~6~

993 89 9
                                    

Keyifli okumalar:

Yemeğimi bitirdikten sonra ayağı kalkıp konuşmaya başladım.

"Herkes bir dakika bana bakabilir mi?" dedim.Kızlar yemek yemeyi bırakıp bakışlarını bana çevirdiler.

"Şu iddia ya girenler yemeğini bitirdikten sonra harçlıklarını aleve versinler. Sonradan olurda iddia kaybedersem en azından iddia ya kimler girmiş bilmiş olurum. İddia yı kaybedersem paralarınızla beraber iki aylık harçlığımı da size vereceğim ama kazanırsam paralar benim olacak." deyip kızların yemeklerini bitirmelerini bekledim.

Yemeğini yiyenler cebindeki paraları çıkarıp aleve verdi. Bende iddia ya girenlerin ismini küçük bir kağıda yazdım. Alev paraları toplayıp saydıktan sonra cebine koydu ve beraber yemekhaneden çıktık.

"Bahçeye çıkalım mı?" diye sordu alev.

"Olur çıkalım."

Alevle beraber bahçeye çıkıp her zaman ki yerimize yani masaya oturduk. Masanın etrafında dört tane bank var ama bankta oturmak yerine masada oturmayı tercih ediyoruz!!

"Yarın eteği almaya gidelim mi?" diye sordu alev sevinçle.

"Olmaz.İddia yı kazanmadan harcayamayız bu paraları"

"Neden?"

"Olurda bir aksilik çıkar ve kazanamazsam iddia yı? Nasıl hesap veririm kızlara? Önce şu iddia işini halledelim daha sonra alırız eteği." deyip etrafıma bakındım. Bahçe kapısının girişine baktığımda anıl ve tayfasını gördüm. Anıl beni gördüğünde gülümseyip tayfasına birşeyler söyledi ve tayfası başını aşağı yukarı sallayıp karşımızdaki bankta oturdular anıl ise onları bırakıp bana doğru yürümeye başladı. O bana doğru ilerlerken bende alevin kulağına doğru eğilip

"Kızları bizim yatakhanedeki pencerenin önüne topla." dedim alev tamam deyip koşarak yurda döndü.

Oyun başlıyor !!!

Alev gittikten sonra alevin oturduğu yere anıl oturdu ve konuşmaya başladı.

"Alev neden öyle koşup gitti."

"Bilmem senden korkmuştur belki" deyip yapmacık bir şekilde gülümsedim.

"Eee nasılsın? Müdüreniz size ne ceza verdi."

"Bundan sanane" deyip bakışlarımı tayfasına çevirdim. Madem iddia ya girdi biraz uğraşsın bakalım. Tayfasına baktığım da Vural gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış. Batu ise güldüğünü farketmememiz için yüzünü vuralın arkasına saklamış. Yekta ve diğerleri ise karınlarını tutmuş bir vaziyette kahkaha atıyorlar. Sebebi ise anılın benimle konuşmaya çalışması ve benim ona yüz vermemem. Bakışlarımı tayfasının üstünden çekip bizim yatakhanenin penceresine çevirdim. Yatakhanenin penceresine bakmamla kahkaha atmam bir oldu. Alev kızların arkadan itmesi sonucunda avuçları ve yüzü cama yapışmış bir vaziyette kalakalmış. Anılla oturduğumuz yer bizim yatakhanenin ve üst kattaki yatakhanenin penceresinden görünüyor. Üst katta bizden küçükler kaldığı için aleve kızları bizim yatakhanenin penceresinin önüne toplamasını söyledim. Alevde kızları toplayıp bizi izlemek için en önde durmuş. Tabi bunun sonucunda da kızlar bizi görebilmek için birbirini itiyorlar. Alev şuanda pencereyle aşk yaşıyor.

Anıl neye güldüğümü anlamak için benim baktığım yere baktı yani bizim yatakhanenin penceresine. Anıl kaşları kalkık bir şekilde bana döndü.

"Neden hepsi pencerede?" diye sordu.

Kızlar anılın onlara baktığını görünce geri çekildiler. Alevde rahatlayıp pencereden ayrılacağı sırada kızlar anılın tekrar bana döndüğünü görünce yeniden pencereye hücum ettiler doğal olarak alev de tekrar pencereye yapıştı. Bir kahkaha daha kaçtı ağzımdan.

"Yarın buluşuyor muyuz?" diye sordu bu defa.

Ben gülmekten cevap veremeyince 'Seninle de konuşulmuyor' deyip sinirle yanımdan ayrılıp tayfasının yanına gitti.

"Alev pencereyle işin bittiyse yanıma gel ve gelirken şu stokladığımız çekirdeklerden getir" dedim gülerek.

Yatakhane de yemek yemek yasak olduğu için alevle beraber dolabımızın arka kısmında kalan boşluğa okuldan dönerken aldığımız abur çubukları saklıyoruz. Müdüre hanım öğrenirse bizi bu yetimhaneden yollar.

Şşşhhtt bu bizim gizli yerimiz senden başka kimseye söylemedim. Aramızda!!!!

Birkaç dakika sonra alev elinde beş paket çekirdek ve arkasında beş-altı kızla yanıma oturdu. Alev solumda ece sağımda diğer kızlar ise boş banklarda oturup çekirdeklerimizi sömürmeye başladılar.

"Siz neden geldiniz?" diye sordum kızlara

"Ne konuştuğunuzu merak ettik" dedi ayşe. Daha sonra yurdun kapısından beş-altı kız daha belirdi ve bize doğru ilerliyorlar.

"Yok artık!! İsterseniz yurttaki bütün kızlar bahçeye çıksın!!" dedim sinirle. Biri ağzından iddia meselesini kaçırırsa biterim ben. Ne kadar meraklı arkadaşlarım varmış benim!!

Anıl ve tayfası ise neler döndüğünü anlayabilmek için pür dikkat bizi izliyorlar. Erkek yurdundakiler bu kalabalığı görünce büyük ihtimal kavga var zannedip etrafımızda toplandılar. Kavga olduğunu zannetmelerinin sebebi her hafta yurtta kavga olması bazen kızlar arasında kavga çıkıyor bazen ise erkekler arasında.

"Hayırdır bir sorun mu var?" diye sordu serdar.

"Yok ya ne sorunu kız kıza oturmuş muhabbet ediyoruz" dedi ece.

Kalabalığı gören rasim abi ve müdüre hanım son sürat bir hızla bize doğru ilerlemeye başladılar. Hemen elimizdeki çekirdekleri arkamıza sakladık. Yüz ifadeleri o kadar komik ki gülmemek için yanağımın iç kısmını kemirmeye başladım. Yüz ifadeleri sanki bilinmemesi gereken bir cinayete tanıklık etmiş görgü tanığı gibi ikisininde.

"Ne oluyor burada?" dedi müdüre hanım yüksek sesle.

"Yine mi kavga ediyorsunuz?Bu ne ya her hafta her hafta!! Şimdi neden kavga ediyorsunuz?" diye devam etti sözüne.

"Yok hocam ne kavgası oturmuş muhabbet ediyoruz" dedim gülümseyerek.

"Neden herkes bahçede" diye sordu bu defa da.

"Yatakhanedeki rutubet kokusundan başımız ağrıdı biz de biraz bahçeye çıkıp hava alalım dedik" diye her zaman ki gibi kıvırma ya çalıştı alev. Aslında yalanda sayılmaz. Sıcak havalar yeterince bunaltıyor bizi birde üstüne Yatakhanedeki rutubet kokusu olunca yatakhanemiz çekilmez bir hâl alıyor. Bizde doğal olarak Yatakhanede bunalıp bahçeye çıkıyoruz. Müdüre hanım birkaç dakika daha konuşup rasim abi ile beraber geri döndü.Onlar gittikten sonra arkamızda sakladığımız çekirdekleri çıkardık.

"Alev kalk sevgilimin yanına gidelim bunaldım burada." deyip ayağı kalktım. Sevgilim diye söz ettiğim kişi yavru bir kedi. İki sokak ötede müstakil bir evde yanlız yaşayan bir nine var asiye nine. Bahçesinde beslediği kedi geçenlerde doğum yaptı asiye nine de yavru kediyi bana verdi bende adını sevgilim koydum. Yetimhanede hayvan beslemek yasak olduğu için burada besleyemiyorum bende bu yüzden ara sıra asiye ninenin yanına gidip sevgilimi besliyorum. Alev elindeki çekirdek kabuklarını, kabukları koyduğumuz poşete koyup ayağı kalktı.

"Hadi gidelim. Kızlar çekirdekler bittikten sonra çöpü atmayı unutmayın." deyip koluma girdi ve beraber bahçe kapısına doğru ilerledik. Kapıdan çıkacağımız sırada, kapının solundaki bankta oturan anıl ve tayfası kapıdan geçmemizi engelledi.

"Nereye??" diye sordu anıl.

"Sevgilimin yanına" diye cevap verdim.

"Senin sevgilin mi var?" diye sordu bu defa Sevgilim deyince yanlış anladı.

"Evet sevgilim var. Bi görsen o kadar tatlı ki onu öpmeden duramıyorum. Oyuncak kedi gibi yumuşacık. Özelliklede gözlerine bayılıyorum sevgilim'in, böyle boncuk boncuk bakıyor." dedim.

Bir erkekten bahsettiğimi zannettiği için iyice sinirlendi. İki yumruğunu sıkmış bir vaziyette öfkeyle gözlerime bakarak arkadaşlarına;

"Lan size demedim mi bunun da diğer kızlardan bir farkı yok diye." deyip omuzuma çarpıp yanımızdan uzaklaştı, Tabi tayfası da peşinden gitti.





YETİMHANE GÜLÜ VE PİS SERSERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin