#
"Seni çok seviyorum Harold."
"J-Joe? Sen..."
"Sen beni seviyor musun Harold?"
"Joe..."
"Yoksa başka biri mi var?"
"Hayır, y-yemin ederim yok Joe seni seviyorum. Seni çok seviyorum l-lütfen gitme. Yalvarırım b-beni bırakma. Joe kalbim acıyor. İçimde bir boşluk var v-ve, o boşluk dolmuyor. Geçen gün evimize gittim. Aklıma beni oraya ilk getirişin geldi ve s-sesler... Ama sen yoktun. Yalnızca sesler vardı ve sen yoktun Joe. Bu beni deli ediyor. S-Sensiz yapamıyorum. Yanına gelmek istiyorum. G-Gelebilir miyim? B-Beni kabul eder misin?"
"Hayır Harold. Dayanmak zorundasın. Kalbinde beni hisset. Ben her zaman oradayım. Hiçbir yere gitmiyorum."
#
"Harry! Harry, uyan, aman Tanrım!"
"..."
"Harry! Siktir... Harry uyan!"
"N-Ne? Liam?"
"Uyandın! Çok korktum Harry." dedi Liam ve sıkıca Harry'e sarıldı.
Harry ve Liam dün gece çok geç olduğundan şehre dönmek yerine dağ evinde kalmışlardı ve Harry uyurken ağladığı için Liam korkarak onu uyandırmaya çalışmıştı.
"Ne oldu Liam?"
"Sen, uyurken ağlıyordun ve sayıklıyordun. Sadece çok korktum."
"Joe... Rüyamda onu gördüm."
"Bu sık sık oluyor mu? Psikologla görüşmek ister misin?"
"Hayır, gittiğinden beri ilk kez rüyama giriyor." dedi ve gülümseyerek devam etti. "Onu gördüm Liam. Simsiyah saçları hala aynı renkte. Teni hala bembeyaz. Gözleri siyah olmasına rağmen ışıltıyla bakıyor. Liam onu gördüm!"
"Harry... Yalnızca, uhm, uyumaya devam et. Olur mu? Her şey iyi olacak. Güven bana."
"Joe ölmeden önce de bunu söylemiştin. Her şey iyi olacak, güven bana. Olmuyor Liam. Hiçbir şey iyi olmuyor."
"Çünkü sen bir şeylerin iyi olmasına izin vermiyorsun Harold! 3 senedir başka bir ilişkide bulunmayı denedin mi? Biriyle romantik bir şeyler yaşamayı denedin mi? Hayır! Kocaman bir hayır! İzin ver birileri seni iyileştirsin. İzin ver birileri seni eskisinden daha iyi yapsın. Ama sen Harold, içindeki o depresif insanla yaşamayı seçiyorsun. Joe'ya aşık olmadığından adım gibi eminim. O seni korudu ve sen de ona minnettardın. Bu sadece böyle oldu. Buna rağmen sen yeni birini reddediyorsun." Liam hızlı konuştuğu için nefesi yetmemişti. Derin bir nefes alıp sesini alçaltarak devam etti. "Niall'ın iş arkadaşı Mark'ı hatırlıyorsun değil mi? Sana karşı boş olmadığı kesin. Neden onunla bir akşam yemeği yemiyorsun? Belki gecenin sonunda aranızda bir şeyler olur. Ne bileyim işte, belki seni mutlu eder. Ben, gerçekten artık senin üzülmeni istemiyorum."
"Liam... Yapamıyorum. Gerçekten, bende mutlu olmak istiyorum ama olmuyor. Evet, doğru, Joe'ya aşık değildim ama benim için o kadar çok şey yaptı ki... Ben, ona ihanet ediyormuş gibi hissediyorum. Delireceğim. Tanrım, bana yardım et."
"Tamam, bak yalnızca dene olur mu. Saat sanırım şuan 4.30, şimdi uyuyalım sabah olduğunda kahvaltı yapar ve kreşe gideriz. Anlaştık mı?" dedi ve gülümsedi Liam.
"Anlaştık." diyerek aynı gülümsemeyle karşılık vererek kafasını yastığa gömdü Harry.
xxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
green&blue / larry
FanfictionRoses are red, violets are blue. I remember the day green eyes met blue. × Harry!23, Louis!28 Karmaşık bir hikaye, belki biraz smut? Her şey olabilir.