Bölüm Şarkısı: Wiz Khalifa ft. Charlie Puth- See You Again
Şuanda hem yemek yiyor, hem de düğün hakkında konuşuyorduk. Daha doğrusu onlar konuşuyor, ben de dinliyor gibi yapıyordum. Masal'ı görünce çok şaşırmışlardı. Şaşırmaları normal çünkü diğerleri gibi onlar da bilmiyordu Masal'ı.Ev işi ayarlanmıştı ve eşyalar yerleştirilmişti. Mekan seçilmiş, hazırlıklarına başlanmıştı. Kınayı evde yapılacaktı ve bazı gerekli malzemeler alınacaktı. Bunun için Mine benden yardım istemişti ve ben de geri çevirmemiştim. Düğünde sonra 2 haftalık bir balayına çıkacaklardı. Bu arada ben de şirketteki işime başlayacaktım. Her ne kadar bunu istemesem de babamı zor durumda bırakamazdım. İstemememin nedeni kızımla daha az zaman geçirecek olmamdı. Ama alışmıştık sanırım. Şimdiye kadar ki zamanda da fazla bir arada değildik. Ben yine çalışıyordum. O da bakıcısı Esma abla ile gününü geçiriyordu. Evet, bakıcısı Türk. Babam torununu bir Türk'ün büyütmesini istemişti. Esma abla evin yardımcılarındandı. Babam torunu için onu bizim yanımıza yollamıştı. Şimdi de bizimle geri döndü ve evde çalışmaya devam etti.
ELİF TEYZE (Mine'nin Annesi): Eeee Arya, bundan sonra ne yapacaksın?
-Ne gibi Elif teyze?
E.T: Çalışacak mısın , yoksa zamanını kızınla mı geçireceksin?
-Tabi ki de çalışacağım. Düğünden sonra holdingde başlayacağım çalışmaya.
E.T: Masal ne olacak peki? Sonuçta fazla görüşemeyeceksiniz.
-Biz alışığız. Yurt dışındayken de çalıştığım için. Hem annemler var, hem de bu sene anaokuluna başlayacak.
E.T: Anladım canım.
-Ben odama gitsem olur mu? Hem Masal'ın uyku saati hem de bugün benim için çok yorucu bir gündü.
AHMET AMCA (Mine'nin Babası): Tabi kızım, sen keyfine bak.
-Teşekkürler, afiyet olsun o zaman size. İyi geceler.
Herkes "iyi geceler" dedi ve Masal'ı alıp yukarıya çıktım. Üzerini değiştirip yatağına yatırdım. Bir hikaye seçtim. ve okumaya başladım. Hikaye dinleyerek uyumayı çok seviyor. Uyuduktan sonra ben de kendi odam geçtim. Üzerimi değiştirip yatağıma uzandım. Bugünün yorgunluğu ile fazla sürmeden uykuya daldım.
-SABAH-
Sabah telefonumun zil sesiyle gözlerimi açtı. Arayan tek dostum Ebru idi.
-Alo.
EBRU: Alo Arya, günaydın.
-Günaydın.
EBRU: Sesin uykulu geliyor. Yoksa hala uyuyor musun?
-Sen arayana kadar uyuyordum.
EBRU: Her neyse. Şimdi hazırlan ve her zaman takıldığımız kafeye gel.
-Neden?
EBRU: Ne demek neden? Birlikte kahvaltı yapacağız.
-Kim kim?
EBRU: Merak etme,onlar yok. Sadece sen, ben, Can ve Burak.
-Tamam canım. Yarım saate oradayım.
EBRU: Tamam. Bu arada prensesimi öp benim yerime.
-Tamam teyzesi, deyip telefonu kapattım.
Evet, Ebru Masal'ı biliyor. Sadece gerçekleri o biliyor zaten. Yurt dışındayken yanıma sıklıkla geliyordu. Gelmese bile her gün konuşuyorduk. İşte gerçek dost.
Yataktan kalıp banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım ve dolabıma ilerledim ve hazırlanmaya başladım. (multi1-) Hazırlandıktan sonra odadan çıktım ve Masal'ın odasına ilerledim. Melekler gibi uyuyordu. Yanağını ve elini öpüp sessizce odadan çıktım. Anneme arkadaşlarımla buluşacağımı söyleyip evden çıktım. Arabama binip yılardır gitmediğim kafeye doğru yola çıktım. 20 dakika sonra gelmiştim. Hala aynıydı. Hiç değişmemişti. Yine aklıma eskiler gelmişti:
"Her zamanki gibi bizimkilerle kafede oturmuş sohbet ediyorduk. Demir benimle konuşmuyordu. Neymiş efendim şort çok kısaymış, herkes bana bakıyormuş. (multi-2) Tamam, belki biraz kısa olabilir ama kimse bana bakmıyordu. Sadece Demir fazla kıskançtı. Kaç kere bu konu yüzünden tartışmış, kaç kere bu yüzden birilerini dövmüştü. Ona döndüğümde o arkamda bir yere akıyordu; kaşları çatılmış bir şekilde. Baktığı yere döndüğümde bizim yaşlarımızda bir çocuk oturuyordu masada ve sanırım benim bacaklarıma bakıyordu. Anlaşılan birazdan bir kavga daha çıkacak. Daha cümlemi tamamlayamadan Demir yanımdan kalktı ve çocuğa yumruğu çaktı. Hem dövüyor, hem de çocuğa bağırıyordu:
DEMİR: Sen ne hakla benim sevgilime bakarsın? Lan sevgilisinin yanında kızın bacaklarına bakmak ne demek?
Ve bunun gibi birçok şey.
Bizimkiler ve görevliler ayırmaya çalışıyordu ama bir işe yaramıyordu. Böyleydi işte. Sinirlendiği zaman kimseyi dinlemezdi. Ben hariç. Daha fazla beklemeden yanına gittim. Biliyorum, ondan sonra sıra bana da gelecekti ama sevgilimin katil olmasını da istemem sonuçta. Çocuğa yumruk atmak için tam elini kaldırmıştı ki, elini tuttum. Sinirle bana döndü. Elini tutanın ben olduğumu fark edince biraz olsun sakinleştiğini fark ettim.
-Tamam, yeter artık. Öldüreceksin çocuğu.
DEMİR: Bende onun için uğraşıyorum ya.
-Saçmalama istersen. Hadi bırak artık lütfen. Benim için, deyip gözlerinin içine baktım. Buna dayanamayacağını biliyorum. Bir süre bana baktıktan sonra derin bir nefes aldı. Ardından çocuğun üstünden kalktı ve karnına sert bir tekme attı. Çocuk yerde acıyla kıvranıyordu. Demir eğildi ve konuşmaya başladı:
DEMİR: Bir daha seni bizim etrafımızda görürsem inan bu sefer kimse seni benim elimden alamaz. Anladın mı?
Çocuk korkuyla başını salladı. Demir bu hareketten memnun olmuşa benziyordu. Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Elimden tuttu ve dışarıya sürüklemeye başladı. Sinirli olduğu için hiç sesimi çıkarmıyordum. Arabanın yanına gelince hızla arabaya yasladı beni. Sonra konuşmaya başladı:
DEMİR: Bir daha kısa giydiğini görürsem, sözümü dinlemezsen çok kötü olur. Ve bir daha birinin sana yiyecekmiş gibi baktığını görürsem, inan bu sefer katil olurum. Anlaştık mı?
Evet anlamında başımı salladım.
DEMİR: Bana ne yaptın böyle? Benden başka kimsenin seninle konuşmasını, hatta sana bakmasını istemiyorum. İlk defa ben bir kız için bunları hissediyorum. Ben sana delicesine aşığım Arya, deyip önce anlımdan öptü, ardından da dudaklarımdan. "
VEEEE, YENİ BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ CANLARIM...
BU ARADA BANA SOSYAL HESAPLARIMDAN ULAŞMAK YA DA TAKİP ETMEK İSTEYENLER İÇİN;
TWITTER-INSTAGRAM: meryemm_cakirr
İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY YA DA SORULARINIZ VARSA İSTEDİĞİNİZ ZAMAN MESAJ ATABİLİRSİNİZ, ELİMDEN GELDİĞİNCE CEVAPLARIM.
SİZİ SEVİYORUMMM...
ÖPÜLDÜNÜZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIM İÇİN
Novela JuvenilBen ARYA SANCAKTAR. SANCAKTAR HOLDİNG'İN sahibi MUSTAFA SANCAKTAR'ın kızı. Babamın isteği üzerine bugün Türkiye'ye geri dönüyorum. Anılarımın olduğu yere: TRABZON'a...