Ailesinin baskısından bunalıp evden kaçan kuzeninin yanına yerleşmeye başlayan Elis Aktaş gittiği şehrin kuralsız davranışlarına ayak uyduramamışken, bulaştığı Mesih Dinçer den ve hissettirdiklerinden kaçmak isterken kendisini iyice duygusuz buz mav...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lidya ve Azad revizesiyle ilgili bilgilendirme.
İlk kitabı düzenleyerek yayınlarken bütünsel tamamlanmaya, karakterlerin giriş gelişme ve sonuçlardaki davranış, tutum ve kendilerini ispat etme süreçlerine bakarken Lidya da kopukluk olduğunu söylemiştim Lidya'nın karakter bütünlüğünü ve kurgudaki rolünü mantık hatalarından ve olay örgülerdeki kopukluklardan kurtarmak için revizeyle tümsel bir bakış açısıyla ele aldığımı yinelemek istedim. Onun dışında Azad'la ilgili karakter açısından değil de Azad'ın kurgudaki konumundan kaynaklı kurgusal bir revize gerçekleştirdiğimi de belirtmiştim. Onu zaten KURALSIZ'ı tekrardan yayınlarken işlemeye başlamıştık diyor, iyi okumalar diliyorum.
KEYİFLİ OKUMALAR💐
Kahverengi gözlerini üzerime dikerek kaldırdığı kadehini dudaklarına götürüp derin bir yudum aldı. Bakışlarını üzerimden çekmeden hareket etmesine bir anlam veremesem de kızın doğal tavırları karşısında tepkisiz kaldım.
"Elis..." Kafamı çevirerek Semum'a baktığımda dikkatle beni izliyordu. "Bir sorun mu var?" Kafamı iki yana sallayarak bir yudum aldım. Anlamışçasına kızıl kızın bulunduğu masaya baktı. Kısık gözleriyle kızı inceledikçe kaşları çatılmıştı. Dişlerini birbirine bastırarak gözlerini sımsıkı yumduğunda elindeki bardağı sıkmaktan kıracak vaziyete gelmişti neredeyse. Masada Semum'a doğru eğilerek elini tuttuğumda gözlerini açtı. İlk başta nerede olduğunu sorgular gibi bir hali vardı ardından silkelenerek gözlerime bakmaya devam etti.
"İyi misin?" Derin bir nefes alıp bakışlarını tekrardan o masaya yönelttiğinde kaşları çatılmıştı. Sebebini merak ederek kafamı çevirip masaya baktığımda aynı ifade benim de suratımda oluşmuştu. Masa boştu. Tek kaşımı kaldırarak Semum'a döndüm.
"O kimdi?" Dudaklarını ıslatarak kafasını salladı.
"Bilmiyorum?" Şüpheci bakışlarımı üzerinde gezindirirken acı çeker bir hali vardı. Sağ elini ensesine atarak ovuşturdu.
"Az önceki halin?" İnleyerek karşılık verdi.
"Başıma ağrı girdi." Söyledikleriyle ifadesi uyuşuyordu canının yandığı belliydi. Yanına gittim.
"Doktora gitmek ister misin?" Kafasını kaldırarak bana baktığında bakışları koyulaşmıştı sanki gülümsemeye çalıştı.
"Gerek yok."
"Sizi burada görebilmek ne de güzel!" Lidya'nın sesini duyduğumda göz göze gelmiştik. Suratında gerçek bir sevinç vardı. Bizi gördüğüne sevindiği belliydi.
