BÖLÜM ŞARKISI: Taşkın- Zaman Zaman
Yıllardır kendini hazırladığın bir durumla karşı karşıya kalınca hiçbir şey yapamamak... Sadece yerinde öylece kalmak...
İşte şuan ki durumum...
Oysaki ben yıllardır bu duruma hazırlıyordum kendimi. Kızımla karşısına çıkıp bize yaşattıklarını ona ödetecektim. Peki ya şimdi ne yapıyordum? Öylece ona bakıyordum. Ama buna bir son vermem lazımdı. Bakışlarımı ondan çekip bizimkilerin yanına ilerledim. Şimdilik susacaktım. Abimin bu mutlu gününü bozamazdım.
Masal Ebru'yu gördüğü an "teyseee" diye bağırıp kucağına atlamıştı. Diğerleri ise şaşkınlıkla bana bakıyordu:
BURAK: Ne yani? Senin bizden sakladığın bir kızın mı var?
CAN: Ve kızını Ebru biliyor öyle mi?
-Evet.
BURAK: Peki bunu bize ne zaman söylemeyi planlıyordun?
-Uygun zamanı bekliyordum, gerçekten. Lütfen bu konuyu kapatalım. Söz, yarın buluşup her şeyi sizse anlatacağım.
CAN: Tamam, verin o zaman cimcimeyi sevelim, deyip Ebru'nun kucağından Masal'ı aldı. Burak ve Can'ın ilgi odağı olan Masal'ın keyfi yerindeydi. Sanırım şimdiden sevmişti onları. Kan bağı olmasa da dayılarıydı onun.
Mine ve abim alkış ve ıslıklar eşliğinde içeriye girdiler. Aynı şekilde alkışlar eşliğinde masaya oturdular. Evetler denildi ve yine alkışlar eşliğinde ilk danslarını etmeye başladılar.
Ebru ve Can çoktan dansa kalkmış, Burak da gözüne kestirdiği bir kızı dansa kaldırmıştı. Biz de kızımla onları izliyorduk. Sonra yanımıza Andrew geldi.
ANDREW: Güzel bayan, rica etsem benimle dans eder misiniz? Dedi, bozuk Türkçesiyle.
-Tabi ki, deyip ayağa kalktım. Masal'ı annemlere verip sahneye ilerledik. Ve dans etmeye başladık.
ANDREW: Şuan beni dövecekmiş gibi bakıyor, dedi arkamda bir noktaya bakıp.
Baktığı yere döndüğümde sinir ile bakan bir adet Demir ile karşılaştım.
-Boş ver. Hayatıma karışmaya hakkı yok.
ANREW: Haklısın. Artık Masal'ı biliyor. Ne yapacaksın?
-Hiçbir şey.
ANREW: Hiçbir şey?
-Evet. Bundan sonra her şeyi akışına bırakacağım.
ANDREW: Peki öyle olsun. Ama sakın unutma, ne olursa olsun ben her zaman senin yanındayım.
-Biliyorum, iyi ki varsın.
ANDREW: Sen de.
Dans ederken Demirlerle yan yana gelmiştik. Ne şans ama(!)
Esra bir şeyler söylüyor, ama Demir onu dinlemek yerine bizi izliyordu. Şarkı sona erince yerimize geçtik.
3 SAAT SONRA...
Bütün gece danslar ve yöresel oyunlarla geçmişti. Çok güzel ve eğlenceli bir düğün olmuştu. Masal çoktan kucağımda uyuya kalmıştı. Sesten rahatsız olmaması için Esma abla ile eve gitmişti.
Çok geçmeden misafirler gitmeye başladı. Son misafirler de gittikten sonra abimler üzerlerini değiştirip havaalanına gittiler. 1 saate uçakları kalkacak. Balayı için İtalya'ya gidiyorlar. Biz de yorgun argın eve geldik.
Üzerimi değiştirip kendimi yatağa bıraktım. Bundan sonra beni fazlasıyla yorucu günler bekliyor.
........
Sabah gözlerimi zorlukla açtım. Dün gece düğünde çok yorulmuştum. Ama hemen kalmam lazım. Bizimkilerle buluşacaktım ve benim açıklamam gereken bir konu vardı.
Hızlıca yataktan kalkıp hazırlandım. Odamdan çıktım ve Masal'ın odasına girdim. Çoktan uyanmış, ayıcığı ile oynuyordu. Onu da hazırlayıp aşağıya indim. (Kıyafetler multide var) Annemlere haber verip evden çıktım.
Her zaman ki kafemize gelince arabayı park ettim ve indim. Masal'ı da bebek arabasına yerleştirip içeriye girdim. Diğerleri çoktan gelmişti. Yanlarına gittim beraber kahvaltı yapmaya başladık. Bir yandan da olanları baştan sona onlara anlattım. Anlattıklarımla Demir' sinirlendiler. Eminim ki bana söz vermemiş olsalar gördükleri yerde onu bir güzel benzetirlerdi.
Kahvaltıdan sonra kahvelerimizi içiyorduk. Masal Burak'ın kucağındaydı ve saçlarını çekiyordu. Burak ise Masal'ın elinden saçlarını kurtarmaya çalışıyordu. Biz mi ne yapıyorduk? Tabi ki de gülerek izliyorduk.
Bir süre sonra yanımda birinin olduğunu hissetim. Başımı çevirdiğimde bu kişinin Demir olduğunu fark ettim.
Diğerlerinin de bakışları ona dönmüştü. Sırayla hepimize baktı. Sonra gözleri hala Burak'ın saçıyla uğraşan Masal'da takılı kaldı. Yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. Kalbimde tarif edilemez bir acı hissettim.
Demir başını hızla sağa sola sallayıp bana döndü.
DEMİR: Biraz konuşabilir miyiz Arya?
-Tamam, dışarıya çıkalım, deyip ayağa kalktım.
Sessiz bir şekilde dışarıya çıktık. Dışarıya çıkınca ona döndüm ve konuşmaya başladım:
-Seni dinliyorum.
DEMİR: Sana bir şey soracağım. Doğruyu söyleyeceğini umuyorum.
-Sor.
DEMİR: İçerideki çocuk...
-Masal.
DEMİR: Adı Masal mı? deyip gülümsedi. Sonra benim bakışlarımı fark edip toparlandı ve devam etti:
DEMİR: Benim kızım mı?
Acaba Arya'nın cevabı ne olacak? Gerçekleri söyleyecek mi? Yoksa saklayacak mı?
Öğrenmek istiyorsak ne yapıyoruuuz???
Yeni bölümü bekliyoruzSİZİ SEVİYORUUUMMM...
ÖPÜLDÜNÜÜÜZZZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIM İÇİN
Novela JuvenilBen ARYA SANCAKTAR. SANCAKTAR HOLDİNG'İN sahibi MUSTAFA SANCAKTAR'ın kızı. Babamın isteği üzerine bugün Türkiye'ye geri dönüyorum. Anılarımın olduğu yere: TRABZON'a...