Divit kâğıdın üzerinde dans ediyordu adeta. Hele o, Efendi Babamın ellerindeyse... Dağın yamacındayken, zirvelerdeki bulut kümesini resmeder gibi net, derin ve pürüzsüz bir sanattı ellerinden çıkan yetenek. Eline diviti aldığında ortaya çıkan şaheserlere hayran kalırdım her seferinde.
Saat gece yarısını vuruyordu. Evin birinci katındaydık. Efendi Babamın bahçeye bakan bu odasında onunla baş başa olmak hep huzur verirdi bana. Bu oda bizim hat dersi çalıştığımız odamızdı. Sığınağımızdı bir bakıma. Eğlencemiz de buydu aslında. Diğer ağır ve meşakkatli derslerden boğulup bunaldığımızda Efendi'nin bu odasına girer, saatlerce hat sanatıyla uğraşırdık. Zamanın nasıl geçtiğini bilemezdim.
Yaşı bir hayli ilerlemesine ve artık mübarek elleri titremeye başlamasına rağmen divit kâğıda değdiği anda fizik, bu aşka teslim olurdu sanki. O titreyen el gider, yerine gencecik dipdiri bir el gelirdi adeta. Hassas olma sanatıdır hat. Tek bir hata, tek bir ihmal, tek bir savsaklama kabul etmezdi. Ahenk ve ritim şarttı. Nizam, intizam ve uyum şarttı. Ve daha birçok olmazsa olmazı vardı bu ince sanatın. Bizim Şeyhimle raksımız da eğlencemiz de huzurumuz da buydu işte! Saatlerin nasıl geçtiğini anlamaz, çoğu zaman sabah namazına yakın kalkardık rahlemizden.
Divit tekrar dalmıştı hokka'nın içine. Diviti çıkardı nazikçe. Durdu. Sonra sildi zarif bir şekilde ucunu. Hokka'nın yanına bıraktı yavaşça. Sırtını dayadı sedire. Gözlerimin içine baktı derin derin.
"Hat sanatı nasıl bir şeydir bilir misin Can?" dedi durup dururken. Konuşası vardı sanırım.
"Sizin elinizden çıkanları gördükçe nasıl bir zarafet olduğunu görebiliyorum efendim!" dedim, dikkatlice cümlelerimi seçerek.
"Hat; çizgi çizebilme sanatıdır... Pekiyi çizgi nasıl oluşur Can?"
"!!!"
"Noktalardan..."
Bir şeyler anlatmak istiyordu. Ben de onu dinlemek istiyordum. Dinlemek... Çok oldu sohbet etmeyeli. Sesini duymayalı...
"İşte bu noktalar Can! Hattın da hayatın da anasıdır. Özüdür... Kendisidir... Nokta koyarken kâğıdı ölçeceksin, biçeceksin... Çizgiler bu noktalardan oluşur. Elde ettiğin bu çizgiler, kıvrımlar, sonsuz uzunlukta ve kabiliyette desenler çıkartır ortaya. Tek bir noktadan başladığın yolculuk, sonsuzluğa gidişinin başlangıcıdır. Tekten çokluğa, maddeden manaya geçişi sağlar."
Dudaklarından çıkan cümlelerinde kayboluyordum. O kadar özlemiştim ki böyle bir sohbeti. Şeyhimle yaşadığım bu atmosferi... Dedim ya yıllar olmuştu...
"Nokta önemlidir Can! Noktayı koyacağın yeri iyi belirlemelisin kâğıtta. Hareket oradan başlar. Sonra sonsuzluğa uzanıp gider. Şekli, biçimi içine katar; alır götürür insanı. Göreni hayran, hissedebileni divane bırakır."
Yıllardır hat sanatıyla uğraşırdık. Birlikte ne dersler yaptık... Ne eserler çıkarttık ortaya. Daha bir kez olsun konunun bu boyutundan bahsetmemişti bana. Aslında ben de hiç olaya bu açıdan bakmamıştım. Hat, deşarj ve eğlence alanıydı benim için. İlginç...
"Hat; dışarıdaki dünyadan kopmadan ortaya çıkmaz Can! Harflerin içine dalmalısın ki zenginlik, görkem ve ihtişam yansısın kâğıdına. Bu muhteşemliği gören göz, orada hem yazıyı görür; hem resmi görür ve hem de ahengi görür, müziği görür..."
"Bir hat nelere kadirmiş meğer..." diye geçirdim içimden. Biraz da muzipçe. Sonra böyle söylediğime utandım kendimden. Söylenenlerde elbet bir derinlik vardı. Ben anlayamasam da... Hem bu son zamanlar kendimle de yüzleşmem gerekti sanırım. Bu aralar anlatılanları anlamama durumu ve tahakkümüyle karşı karşıyaydım sanırım. Hiçbir şey anlamıyordum ya!..
![](https://img.wattpad.com/cover/50835129-288-k594599.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Espiritual"Adanmışların ve seçilmişlerin buluştuğu kadim sahnenin şahidisiniz. Varoluş arayışında görebileceğiniz en aydınlık buluşmaya bir de... Gerçeğin peşinde gidenlerin yolunda... Uzun ve soluksuz bir koşuya yüreği yetenlere sunulmuş bir ödül... Sonsuz...