Ashton'a gitmedim. Gidemedim. Acil çıkış kapısını iterek açtım. Merdivenlerde öylece oturuyordu. Ellerini aşağıya doğru sarkıtmıştı. Nefeslerimi kontrol etmeye çalıştım, gerçekten olacak mıydı bu? Benim geldiğimi anladığında, kafasını yavaşça kaldırdı ve hayran olduğum gözlerini benim üzerim de tuttu. Tek bir nefeste kolumda ki çanta yere düştü.
"Luke?"
Dedim. Luke gülümsedi. "Geldin."
Dedi. Dudağımı dişledim. Ona her zaman zaafımın olduğunu biliyordu. Bunu görmemezlikten geliyordu. Bu yaptığımız çok yanlıştı. Luke'a ne kadar büyük bir sevgi beslesemde hiçbir zaman Luke bana adım atacak cesarette olmadı. Ona ne kadar çok sarılmak istesem de yaptığı tüm şeyleri unutamıyordum.
O gece çok sarhoştum. O benden daha sarhoştu. Benimle birlikte oldu. Bunun tek bir seferlik olduğunu ve Michael'a söylememe kararı almıştık. Birbirimize böyle sözler verdik. Fakat böyle olmamıştı. Michael'ın bana karşı yaptığı her yanlış hareket beni Luke'a sürüklüyordu. İlk başlarda sadece bakışmak ile yetindik. Koridorlarda, derste, Michael'ın yanında. Ve bir gün tam bulunduğum noktada beni öptüğünde, her şey değişti.
İnsanların 'bizi' anlamaması için çok çabaladık. Michael ile olan ilişkime devam ettim. Onu seviyordum, fakat Luke ile yaşadığım yanlış olduğundan mı bilmiyorum ama beni farklı yapıyordu. Tabii gerçeği Michael'ın artık benimle olmak istediği an anladım. Ona 'artık bakire değilim' diyemezdim. En yakın arkadaşın ile seni aldattım diyemezdim. Sustum. Luke'a her defasında 'söyleme zamanı' desem de, korkuyordu. Michael'ı karşısına alamıyordu.
Şimdi ise Luke 'karşıma alıyorum' diyordu. Bana gerçek bir ilişki vaat ediyordu. Bunu hangi kadın geri çevirebilirdi?
"Sen yazdıklarında ciddi misin?"
"Evet, ciddiyim. Flora seni istiyorum. Seninle olmak istiyorum. Eğer buna başlamak için önce Michael'a anlatmam gerekiyorsa yaparım."
Nefesimi tuttum. Bacaklarım titriyordu. Bunlar gerçek miydi? Luke beni bu kadar çok seviyor muydu? Bu anı bekliyordum. Luke her zaman, beni hayal kırıklığına uğratmış olsa da şimdi ciddiydi. "Lu-"
"Flora!"
Bir anda gözlerimi arkadan gelen sese çevirdim. İçimi çekerek göz yaşlarımı yok etmeye çalıştım. Greace ilk defa yanıma geliyordu, bu kavgalı olduğumuz zamanda.
"Greace sonra konuşsa-"
"Neden bana bunları yaşadığını anlatmadın?"
Kaşlarımı çatarak ona baktım. Bir şeyler olduğu kesindi. "Sen neyden bahsediyorsun?"
Greace telefonunu bana uzattığında çantamı yerden alıp omzuma taktım. Luke ise bana yaklaşarak aynı ekrana bakmak isteyen tavrını sergiledi. İkimizde yanyana durup açılan sayfayı okumaya başladık.
Bu Cassandra'nın sayfasıydı.
Futbol takımımızın gözdesi olan Michael Clifford'un kız arkadaşını biliyorsunuzdur. Evet, Flora. Çiftimiz bundan 1 hafta önce hiçte yakışık olmayan bir şekilde ayrıldı. İddilara göre Michael, verdiği partide Flora'ya tam üç kız ile yatakta basılmış. Bu şekilde ayrılan çift, Michael'ın Flora'ya attığı mesajda 'geri dönmek' istediğini söylemesi ile yeniden kıvılcımlanıyor. Peki neden? Michael Clifford, kız arkadaşının zorla bekaretini alacak kadar doyumsuz ve domuzun biri. Michael bundan sadece bir özür ve geri dön mesajı ile kurtulacağını sanıyorsa, asıl şimdi gerçek sınavın başlıyor. Flora'ya yaptıklarını affedilebilecek gibi değil.
Cassandra... Kafamı kaldırdım ve Luke ile göz göze geldik. Luke sertçe yutkundu. Nefesim kesiliyordu. Cassandra ne yaptığını sanıyordu? Bunu neden yapmıştı?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.S: Flora
Fanfiction"Saçlarına neden çiçek takıyorsun?" Ona doğru döndüm. "Mezarıma koyacakları çoğu çiçekleri daha yakından görmek için."