~18~

593 44 23
                                    

Uzun bir bölüm yazmak istedim fakat en fazla bu kadar yazabildim. Ama size sözüm olsun bir gün-hangi gün olduğunu bilemeyeceğim- size uzuuun bir bölüm yazacağım.

Keyifli okumalar:

teşekkür etti... ettiler! Ama neden?

Omuzuma sarılan parmaklarla bakışlarımı elin sahibine çevirdim. Alev saçıma öpücük kondurup elini belime sardı.

"Hadi arkadaşım."

"Neden götürdüler onları?"

"Bilmiyorum." Dedi alev omuzlarını yukarı aşağı oynatarak. Belimden hafif iteklemeye çalışan aleve zorluk çıkarmadan ilerledim. Bahçenin kapısından içeri girmeden önce son kez polis arabalarının geçtiği yola baktım. Lambaların aydınlatamadığı sokakta görebildiğim kadarıyla hiç kimse yoktu. Bahçedeki kalabalık dağılmış. Bir kaç kişi kalmıştı. Bankta oturmuş hararetli bir şekilde tartışan müdür ve müdüremize takılı kaldı gözlerim.

"Sence ne konuşuyorlardır." Diye sordum Alev'e

"Az önce yaşananları."

"Gel şu ağaca yaklaşalım." Deyip bankın çaprazında duran ağacın yanına gittik. Ellerimi göğüsümün altında birleştirip, sırtımı ağaca yasladım. Alevde aynı şekilde ellerini göğüsünün altında birleştirip duvara yasladı sırtını. Birbirimizle konuşuyormuş gibi yapıp onların konuşmalarına kulak kabarttık.

"Bu çocukların kaçıncı vakası, Yeter artık! Bu çocuklar daha fazla bu yetimhanede kalamaz." Dedi müdüremiz boğazını sıvazlayarak. Erkek yurdunun müdürüde en az bizim müdüremiz kadar sinirli ve endişeli görünüyordu. Burun kemerini sıkıp ensesini kaşıdı.

"Olayın aslını öğrenmeden fevri kararlar verme lütfen." Dedi müdüremizi sakinleştirmeye çalışarak.

"Ne aslından bahsediyorsun. Kendin söylemedin mi organ kaçakçılığından tutuklandıklarını. Ortada bir şey yok iken polisler neden gelipte onları yaka paça karakola götürsünler."

Organ kaçakçılığı mı?

Ne diyor bunlar?

Erkek yurdunun müdürü ayağı kalkıp;

"Karakola gidiyorum" dedi ve çıkışa doğru ilerledi. Müdüremiz de;

"Bekle, bende geliyorum." Deyip müdürün arkasından gitti.

"Bak şuraya yazıyorum, bu olayın altından senin ismin çıkmazsa bana da Alev demesinler." Dedi alev işaret parmağını ağzına sokup çıkarttı ve duvara sürdü.

Yok canım, daha neler..

Korku anında söylediğim iki kelime yüzünden polisler gelmiş olamaz.

Ama o iki kelime farklı anlamlarla yoğrulup abartılırsa...

Ahh! Şu dedikodu denen illet ışık hızından daha hızlı yayılıyor resmen.

Kim, nasıl bir yalan uydurdu da olay bu kadar büyüdü acaba?

Yatakhaneye geçip kıyafetlerimi değiştirdim. Yatağıma sırt üstü uzanıp ellerimi başımın altına koydum. Kızların konuşmalarını duymazdan gelip gözlerimi kapattım.

Dedikodudan nefret ediyorum!

Başkalarının hayatı hakkında konuşulmasından nefret ediyorum!

YETİMHANE GÜLÜ VE PİS SERSERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin