Siyahın Mavisi

6.5K 329 10
                                    

Deniz ne güzel şeydi bee..

kimisine hayat verir.. kimisine yaşama sevinci..kimisini dertlendirir..kimisini mutlu eder..

keşke şu deniz de bana bir derman olsa...yaşama sevinci verse..yaşamak için bir sebep verse..

insan neden yaşar..öleceğini bile bile..tek cevap..sevdikleri ve sevenleri için.peki şimdi gel de ölme..

sahilde bir bankta oturdum..sırtımı banka verdim..ve denizin o kokusunu insana huzur veren dalga sesini dinledim bir süre.  Bir süre..sonra kafamı başka tarafa çevirdiğimde..küçük bir çocuk gördüm..bana gülümseyerek bakıyordu..gül çocuk..büyüyünce gerçekten gülmeyi unutuyor insan..

hala gülmeye devam ediyordu..bende ona kaşlarımı çatarak baktım..bu onun kahkaha atmasına neden oldu..ben ona sinirli ve öfkeli bakarken..o bana içtenlikle gülümseyip arada kahkaha atıyordu..

bu çocuğun anne ve babası yok mu allah aşkına..çocuğa elimle gel işareti yaptım..ilk önce anlamadı..

"buraya gel seni böcek"

bu sefer dediğimi anladı ama somurtarak yanıma geldi..

"niye baya böyek dedin abya"dedi daha ufak olduğu için çok komik konuşuyordu...

"böcek değil misin?"

"deyiyim tabi benim adım nuy şenin adın ne abya"dedi.

bir an çocuğa gerçek ismimi söylesem mi diye düşündüm ama söylemedim..

"benim adım siyah böcek"dedim..karanlık küçük bir çocuk için bir kabustu çünkü..

"seyin adın çiyah böyek mi abya.."dedi..siyahı daha düzgün söyleyemiyordu...

"boşver sen benim adımı anne baban yok mu senin?"

"vay ama annem bakkaya püf almaya gitti.."

"püf ne demek"..

"hani ucunda çiyah buyut çıkıyo ya ondan abya"..

çocuğunu bıraktı ve sigara almaya gitti..ama ben bu kadına gösteriririm..

"abya bak bayık..onu alayım mı?"diye ağzında bişey geveledi..ama ben ne dediğini anlamıyordum..annesi hakkında plan yapmakla uğraşıyordum çünkü..

sonra bir kadın"nur"diye bağırmaya başladı ben kadına döndüğümde..denizden birinin atlama sesi geldi kulağıma..nur denize düşmüştü..

hiç düşünmeden denize doğru koştum..ve zıplayarak denize atladım..nur denizin dibine doğru süzülüyordu ki bacağımda bir ağrı hissettim..Hayır

nur'a ulaştım..ama bacağıma kramp girdi ve bacağımı oynatamıyordum..en sonunda tüm gücümle nuru yüzeye doğru ittim..

oradan nasılsa birileri kurtaracaktı..ama ben nasıl kurtulacaktım..

poyrazdan

ayağıma batan camlar artık fazlasıyla canımı yakmaya başlamıştı..ama ben hala karanlığı bulamıyordum..belkide bara gitmiştir..diye umut ederek bara doğru koşmaya başladım..

artık ayaklarım kanlar içindeydi ve çevredeki insanlar bana acıyan gözlerle bakıyordu..ama onları çokta taktığım söylenemezdi..bir on dakikalık bir koşuştan sonra barın önüne geldim..

ama kapıdaki izbandutlar beni içeri almıyorlardı..

"karanlığı görmem lazım lütfen"..

"ulan yeter karanlık diye biri yok burada.."

"bakın lütfen izin verin çok önemli onunla konuşmam gerek."

"ulan siktirgit belanı arama karanlık diye biri yok burada.."

adamları iterek içeri girmeye çalıştığımda..bu sefer beni dövmeye başladılar..karnıma atılan tekmeler nefesimi kesiyor...atılan yumruklar yüzümü kan içinde bırakıyordu..adamlar ensonunda iki kolumdan sürükleyerek arka sokağa bıraktılar..birtanesi ayaklarımı gördüğünde çok şaşırdı..

beni orada bıraktıktan sonra iki adamdan bir tanesi geri döndü..

"çok seviyor olmalısın karanlığı.."

"ne"..

"onun adı bir zamanlar karanlıktı..ama artık adı siyah..çok kişi bilmez adının bir zamanlar karanlık olduğunu..ama benden sana öğüt..siyahın peşini bırak..her gün on mafya dan evlenme teklifi gelir..ağalardan,iş adamlarından..sürüsüyle vardır...Karanlığın karşısına çıkanı yaşamaları...burası onun mekanı zaten arada gelir kafa dağıtır..o gelince herkez susmak zorunda müzik kapanır..o gittikten sonra devam edilir..siyah artık istanbulun en tehlikeli mafyası..senin gibi birine bakmaz zaten"

"asla ondan vaz geçmem nolur nerde olduğunu söyle onun."

kanlı ayaklarıma birdaha baktı..ve söyledi..

"sahile doğru yürümeye gitmiştir.."

hemen ayağa kalktım..ama yürümeye mecalim yoktu..

"al şu arabayı yürüyemezsin böyle".dedi ve anahtarı elime tutuşturdu..bende zorla da olsa kalkıp arabaya koştum..kapıyı açıp oturdum..ve son gaz sahile sürdüm..

karanlık'dan

artık nefes alamaya mecalim yoktu..ve kulaklarım uğulduyordu..ölüyordum galiba ondandır..

şu an aklımda neden o var..sanki ölüm bile bişeyi bekliyor gibi.sanki ölüm bile bekle diye bağırıyor bana ama artık gücüm yok  yaşamaya Ecel kapıyı çaldı. ..çağan sana verdiğim sözü tutum..benim ecelim böyleymiş..ben intihar etmedim..Ecel beni buldu..denizin baloncuklarına son kez baktım..ve gözlerimi kapattım..

Ama kim olduğunu görmediğim biri dudağıma yapıştı..ben onu itmeye çalışırken o benim ağzımın içine nefesini üflüyordu..sanki kendisini öldürüp beni yaşatmak istercesine...kimdi bu beni kendinden çok seven..







KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin