KEYİFLİ OKUMALAR💐
Bel çukurumu saran kuvvetli kollara doğru çekilmiştim. Sırtım göğüs kafesinin şekline bürünüyorken elimdeki yara yüzünden derimin üzerinde oluşan pütürlü çıkıntılarda geziniyordu dudakları. Sağ elimi bilerek suya sokmamıştım ve kullanmamaya çalışmıştım. Tüm çabalarıma rağmen canım yine de acımıştı.
"Ne saçmalıyorsun?" Bir anda söyleyivermiştim. Nefesindeki alay tınısından güldüğünü idrak edebildiğimde kafamı çevirerek kaşlarımı çattım. Eğleniyordu fakat bu eskisi gibi bir eğlenme değildi, beni küçük görmüyordu. Sadece tuhaf bir şekilde eğleniyordu. Üzerime giydiğim bahçıvanın kol kısmını kavrayıp öne doğru ittikten sonra serbest bıraktı.
"Tatlı gözüküyordun." Kolları arasında bedenimi çevirerek ona doğru döndüğümde sakallarının bir hayli uzadığını fark ettim. İyi duruyorlardı.
"Sende tuhaf davranıyorsun ve bir manyak gibi gözüküyorsun." Gözlerini kısarak boşta kalan elini arabaya yaslayıp bedenimi kıstırdı.
"İçinden geçen her şeyi söylemek zorundasın, değil mi?" Onun gibi gözlerimi kısarak kafamı sallayınca devam etti. "Güzel, bu hoşuma gidiyor." Hoşuna gitmesi iyi hissettirmişti. Çenemi dikleştirerek ona bakmaya devam ettiğimde dudaklarının kenarlarında oluşan çizgileri görebildiğime yemin dahi edebilirdim. Gülümsüyordu, daha çok gülmemek için kendini tutuyordu. Alt dudağını dişlerinin arasına alarak suratına yalandan kızgın bir ifade kondurarak kendini kontrolü altına aldı. Sanki kendini bıraksa çok farklı şeyler söyleyecekti, yapacaktı. Fakat yapmıyordu, kendisini sürekli dizginliyordu.
"Bu kadar ceza yeterli geldi mi?" Kollarımı göğsümün altında birleştirerek çenemi dik tutmaya devam ettim.
"Yetmedi, araba yıkamak hoşmuş." Elbette dalga geçiyordum. Tam anlamıyla berbattı.
"O zaman," geri çekildi ve yan tarafı gösterdi. "Devam edebilirsin," gözlerimin panikle açılmasına engel olamamıştım. Geriye doğru çekilince sesimi yükselterek dirseğinden yakaladım.
"Hey, hey! Sadece şaka yapıyordum." Gözlerini kısarak üzerimi inceledikten sonra dişlerinin arasından bir soluk alarak çenesini dikleştirdi.
"Biliyor musun Elis? Sana acıdım. Bu yüzden bu kadarını yeterli buluyorum." Acımak kelimesi dudaklarından çıktığı an ne yapacağım belli olmuştu. Tabii ki devam edecektim.
"Biliyor musun Mesih?" Bunu onu sinir etmek için söylemiştim. Yaralı elimi kaldırarak birkaç saniye gözünün önünde tuttum. "Bana acımaman için devamını da yapacağım ve gerekirse yaralı elimi bile kullanacağım." Artık ikimizin de kaşları çatıktı. Bir adım geri çekilerek işaret parmağını dudağının başparmağını ise çenesinin altında tutarak düşünür gibi yaptı.
"Anlaşıldı." Neyi anladığını anlamamıştım, şaşkın bir şekilde ona bakıyorken birden eğilerek kolunu dizlerimin arkasına sarıp beni sırtına attı. Beklenmedik hamleyle şaşkın bir nida dudaklarımdan dökülürken neye uğradığımı şaşırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADALETSİZ
Teen FictionAilesinin baskısından bunalıp evden kaçan kuzeninin yanına yerleşmeye başlayan Elis Aktaş gittiği şehrin kuralsız davranışlarına ayak uyduramamışken, bulaştığı Mesih Dinçer den ve hissettirdiklerinden kaçmak isterken kendisini iyice duygusuz buz mav...