamıyordu. Duruşundan, sesinden ve gözündeki kararlılıktan kuvvet almıştım o an. Bu çok farklı bir durumdu. Daha önce hiç tanımadığım, bilmediğim bir insandan emindim, çok güçlü ve güvenilir gelmişti.
"Bende ki tahminin tam tersi..." Ne kadar güçlensem de sadece bu kadarını diyebilmiştim. Utanması gereken ben değildim, utanması gereken Azad'ın ta kendisiydi. Kaşlarını çatarak kafasını bana doğru eğdi.
"Sana ne yaptı?" Gözlerinin karasında derin düşünceler vardı, kapılsam boğulacaktım, bu yüzden çok derin bakmamaya dikkat ettim.
"Ne yaptığını tahmin edebilecek zekâya sahipsin!" Düşünceli karaları kor olmuştu sanki... İrislerinin hiddeti serin bir rüzgâr gibi yüzüme savrulmuş, sıcaktan soğuğa geçiren afallatmayı bana yaşatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADALETSİZ
Teen FictionAilesinin baskısından bunalıp evden kaçan kuzeninin yanına yerleşmeye başlayan Elis Aktaş gittiği şehrin kuralsız davranışlarına ayak uyduramamışken, bulaştığı Mesih Dinçer den ve hissettirdiklerinden kaçmak isterken kendisini iyice duygusuz buz mav...