ya ben bölümü 2 gün önce yazıp bitirdim ama yayımlamayı unutmuşumNDLSNFŞSNCŞD
"Darcy'le buraya sürekli geliriz, çok hoş krepler yapıyorlar."
"Darcy burayı seviyor mu?"
"Bayılıyor."
Harry gülümsedi.
"Darcy'i neden bu kadar önemsiyorsun Harry?" diye sordu gülümseyerek Louis.
"Sana bahsetmiştim, hep bir kızım olsun istiyorum. Darcy tam istediğim gibi bir kız çocuğu ve diğerlerinden daha farklı. En azından benim gözümde öyle."
"Normalde çok uysal ama huysuzluk yapan biri, kendine dokunulmasına izin vermez ve sevimli davranmaz."
"Bana karşı çok sıcak davranıyor ve gördüğü her yerde sarılıyor."
"Demek ki o da seni farklı görüyor, ne dersin Harry?"
"Olabilir."
Konuşmalarını bölen garson elindeki tepsiden krepleri, kahveleri ve diğer yiyecekleri masaya bıraktı.
Bir süre ikisi de konuşmadı ve yalnızca tabaklarıyla ilgilendiler.
"Louis, bunu doğru bulmuyorum. Yani, anlayamadığım şeyler var."
"Nedir?"
"Benim yüzümden başınıza o kadar şey geldi ve hala bana iyi davranıyorsun, neden? Ben bir daha karşınıza çıkmaya bile cesaret edemiyordum."
Louis derin bir iç çekti.
"Bak, Harry. Polyanna olduğumu söylemiştim sana. Bütün olanlar senin suçun değildi. Tamamen Zayn'in piçliği. Sen Darcy'i mutlu ediyorsun, beni de öyle. Bizi mutlu eden birini kaybetmek istemiyorum."
Harry eliyle saçını kulağının arkasına sıkıştırdı ve gülümsemeye çalıştı.
"Yanımda olduğun için teşekkürler."
"Önemli değil, Harry. Şimdi izninle midemi doldurmalıyım yoksa savaş ilan edecek."
Louis'nin sözleri üzerine ikisi de kahkaha attı ve tabaklarıyla uğraşmaya devam etti.
Tabakları tamamen bitene kadar ikisi de çok fazla konuşmamıştı. Konuştuklarındaysa konu genelde Darcy olmuştu.
Harry, Darcy'i gerçekten öz kızı gibi seviyordu ve bu Louis'nin çok hoşuna gitmişti.
Hesabı istemeden hemen önce Louis'nin telefonu çaldı.
Louis derin bir nefes aldı.
"Alo?"
"Davayı açıyorum, Louis Tomlinson. Kızımı senden alacağım, öyle ya da böyle."
"Bak, canım. Çok konuşarak midemi bulandırıyorsun ve az önce yemek yedim, kusmak istemem. Elinden geleni ardına koyma, Darcy'i benden almak için cesedimi becermen gerekir."
"Ve benimde!" diye bağırdı Harry. Telefondakinin kim olduğunu anlamak zor değildi.
"Sevgilin mi var yanında? Romantik bir yemek, hm?"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Darcy'e ne kadar yakın olduğumu bilmiyorsun Tomlinson."
"Neredeysen çık ve suratına tükürmeme izin ver."
"Üzgünüm, Darcy'le ilgilenmem gerek. Görüşürüz Tomlinson, sevgilinle iyi eğlenceler."
"Je-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
green&blue / larry
FanfictionRoses are red, violets are blue. I remember the day green eyes met blue. × Harry!23, Louis!28 Karmaşık bir hikaye, belki biraz smut? Her şey olabilir.