18. BÖLÜM

1.2K 41 10
                                    

Bölüm Şarkısı: Murat Dalkılıç ft Boygar- Leyla

1 AY SONRA...

Son bir ay bizim için biraz stresli geçti. Masal Demir'e alıştıktan sonra Oya'nın yardımıyla Masal'a gerçekleri anlattık. Yaşı küçük olduğu için kabullenmesi zor olmadı. Tabi bu bize sorular sormadığı anlamına gelmiyor. O küçük yaşıyla bize sorduğu soruları kimi zaman cevaplamakta zorluk çektik. Ama artık iyiyiz. Durmadan birlikte zaman geçiriyorlar. Anladığım kadarıyla Esra bu durumdan pek memnun değil. Sürekli telefonda Demir ile kavga ediyorlar. Davet gecesinden beri doğru dürüst görmedim Esra'yı. 2 ay sonra evleniyorlar ve o da düğün işleriyle ilgileniyor bildiğim kadarıyla. Aslında çoğu zaman bunun için kavga ediyorlar. Esra, bütün işlerle tek başına ilgilendiği için, Demir'in ona yardım etmemesinden dolayı bayağı sinirli. Fakat Demir'in bu durumu dikkate aldığını düşünmüyorum.

Esra'nın karnı büyümeye başladı. Onu öyle görünce kendi hamileliğim geliyor aklıma. Ben hep tek başımaydım. Onun ise belli etmese de Demir hep yanında. Geçen gün birlikte kontrole gittiler. Ben ise tek başıma giderdim ya da yanımda Andrew olurdu. Ama bu duruma üzülmüyorum. Sadece kırgınım biraz o kadar. Şuan o kadar mutluyum ki... Kızım yanımda, huzurlu ve mutlu. Ailem her zaman yanımda, her zaman beni koruyup kolluyorlar. Arkadaşlarım bana hep destek oluyorlar. Daha ne isteyeyim ki?

Birazdan Ebru ile buluşacağım. Bugün alışveriş yapmaya karar verdik. Kendim hazırlandım ve Masal'ı da hazırladım. (multimedyada var) Ardından evden çıktım. Alışveriş merkezine gelince direk en üst kata çıktım. Ebru ile burada buluşacaktık. İlk önce bir şeyler yiyip sonra da alışveriş yapacağız. Ebru çoktan gelmişti. Yanına ilerledim. Bizi görünce gülümseyerek ayağa kalktı. Kısa bir kucaklaşmadan sonra yemeklerimizi sipariş ettik. Bir taraftan yemek yerken diğer taraftan da sohbet ediyorduk. Masal'ın da keyfi yerinde. Tabağındaki patatesleri yiyor. Şuan o kadar tatlı ki. O minik parmaklarıyla tutmuş patatesleri kemiriyor. Diğer yandan da ayaklarını sallayıp etrafı inceliyor. Onun bu halini gördükçe Ebru ile daha çok gülüyoruz. Yarım saat kadar oturduktan sonra alışverişe başladık.

......

2 saattir dolanıyoruz. Girmediğimiz mağaza kalmadı. Masal çoktan arabasında uykuya daldı. Ben de yavaş yavaş yorulmaya başladım. Ama Ebru hala çok enerjik. Alışverişe devam ediyor. Bir mağazada en az 10 kıyafet deniyor. Ben onun yerine yoruluyorum ama onda tık yok.

-Ebru ben çok yoruldum. Yetmez mi bu kadar alışveriş?

EBRU: Aslında ben de yoruldum. Bir kahve içebiliriz. Ama istersen önce şu çocuk mağazasına da girelim. Bizim prensese göre çok güzel şeyler var orada.

-Tamam, ama sonra bitiriyoruz alışverişi tamam mı?

EBRU: Tamam, hadi gidelim.

Son durağımıza doğru ilerledik. Gerçekten de dediği gibi burada çok güzel şeyler vardı. Masal'a bir sürü şey seçtik.

Ellerimizde bir sürü giysi ile kasaya ilerledik. Ödeme için sıraya girdiğimizde Ebru ile aldıklarımız hakkında konuşuyorduk. Dikkatli bir şekilde mağazanın girişine bakıyordu. Arkamı döndüğümde girişte el ele Esra ile Demir'i gördüm. Onlarda alışveriş yapıyorlar sanırım. Bizi ilk fark eden Esra oldu. Bizi görünce daha çok yaklaştı Demir'e yaklaştı. Daha fazla onlara bakmayıp önüme döndüm. Çok geçmeden sıra bize geldi. Ödemeyi yaptık ve çıkışa doğru yol aldık. Arkamdan birinin seslenmesiyle olduğum yerde durdum. Arkamı döndüğümde Demir ile karşılaştım.

DEMİR: Selam.

-Selam.

DEMİR: Nasılsın?

-İyi, sen?

DEMİR: Ben de iyiyim. Masal nasıl?

-İyi. Gezmekten yorgun düştü uyuyor.

DEMİR: Öpsem uyanır mı?

-Yok. Öpebilirsin.

Yavaşça eğildi. Önce Masal'ın kokusunu içine çekti, sonrada öptü.

DEMİR: Teşekkürler. Neyse ben sizi tutmayayım. Hoşça kal.

-Önemli değil, hoşça kal.

Demir'in yanından ayrıldıktan sonra direk otoparka indik. Ebru ile vedalaşıp arabaya bindim ve eve doğru yola çıktım.

Çok geçmeden telefonum çaldı. Arayan Andrew idi.

-Efendim.

ANDREW: Selam Arya nasılsın?

-İyiyim, sen?

ANDREW: Ben de iyiyim. Müsaitsen senle buluşmak istiyorum. Sana anlatacaklarım var.

-Tabi canım. Şimdi ben eve geçiyorum, sen de oraya gel istersen oraya gel.

ANDREW: Tamam, yarım saate oradayım.

-Tamam, hoşça kal.

....

15 dakika sonra eve geldim. Masal hala uyuyordu. Uyandırmadan onu yatağına yatırdım. Yanağına küçük bir öpücük kondurup aşağıya indim. Merdivenlerin sonundayken kapı çaldı. Gidip kapıyı açtım. Gelen Andrew idi.

-Hoş geldin canım.

ANDREW: Hoş buldum canım.

-Sen bahçeye geç ben içecek bir şeyler alıp geliyorum.

ANDREW: Tamam.

Mutfağa gidip içecek bir şeyler ve yanına da atıştırmalık bir şeyler koydum. Ardından tepsiyi alıp bahçeye çıktım. Tepsidekileri masaya koyduktan sonra yanına oturdum. Birkaç dakika sessizce oturduk. Bu sessizliğe daha fazla dayanamadım ve konuşmaya başladım.

-Böyle sessizce oturacağız mı? Hani bana bir şey anlatacaktın.

ANDREW: Ben bir şey yaptım Arya.

-Ne yaptın?

ANDREW: Aşık oldum.

MERHABAAAAALAAAAAAARRR... KAÇAK YAZAR GERİ DÖNDÜÜÜÜ... :D

BİLİYORUM, UZUUUUN BİR SÜREDİR ORTALIKTA YOKUM. BUNUN İÇİN ÇOOOK ÜZGÜNÜM AMAAAA BU ARALAR PEK SAKİN GÜNLER GEÇİRMEDİM. KENDİMİ TOPLADIĞIM AN DAAAA BÖLÜM YAZDIM. PEK İÇİME SİNMESE DE PAYLAŞMAK İSTEDİM.

SİZE BİR ÖNERİM VAR. DİLERSENİZ BANA KİŞİSEL YA DA KİTAPLA İLGİLİ SORULARINIZI SORABİLİRSİNİZ. BU SAYEDE MERAK ETTİĞİNİZ ŞEYLERİ AÇIKLIĞA KAVUŞTURMUŞ OLURUZ :) İSTER ÖZELDEN MESAJ OLARAK, İSTERSENİZ DE BU BÖLÜME YORUM OLARAK YAZABİLİRSİNİZ.

MESAJLARINIZI BEKLİYORUM...

İYİ AKŞAMLAR...

SİZİ SEVİYOOORUUUUMMM...

ÖPÜLDÜÜÜNÜÜÜÜÜÜZZZZ.....

KIZIM İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin