Öncelikle hepinizden milyonlarca kez özür diliyorum, ilk hafta olmasına rağmen ödevlerden ve okuldan fırsat bulup yazamadım, ve bu bölüm hiç içime sinmedi. Gerçekten çok özür dilerim. Hepinizi çok seviyorum, iyi okumalar. x
Harry dolu gözleriyle bir süre Liam'a baktı, gözlerini kırptığında yanağından süzülmeye başlayan yaşları sildi ve kenara çekilip Liam'ın geçmesini bekledi.
Liam içeri geçtikten sonra Harry kapıyı kapattı ve birlikte salona girdiler.
"Bana istediğini söyle, haklısın da söylemekte. Ama lütfen Louis'yle aranı bozma, seni mutlu ediyor, bunu sen de biliyorsun. Üzülmenizi ve birbirinize düşman olmanızı istemiyorum. Gerekirse hayatınızdan çıkabilirim, senin mutluluğun şu dünyadaki her şeyden önemli."
Harry bir süre sessiz kaldıktan sonra eliyle saçını kulağının arkasına sıkıştırıp konuşmaya başladı.
"Benim yaptığım aptallıktı, üzgünüm. Sonuçta Louis ve ben birlikte olmadan önce yaşandı bunlar, bu kadar tepki göstermemeliydim."
Liam derin bir nefes aldı.
"Louis'yle konuştun mu?"
"Az önce buradaydı."
Liam gözlerini kaçırarak sordu.
"Aranız nasıl?"
Harry omuz silkti.
"Berbat. Ona cidden kötü davrandım ve sonra çekip gitti."
"Bu kötü ol-"
Liam'ın çalmaya başlayan telefonu sohbetlerini bölmüştü.
"Z-Zayn arıyor!"
Liam o kadar heyecanla konuşmuştu ki, Harry kıkırtısını bastıramadı.
"Aç hadi, bekletme."
Liam telefonu açıp kulağına götürdü.
"Alo, Zayn?"
"Liam?"
Liam'ın yüzündeki engelleyemediği gülümseme iyice genişlemişti.
"Liam, konuşabilir miyiz?"
"Şey, elbette."
"Telefonda anlatabileceğin şeyler değil, buluşmamız gerek."
Liam'ın kaşları çatıldı.
"B-Ben gelemem."
"Neden?"
Liam sessiz kaldı.
"Eğer bana güvenmiyorsan, senin istediğin bir yere gelebilirim. Kafe, restaurant, ev... Hiç fark etmez, istediğin yeri söyle ve geleyim. Konuşacağım şeyler çok önemli."
Liam biraz düşündü.
"Bir dakika bekleyebilir misin? Ben seni arayacağım."
"Elbette, Liam. Bekliyorum."
Liam telefonu kapatıp yüzündeki buruk gülümsemeyle Harry'e baktı.
"Zayn, buluşmak istiyor. Önemli şeyler konuşacakmış."
Harry gülümsemeye çalıştı.
"Git öyleyse."
"Ya yine oyun oynuyorsa?"
Harry derin bir nefes aldı.
"Aslında, en başından beri oyun oynamıyordu, yani en azından sana oynamıyordu."
Liam şaşkınca yüzünü buruşturdu.
"Ne?"
"Bak, sana her şeyi anlatacak. Ondan duyman daha doğru olur, bu sefer oyun yok. Yalnızca kalp krizi geçirmemeye çalış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
green&blue / larry
FanfictionRoses are red, violets are blue. I remember the day green eyes met blue. × Harry!23, Louis!28 Karmaşık bir hikaye, belki biraz smut? Her şey olabilir.