~19~

651 35 93
                                    

Söz verdiğim gibi uzun bir bölüm yazdım.(diğer bölümlere göre daha uzun).

Yeni kapak nasıl oldu sizce? Sonunda resim var bakabilisiniz.

Keyifli okumalar:

Yüzüme vuran güneşten dolayı sadece sağ gözümü açabildim. Gözümü açmamla yan yana dizili duran ayaklar girdi görüş alanıma. Kaşlarımı çatıp sol gözümüde açtım.

Bahçedeyim!!

Kahretsin burada mı uyudum!

Gözlerimi ayakların sahiplerine çevirdim. Bakışlarım Ayakkabılarından başlayıp yavaş yavaş yukarı doğru çıktı.

Tayfa?

Ama biri eksik... Hepsine teker teker baktım.

Anıl... Anıl yok!

Başımın altındaki şey kıpırdayınca burnuma tanıdık bir koku geldi.

Düşündüğüm kişi değildir herhalde.

Gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir nefes aldım. Daha sonra gözlerimi açıp olağanüstü bir yavaşlıkta başımı hafif yukarı kaldırdım.

Olamaz!!

O, burada... Yanımda.

Başımı omuzundan çekip ondan uzaklaşmak adına yana kaydım.

"Günaydın." Dedi gülümseyerek. Ürkek bakışlarımı yüzüne çevirdim.

Gülümsüyor...

Seri katil gülüşü veya piçimsi bir gülüş değil. İçten, samimi bir gülümseme bu.

Cevap vermedim, daha doğrusu veremedim. Bunlar karakolda değil miydi? Ne ara sorguları alındı da serbest bırakıldılar. Yerden destek alarak ayağı kalktım. Aklıma Alev'in telefonu gelince çimenlere göz gezdirim. Bulunca da eğilip aldım.

Şarjı bittiği için kapanmış!!

Alev beni kesip, kahvaltı niyetine yiyecek!

Tekrar tayfaya döndüm.Bir bana bir Anıl'a bakıp sırıtıyorlardı.

Halisülasyon mu görüyorum acaba?

Anıl da çimenlerden destek alarak ayağı kalktı.

Yok, halisülasyon falan görmüyorum. Bildiğin canlı bir şekilde karşımda!

Bana doğru ilerleyince, arkamı dönüp koşmaya başladım. Neden böyle bir şey yaptığım hakkında hiç bir fikrim yok!
Koşarak merdivenin yanına gidip, hızlı adımlarla tırmanmaya başladım. Merdiveni yarılamıştım ki dengemi kaybettim. Düşmemek için çabalasamda olmadı. Önce boşlukta süzüldüm, sonra da havada asılı kaldım.

Evet yine yere çakılmadım.

Kahretsin ki çok şanslıyım!

Sıkıca yumduğum gözlerimi açıp, beni kurtaran kişiye gülümsedim.

Az önce şanslı mıyım demiştim?

Bilin bakalım kim kurtardı beni!!

Anıl!..

Gülümsemem yüzümde soldu. Kalbim yine deli gibi atmaya başladı. Heyecandan mıdır yoksa korkudan mıdır bilmem nefes alış verişim de kalbimle eş zamanlı olarak hızlandı. Normal zaman diliminde bir-iki saniye olan bakışmamız bana asırlar geçmiş gibi geldi. O güzel sarımtırak gözlerini ilk defa bu kadar yakından gördüm. Yüzünü ilk defa bu kadar yakından inceledim.
Daha öncede öpecek derecede yakınlaşmıştı bana fakat hiç birinde yüzünü inceleme fırsatım olmamıştı. Aaa... gitar çaldığı günüde unutmamak lazım. O zamanda sesini aklıma kazıyıp tüm hareketlerini en ince detayına kadar izlemiştim. Benim onu incelediğim gibi o da beni inceledi.

YETİMHANE GÜLÜ VE PİS SERSERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin