Karanlık

"Vay Halinize"

Yağmurun altında ıslanan insanlar ne yapardı?

Büyük bir ihtimalle kaçardı.

Peki biz neden ayaklarımız yere çivilenmiş gibi yağmurda ıslanıyorduk.

"Uraz"dedim sesimi heyecandan ayarlayamayarak.Fazla çıkmıştı sanırım.

"Hmm."dedi sakin bir ses tonuyla.Nasıl sakin kalabiliyordu bu adam.

"Hasta olucaz biraz daha yağmurda beklersek."

Beni biraz daha kendine çekerek saçlarımın arasına bir öpücük koydu.

Anlamayarak ona baktığımda güldü."Ben hasta oldum zaten."  yine anlamayarak ona baktığımda "Sana hastayım."diyerek açıklama getirdi.

"Ne kadar da romantik."dedim yüzümü buruşturarak.

"Alışsan iyi edersin."

Cevap vermeme izin vermeyip elimden tutup eve soktu.Eve girdiğimizde ilk önce bize kapıyı açan hizmetli donup kaldı.

"H-hoşgeldiniz efendim."

Salona gideceğini ve cümle aleme duyuracağını daha doğrusu ilan edeceğini anladığımda hemen bir yerden tutundum.

"Hayatta gitmem.Yerin dibine sokarlar beni."

"Ya elimden tutarsın yada sırtıma atıp sokarım seni."

Yapabileceğinden korktuğum için hemen elini tuttum.Dediğini yapıyordu hayvan.Hiç şakası yoktu.

Hızlı adımlarla salona girdiğimizde ışıklar kapalıydı.

"Ali"

Biranda ışıklar yandı.

Ali ortada büyük sehpanın üzerine çıkmış ve eline oğuzun gümüş kupalarından birini almıştı.

(We are the champions)

Ardından 'We are the champions' şarkısı eşliğinde dans ediyordu.Kupayı havaya kaldırıp öptüğünde gözlerimi devirdim.

Oğuz deli gibi Aliyi alkışlarken,Ali eliyle hayranlarını susturan bir star misali elini sallıyordu.

"Hayır.Hayır.Bu başarı hepimizin dostlarım.Beni sizler yarattınız.Eğer siz olmasaydınız ben bu inatçı keçileri bir araya getiremezdim."

Uraz ve ben ise tepki vermeden onları izliyorduk.

"Kodumun herifi"

Gidip sehpanın üzerindeki Aliyi ensesinden tutmuştu.

"Efendim kanka." dedi hiç birşey olmamış gibi.

Kulağına eğildi.

"Senin zürriyetini s-"

Küfürün devamını duyamamıştım.Ama Ali'nin gözleri irileşmişti.

Uraz Aliyi bıraktığında Oğuz tam yanımdan geçip odasına çıkacakken taktığım çelmeyle kendini yerde buldu.Bakışları hüsranla 'Abla bunun bana nasıl yaparsın' dercesine bana döndüğünde;

"Hakettin."

"Abla ya."

Çocuk gibi mızmızlandığında elimi uzattım.Hüsranla bakan gözleri elimi uzattığımda muzhipleşti.