Sahnede son kez arkasını dönüp diğer mankenlerin çıktığı yere girdi ve tuttuğu nefesini bıraktı. Hızlı adımlara soyunma odasına yöneldi. Üzerindeki çok değerli (!) giyisilerden kurtulup salaş mavi gömleğini ve dar siyah kotunu giyindi. Yüzündeki gereksiz pudrayı da temizledikten sonra diğerlerine iyi akşamlar dileyerek ayrılmayı planlıyordu. Eğer Chloe onu durdurmasaydı öyle de yapacaktı...
Chloe;
"Hey, Harold! Defile sonrası partiye katılacak mısın?" diyerek fazlasıyla yorgun olan Harold'ı çekiştirdi."Üzgünüm Chloe ama Joe ile başka planlarımız var." dedi ve yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirerek yoluna devam etti.
"Oh, pekala. Sonra görüşü-" kız sözünü tamamlayamadan Harold odayı terk etmişti. Zoru neydi bu kızın? Harold'un her yerinden homoluk akıyordu ve resmen ben eşcinselim diye bağırıyordu.
Harold sonunda büyük salonun çıkışına ulaştığında kapıda arabasına yaslanmış sevgilisini gördü ve bu gece onu mutlu eden tek şeyin o olduğunu anladı. Hızlı adımlarla Joe'ya yaklaştı. Dudaklarına hiç masum olmayan bir öpücük bıraktı ve sonrasında arabaya bindi. Yapacak bir şeyleri yoktu. Harold, keyifsiz olduğu için Chloe'ye Joe ile planları olduğunu söylemişti. Yalan söylemekten cehenneme gidecekti. Tanrı seni kutsasın Harold.
"Defile nasıldı bebeğim?"
"Her zamanki gibi, sıkıcı? Biliyorsun bu işi sevmiyorum."
"Biliyorum."
"Yalnızca yeterli parayı biriktirdiğimde istifa edeceğim ve bir kreş açacağım. Zaten bunun eğitimini aldım ama lanet olası güzellikteki fiziğim bana izin vermiyor." dedi Harold ve elini sevgilisinin direksiyonun üzerindeki eline koydu. İkiside kahkaha atıyordu ve mutluydular.
Harold elini Joe'nun elinden çekip radyoyu karıştırmaya başladı. Hiçbir yerde karar kılamıyordu ve bu yüzden radyoyu kapatıp cebinden telefonunu çıkardı. Kilidi açıp gelen mesajları okumaya başladı.Kimden; Niall
"Bacağım yüzünden sürekli yatıyorum ve sonunda kıçım ağrımaya başladı. Sonum ölüm olacak. Gel ve benimle ilgilen yoksa kafanı ezeceğim?""Hey Joe baksana."
"Evet tatlım dinliyorum." dedi ve gözünü yoldan ayırmadan Harold'a döndü. (Bu nasıl oluyor hiçbir fikrim yok.)
"Niall bacağını kırdığından beri fazla sıkılıyor. Ona gitmeye ne dersin? Zaten bir planımız yoktu."
"Elbette, nasıl istersen Harold."
xxx
Niall'ın evine kadar olan yol boyunca Harold'un şarkı mırıldanmasından başka bir ses oluşmamıştı arabada. Eve geldiklerinde Harold neredeyse kendi evi gibi olduğu için içeri anahtarla girmişti ve bu Niall'ı biraz, tamam belki fazlaca ürkütmüştü. Buna rağmen en yakın arkadaşını ve onun sevgilisini sıcak bir gülümsemeyle karşılamıştı.
"Harold, dostum! Neredeyse 1 aydır lanet bacağım alçıda ve artık kıçımı hissetmiyorum."
"Hadi ama Niall, iyi tarafından bak. İşe gitmiyorsun daha güzeli mi var?" dedi ve gülümsedi Joe.
"3 gün sonra alçıdan kurtuluyorsun değil mi patates?" dedi ve Niall'ın alçısına dokundu Harold.
"Evet, 3 lanet gün."
"Lanet okumayı bırak. Huysuz bir herife dönüşüyorsun. Uyan Ni, Henüz 22 yaşındasın!"
"Annem gibi konuşmayı kes Hazz, henüz 20 yaşındasın!"
Niall ve Harold'ın her zamanki şakalaşmaları ve konuşmaları aynı hızla devam ederken işleyişi bozan Joe'nun telefon sesiydi. Rahat konuşabilmek için sevgilisinin ve Niall'ın yanından ayrılıp mutfağa geçmişti.
Yaklaşık 2 dakika sonra salona döndüğünde sevgilisinin yanına eğilip dudaklarına uzun bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekildi."Bebeğim, şirketin muhasebe işleriyle ilgili bir pürüz çıkmış ve gitmem gerek. Bu gece büyük ihtimalle eve geç döneceğim. İstersen burada kal, eğer Niall için de uygunsa tabii?" dedi ve Niall'a döndü. Niall yüzündeki sıcak gülümsemeyle yanıtladı.
"Uygundan daha uygunum. Benim içinde iyi olur çünkü açım ve Hazz o koca kıçını kaldırıp bana yemek yapacak." diyerek kahkaha attı. Diğerleri de ona katıldı. Harold sevgilisini kapıya kadar geçirdi. Sarıldıklarında Harold, Joe'ya onu sevdiğini ve dikkat etmesini söyledikten sonra Joe arabaya binene kadar kapıda bekledi. Tekrar el sallayarak salona döndüğünde Niall çoktan televizyonda futbol maçı açmış izliyordu.
"Hazz bana bir iyilik yap ve pizza söyle. Telefon çok uzakta ve kalkamıyorum."
"Ne pizzasından bahsediyorsun seni aptal. Bacağın kırıldı biliyorsun değil mi? Proteine ihtiyacın var. Şimdi gidip ikimiz için bol proteinli sebze yemeği yapacağım."
"İyi ki sağlıklı beslenmeyi seviyorsun, ha? Eğer doymazsam pizza söyleyeceğiz." dedi ve isteksizce Harold'un sebze teklifini kabul etti.
Niall, yemek yemeyi fazla sever. Genelde pizzayla beslenir ve üşengeçlikten kıçını kaldırmaz. (Bu bölümde fazla kıç kelimesi kullandım?) 1 ay kadar önce ağaçtan düşüp bacağını kırdı. Ağaçta ne işi olduğunu bizde bilmiyoruz...
Harold, aslında çocuk gelişimi okuyor. 3. senesinde ve ek gelir sağlamak amaçlı modellik yapıyor. Asıl isteği bir kreş açmak çünkü çocukları gereğinden fazla seviyor.
Ve evet Joe, simsiyah saçları ve gözlerine rağmen bembeyaz olan teniyle onu kolayca vampir sanabilirsiniz. Yaklaşık 1 senedir Harold'un sevgilisi ve her konuda, gerçekten her konuda Harold'a destek oluyor. Ona kurtarıcı melek de denilebilir.
Harold bir süredir yemek yapmakla uğraşıyor ve Niall'ın futbolculara savurduğu küfürleri duymazdan geliyordu. Tencerenin kapağını aralayıp göz attıktan sonra "5 dakika sonra hazırdır." diye fısıldadı. Arkasını dönüp salona ilerleyecekken masada titreyen telefonunu fark etti. Joe arıyordu.
"Alo, Joe. Bir sorun mu var?" diye teleşla sordu. Karşıdan gelen ses tanıdık değildi.
"Sanırım ismi Joe, bilmiyorum. Burada birisi kaza yaptı ve telefonda en son siz aranmışsınız. Bu nedenle sizi aradım."
"Anlamadım? Bir dakika telefonu sahibine verir misiniz?"
"Telefonun sahibi kaza yaptı. Şuan ambulansa bindiriliyor. Bir yakınına haber vermek istemiştim, buraya gelebilir misiniz?" dedi teleşla tanıdık olmayan ses.
"Sikeyim, hemen geliyorum." dedi ve dolan gözlerle salona koştu Harold.
"Niall, Joe kaza yapmış. Arabanı alıyorum dostum. Çok acil."
"Tamam dikkatli ol Hazz ve bana haber ver!" Harold'ın onu duyup duymadığından emin olmadan bağırmıştı Niall.
Hayatımda ilk kez ciddi ciddi bir hikayeye başladım... Kurgu saat gecenin 2'sinde aklıma geldi, ertesi gün okul olmasına rağmen açtım ve yazdım. Yayımlar mıyım, emin değilim. Ama umarım değer çünkü yarın okulda zombi gibi dolaşacağım. Her neyse işte yeni bir Larry kurgusu! Giriş bölümü gibi bir şey olduğundan kısa tuttum. Sıkılmanızı istemem???
3.11.15 2.28 am
ŞİMDİ OKUDUĞUN
green&blue / larry
FanfictionRoses are red, violets are blue. I remember the day green eyes met blue. × Harry!23, Louis!28 Karmaşık bir hikaye, belki biraz smut? Her şey olabilir.