Bölüm Şarkısı: The Wamps- Can We Dance
Zaman kaybetmeden, kendimden emin adımlarla şirketten içeriye girdim. Beni görenler gelip selam veriyorlardı. Selamlarına karşılık verip hızla asansöre ilerledim. Fazla kalabalık değildi. İçeriye girip en üst katın tuşuna bastım. En üst kat yöneticilere, yani bize aitti. Asansörden indiğimde Andrew ile karşılaştım.
ANDREW: Günaydın kaçak.
-Günaydın.
ANDREW: Hadi gel seni odana götüreyim.
Bir yandan yürüyor, bir yandan da bugün yapılacaklardan bahsediyordu Andrew benim sağ kolum gibidir.
ANDREW: Yarım saat sonra toplantın var. Baban artık senin burada çalışacağını açıklayacak. Sonra da çalışanlarla tanışacaksın. Toplantıdan sonra da incelemen gereken birkaç evrak var.
-Sıkıcı bir gün desene.
ANDREW: Her işin bir zorluğu ve sıkıcılığı vardır Arya.
-Biliyorum. Neyse, iyi ki burada tek değilim. Yoksa kesin çıldırırdım.
ANDREW: Abartmada üstüne tanımıyorum Arya, deyip gülümsedi. Ve geldik. Buyurun Arya Hanım, deyip kapıyı açtı.
Oda tam da benim zevkime göre hazırlanmıştı. Eşyalar beyazdı. (multide var)
ANDREW: Sen odanı incele, yarım saat sonra toplantı salonunda buluşuruz. Bu arada toplantı salonu alt katta.
-Tamam, sağ ol.
ANDREW: Ne demek, adi ben çıktım, deyip odadan çıktı. Ben de onun dediği gibi odamı incelemeye başladım. Fazla sade, ama bir o kadar da şıktı. Birkaç süs eşyası ve Masal'ın fotoğraflarıyla daha da güzel olacağını biliyorum. En iyisi bugün işten sonra biraz alışveriş yapmak.
Masama ilerledim ve sandalyeme oturdum. Masanın üzerinde birkaç evrak vardı. Be de onları incelemeye karar verdim.
Kendimi işe o kadar kaptırmışım ki kapının çalınmasıyla yerimde sıçradım. Hemen kendimi toparlayıp "gir" komutunu verdim. Ardından içeriye benden bir- iki yaş küçük bir bayan girdi.
X: Merhaba Arya Hanım. Ben sekreteriniz Seda. Babanız ve diğerleri sizi toplantı odasında bekliyor.
-Tanıştığıma memnun oldum Seda. Umuyorum ki seninle çok iyi anlaşacağız. Şimdi toplantı odasına gidebiliriz.
Seda da beni onayladı ve birlikte bir alt kata inip toplantı odasına ilerledik.
Kapıyı açtığımda tüm yüzler bana döndü. Bu durumdan rahatsız olmuştum ama belli etmeyip hafifçe gülümseyip selam verdim ve babamın yan tarafına oturdum. Babamın karşısında Samet amca, onun yanında yani benim karşımda ise veliahttı Demir oturuyordu. Ben size söylememiştim değil mi? Bu şirketin yarısı babamın, diğer yarısı ise Samet amcanın. Aslında iki ayrı şirket idi. Fakat sonradan şirketleri birleştirmeye karar verdiler. Zaten babamlar arkadaşlarmış ve böyle bir karar almışlar işte. Tabi ben o zamanlar yurtdışındaydım. Uzun lafın kısası bundan sonra Demir ile hep yan yana olacağım ne güzel (!) değil mi?
Ben yine düşüncelere dalmışken babam konuşmaya başladı:
BABAM: Kızım Arya'yı zaten tanıyorsunuz. Bundan sonra burada, bizle çalışacak. İyi anlaşacağınızı umud ediyorum. Onu üzecek olursanız bozuşuruz ona göre.
Aslında burada Demir'e gönderme yaptığını biliyorum. Babamın konuşmasından da anlayacağınız gibi çalışanlarla arasında çalışan-patron ilişkisinden daha fazlası var. Ama konu ailesi olunca gözü hiçbir şey görmez. Ailesine çok değer verir, hep gözünün önünde olsunlar ister.
Çalışanlar babamın "işinize devam edebilirsiniz" sözü ile dışarıya çıkmaya başladı. İçeride babam, ben, Andrew, Samet amca ve Demir kalmıştık. Samet amcanın sesi ile bakışlarımı ona çevirdim:
SAMET AMCA: Aramıza katılmana çok sevindim kızım. Eminim ki iş hayatında hırslı ve güçlü biri olacaksın. Tıpkı baban ve abin gibi.
-Babam ve abimin izinden gideceğime emin olabilirsiniz Samet amca. Şimdi izninizle yapmam gereken birkaç iş var. Sonra tekrar görüşürüz.
SAMET AMCA: Tabi kızım, kolay gelsin.
-Teşekkürler.
ANDREW: Ben de çıkayım, benim de yapmam gereken işler var.
BABAM: Tamam oğlum.
Bu arada söyledim mi bilmiyorum. Andrew çok iyi Türkçe konuşamasa da Türkçe konuşuyor ve anlıyor. O yüzden buraya ayak uydurması daha kolay oldu.
Andrew ile odadan çıkarken Demir'in gözünü kırpmadan bizi izlediğini gördüm. Elindeki kalemi o kadar sıkıyordu ki her an parçalara ayrılabilirdi. Onun bu halini takmadan odadan çıktım. Bunlar daha başlangıç DEMİR BEY. Bana yaşattıklarını sana fazlasıyla yaşatacağım.
Veeeee söz verdiğim gibi yeni bölüm ile karınızdayım. Değerinizi bilin, çünküüüü memleketten geldiğim gibi bölüm yazmaya başladım. Seviliyorsunuz bebekler. :)
NOT: Diğer hikayem olan "YİNE Mİ SEN?" i okumanızı tavsiye ederim. Böylece yeni bölüm gelene kadar sıkılmamış olursunuz.
SİZİ SEVİYORUUUMMM...
ÖPÜLDÜNÜÜÜZZZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIM İÇİN
Teen FictionBen ARYA SANCAKTAR. SANCAKTAR HOLDİNG'İN sahibi MUSTAFA SANCAKTAR'ın kızı. Babamın isteği üzerine bugün Türkiye'ye geri dönüyorum. Anılarımın olduğu yere: TRABZON'a...