6

1.2K 129 71
                                    

"Sizi gördüğüme sevindim." dedi Harry.

Louis kocaman bir gülümsemeyle yanıtladı. "Bende öyle."

İkisi de aynı anda ellerini çekip gülümsediler. Louis, odaya girdiğinden beri gülümsüyordu. Harry de öyle.

"Bir de bana çok güldüğümü söylüyordun Tommo! Asıl sen çok gülüyorsun." diye alayla bağırdı Liam. Louis buna karşılık olarak yine gülümsedi.

Harry kaşları çatık bir şekilde, "Siz ne zamandan beri tanışıyorsunuz ki?" dedi.

"Burada tanıştık. Yani senin- uh, sizin burada olmadığınız gün." dedi Louis yere bakarak.

Harry'nin çatılmış kaşları gevşedi ve eski halini aldı. Louis ona bakmaya mı çekinmişti yoksa Harry mükemmel bir hayal mi görüyordu?

"Sizli bizli konuşmayı bırakabiliriz, eğer istersen tabii." dedi Harry.

Louis başını kaldırıp Harry'nin gözlerinin içine baktı. Yine aynı kalp atışları.

"Elbette, bu iyi olur. Yani, şey, evet. Harry..."

Ah, hayır. Harry hayal görmüyordu. Louis utancından resmen kızarmıştı.

"Ne kadar aptalım! Neden oturmuyorsun Louis?" diyerek yüzünü astı Harry.

Louis, arkasında birleştirdiği elleri önüne aldı ve Harry'nin masasının önündeki siyah deri koltuğa yöneldi. Liam da tam Louis'nin karşısındaki koltuğa oturdu.

"Bir şey içer misin Louis?"

"Kahve iyi olabilir, Harry. Teşekkürler." diye yanıtladı Louis.

"Oh, gerçekten mi? Liam'ı düşünen yok mu? Tanrım, görünmez falan oldum sanırım." diye haykırdı Liam.

"Bunu kendin yapabilirsin Liam. Burada çalışıyorsun. Fakat o misafir. Senin misafire saygın yok mu? Miniklerimle birlikte seni de eğitime alacağım, kötü çocuk..."

"O küçük canavarlarla aynı yerde bulunmak istediğimi sanmıyorum."

"Onlara küçük canavar demeyi kes. Onlar benim miniklerim! Hatta bak ne diyeceğim, bugün izinlisin. Gerçekten."

"Cidden mi? Oh, bu iyi. Çünkü alışverişe çıkmalıyım." dedi Liam ve cümlesini tamamlar tamamlamaz kapıya doğru adımladı. Kapıyı açtı fakat tam çıkacakken geri döndü.

"Hey, Hazza. Louis'yi buraya kendi arabamla getirmiştim. Onu bırakırsın evine değil mi?"

Harry gözlerini kısıp kapıdan bekleyen arkadaşına tuhaf bir bakış attı ve "Elbette Liam. Misafirime senden daha çok değer veriyorum." dedi.

Liam gülümseyip dışarı çıktığında odada yalnızca Harry ve Louis kalmıştı.

Harry elini masasında duran kablolu telefona götürdü. Bir kaç tuşa basıp telefonu kulağına dayadı.

"İki kahve lütfen, odama." dedi ve telefonu yerine bıraktı.

Yeniden Louis'ye döndü. Göz göze gelmişlerdi.

"Eeh, Darcy burada sorun çıkarıyor mu? Yani normalde çok uysal bir kız ama belli olmaz." diye konuştu Louis.

"Buradaki en uslu öğrencim diyebilirim. Bana karşı çok ilgili davranıyor."

"Bilmez miyim? Her gün evde senden bahsediyor. Hatta geçen hafta se-"

Tıklatılan kapı ve içeri giren bir bayan sözünü kesmişti. Elinde bir tepsi ve fincan vardı. Genç bayan kahveleri bırakıp dışarı çıktığında Harry, Louis'e devam etmesini söyledi.

green&blue / larry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin