3*

9.4K 754 529
                                    

Aynada koyu sarı saçlarımın üzerine çiçek tacı taktım. Geniş yapraklı ve kaktüslerimin bulunduğu çalışma masasında telefonumu alarak elbisemin geniş cebine attım. Beyaz üzerinde küçük küçük dantel işlemeli elbisemin üzerine jean ceket giydim. Saçlarımı arkaya doğru attım. Yatağımda duran tabağımı alarak aşağıya indim. Mutfağa tabağımı bıraktıktan sonra yapay çiçek diktiğim siyah botlarımı ayağıma geçirdim. Anahtarı askılıktan aldıktan sonra kapıyı arkamdan kapattım. Etrafa baktım. Sokak lambaları yanmış, yollar boştu. Bisikletimi bahçeden çıkarttım. Michael'ın evi 3 sokak arkadaydı ama hızlı varmak gibi bir his bedenimi ele geçirmişti. Pedalı hızlı hızlı çevirirken. Bahçede ellerinde içkiler ile yatarak sohbet eden birkaç insan vardı. Evden yüksek seste müzik geliyordu. Bisikletimi bahçeye sokup üstünden indiğimde sarhoş insanlardan biri konuştu.

''Aman Tanrım Flora geldi.''

Bisikletimi çitin yanına dayadıktan sonra etrafa baktım. Michael'ı aramıyordum. Ashton bana mesaj atmıştı ama kendisi etrafta yoktu. Açık kapıya baktım. Daha fazla dayanamayıp içeri daldım. Yüksek ses müzik eşliği ile herkes bağırarak dans ediyordu. Tanımadığım bir kız masanın üzerine çıkmış dans ediyordu. Her parti her insan için popülerlik seviyesinin arttığı bir ortamdır. Tabii doğru partide bulunmak ve davet edilmek gerekir. Michael Gordon Clifford'un partileri ise sadece efsanedir. Çünkü herkes iyi bir ses sistemi alırken Michael partisine DJ getiriyordu. Salona doğru yürüdüğümde insanlar beni görmesi ile geri çekildi. Michael'ın en yakın arkadaşı Luke'a doğru koştum. ''Hey Luke, Michael nerde?''

''Flora gelmeyeceğini söylememiş miydin?''

Kaşlarımı çattım. ''O nerde?''

Luke tedirgin bir şekilde etrafa baktı. ''Bi- bilmiyorum.''

Kekeledi. Bir şeyler ters gidiyordu. Hızlı adımlarla salona baktım. Daha sonra içki alma ihtimali için mutfağa baktım. Tezgahta öpüşen insanlarla karşılaştım. Yüzümü buruşturarak merdivenlere doğru ilerledim. Bir kişi merdivenden aşağa düştüğünde herkes korkarak o tarafa baktı. Tahminimce uyuşturucu alan çocuk gülerek ayağa kalktı. Diğer herkes dans etmeye yine devam etti. Gözlerimi devirerek merdivenlerden herkese çarparak çıktım. Luke kolumu tuttu. ''Michael evde değil.''

''Luke bu onun partisi.''

Luke durdu. ''Evet.''

Gözlerimi devirerek kolumu ondan kurtardım. Hızlı adımlarla kapıları açmaya başladım. Tuvalette kusan birini gördüm. Daha sonra kafamı kaldırıp koridorun sonunda olan Michael'ın odasına baktım. Oraya doğru koştuğum da Luke kapının önüne geçti. 

''Flora hayır!''

İsmimi bağırdığında koridorda olan herkes bize baktı. Etrafa bakmayı kesip Luke'a döndüm. Hayalarına tekme attım. Yüzü kıpkırmızı olmuş bir şekilde dizleri üzerine düştü. Onun üstünden atlayıp kapıyı sertçe açtım. Michael pantolonunu giymek için uğraşıyordu. Ashley, Amanda ve ismi bilmediğim bir kız yatakta iç çamaşırları ile duruyordu.

''Bu da ne?''

diyerek fısıldadım. Kafamı kaldırıp Michael'a baktım. Michael dudaklarını yaladı. ''Ah, Flora lütfen.''

Yıllardır küfür etmiyordum. Şiddetten uzak duruyordum ama bedenime yüklenen adrenalinden ihanetten ve lanet olasıca üzüntüden dolayı dolu gözlerle ona baktım. ''Sen siktiğimin orospu çocuğundan başka bir bok değilsin Michael Clifford!''

P.S: FloraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin