Ne kadar da hızlı bölüm atan bir yazar<3
Joe'nun ölümünün üzerinden 3 yıl geçmişti. Tam olarak 3 yıl. Harold bu süreçte kendini fazlasıyla toparlamıştı. Joe, Harold'ı yanına aldıktan sonra ne olur ne olmaz diye vasiyetini yazmıştı. 'Tüm mal varlığım, ben öldükten sonra Harold Edward Styles'a aittir.' Harold ilk başta kabul etmek istemese de buna mecbur kaldı. Şirketi büyük bir kârla sattı. Okulunu bitirdi. Hayalindeki gibi bir kreş açtı. Joe ile yaşadıkları, sarayları aratmayan büyüklükteki evden ayrıldı ve daha küçük çaplı bir eve yerleşti. Joe'dan sonra sevgilisi olmamıştı. Bu onu rahatsız da etmiyordu. Geçen sene kendisine 'Harold' denmesinden hoşlanmadığını fark edip adını 'Harry' olarak kısaltmıştı. (Belki de ben sürekli Harold yazmaya üşenmiş olabilirim??)
xxx
"Liam, biliyorsun. Normalde senden böyle bir şey istemem ama gerçekten sana ihtiyacım var. Çocuklarımın velileri ödeme yapacak ve ben o para işlerinden bir bok anlamıyorum. Bir de sen muhasebe okudun? Hadi ama lütfen!" Harry, yaklaşık yarım saattir Liam'ı kreşte para işlerinden ilgilenen biri (?) yapmak istiyordu. Ancak Liam, buna hiç sıcak bakmıyordu.
"Bak, Harold-"
"Harry. Adım Harry seni şapşal!"
"Siktir ordan. Senin maaşlı çalışanın olmayacağım Hazz. Çünkü neden olayım?"
"Çünkü bay çok bilmiş ben senin en yakın arkadaşınım ve bana yardım etmek zorundasın." Liam, Harry'nin bu kararlılığı karşısında daha fazla direnemeyip teklifi kabul etmişti. En fazla ne olabilirdi ki?
xxx
Liam'ın sesi git gide yükseliyordu.
"Sınıfına geç seni küçük fare! Harry burada yokken sizin bakıcılığınızı yapamam anladınız mı? Muhasebeciyim ben bakıcı değil! Hayır arkadaşına vurmayı kes! Yet-""Yardıma mı ihtiyacınız var bayım?" Liam, kapıda dikilip ona gülümseyen adama baktı. Kısa boylu şirin bir şeydi. Okyanus mavisi gözleri, güzel bir fiziği vardı. Liam adamı incelemeyi kesip cevap vermesi gerektiğini düşündü.
"Siz kimsiniz?" diyebildi Liam.
"Darcy'nin babasıyım." dedi. Adının Darcy olduğunu düşündüğü babasının kopyası olan kumral saçlı mavi gözlü kız "Baba!" diyerek adama sarıldı. Baba olmak için çok genç değil mi, diye düşündü Liam. İrkilmesine neden olan ses yeniden yankılandı.
"Bugün Darcy'i erken almam gerekti. Baba-kız vakit geçirmeliyiz diye düşünmüştüm. Kreşin sahibiyle görüşebilir miyim?" adam hala aynı şekilde gülümsüyordu.
"Kreşin sahibi burada değil ve ben normalde muhasebe işleriyle uğraşıyorum. Yani çocukları sevseydim eğer ben kreş sahibi olurdum ama sevmiyorum. Yani şunlara baksanıza, dünyayı ele geçirmek isteyen minik canavarlar gibiler."
"Oops, benim kızım hakkında da mı böyle düşünüyorsun?"
"Ah hayır. Neyse ki Darcy bana zorluk çıkarmadı bugün."
"Babasına çekmiş çünkü." dedi ve kahkaha attı adam.
"Şey, uh, Harry gelene kadar bekleyebilirsiniz. Konuşmak istediğinizi söylemiştiniz Bay...?"
"Louis Tomlinson."
"Memnun oldum, Liam Payne." dedi ve kendisine uzatılan eli sıktı Liam.
"Bay Tomlinson, dediğim gibi Harry'i bekleyebilirsiniz."
"Bana Louis diyebilirsin. Ayrıca Harry'i bekleyecek kadar zamanım olduğunu sanmıyorum. Acaba onu arayıp söyleyebilir misiniz?"
"Ah tabii. Ben akıl edememiştim, çok üzgünüm, Louis." dedi ve çocuklara döndü. "Hey küçük canavarlar! Çok kısa sürecek bir işim var. Döndüğümde birbirinizi öldürmemiş olun." dedi. Minikler, onlara küçük canavarlar denmesinden hoşlanıyordu. Zaten öyle değiller miydi?
Liam, telefonun diğer ucundaki Harry'e ulaşmak için onu tekrar aradı. Bu sefer ilk çalışta açıldığında Liam derin bir nefes aldı.
"Harold. Edward. Styles. 3 kez aradım ve cevap vermedin. Seni öldürmeli miyim?"
"Önemli değilse kapatıyorum Lee, kreş için alış-veriş yapıyordum."
"Dur bekle! Önemli. Darcy'nin babası geldi, Darcy'i almak için. Sen olmadan gönderemeyeceğimi söyledim. Seni bekleyecek zamanı yokmuş."
"Telefon numarasını bıraksın ve öğrenci çıkış defterini imzalasın. Bu arada ismi nedir?"
"Louis, Louis Tomlinson."
"Güzel isim. Her neyse dediğim gibi numarasını bıraksın ve masanın üzerindeki mavi defterden Darcy'nin adını bulup imzalasın."
"Tamam, Hazz. Görüşürüz."
(Harry, kreşindeki öğrencilerin velilerini tanımıyor mu falan diye düşünürseniz diye not düşmek istedim, velilerle ilgilenen başka biri var ve Liam normalde muhasebe işleriyle uğraşacaktı ama kendini çocukların içinde buldu nedenini sormayın bende bilmiyorum sadece okuyun byE)
xxx
Harry, kreşe döndüğünde çocukların çoğusu evine dönmüştü. 2-3 çocuk daha velilerinin gelip onları almasını bekliyordu. Harry, onlara kocaman bir gülümseme gönderip Liam'ın bulunduğu odaya ilerledi. Odaya girer girmez elindeki torbaları yere bıraktı.
"Çok sikik bir insansın. Sadece muhasebe işleri dedin ve bana bakıcılık yaptırdın Harold!"
"Lee, belim ağrıyor."
"Belini siktirme bana aptal adam! Çocuklardan nefret ettiğimi biliyorsun."
"Liam, sadece 3-4 çocuk vardı. Bu kadar abartma."
"Her neyse, bu Barcy denilen kızın babası, fena yakışıklıydı."
"Darcy, Liam! Beni delirteceksin. Onun adı Darcy. D-A-R-C-Y!" dedi Harry ve sinirle Liam'a baktı. Harry, bakışlarıyla Liam'ı öldürüyordu. Yüzüne yumruk geçirse Liam daha az korkardı, huh?
"Sakin ol Hazz." dedi Liam sakinleştirmek istercesine. Fakat bu Liam.
"Hadi ama regl dönemindeki kadınlar gibi bana trip atmayacaksın değil mi Hazz? Bazen gerçek bir kadın olduğunu düşünüyorum."
"Öğrencimin velisine sulanan ibne ben değilim ama."
"Harold! Bana mı aşıksın yoksa?"
"Siktir ordan! Piç kurusu. Defol git olur mu yorgunluğumu ikiye katlıyorsun." dedi Harry ve oturduğu koltukta iyice yayıldı.
"Gidiyorum ama o adamın numarasını aldım." dedi ve Harry'e göz kırptı Liam."
"Liam, herif evli! Fahişe olmaya niyetliysen seni becermek için can atacak azgınlar dışarıda."
"Bugün çok gerginsin Hazz. Evine git ve dinlen. Eğer yarında böyle olursan işi bırakacağım." dedi Liam ve kahkaha attı. Harry eğer cevap verirse işi ciddiye bindirip en yakın arkadaşlarından birini döverek öldürmek istemediğinden sustu ve Liam'ı gitmesini bekledi. 'Sahi, Darcy'nin babası... Liam'ın bahsettiği kadar mükemmel mi acaba?' diye düşünmekten kendini alamadı Harry. Masanın üzerinde duran küçük kağıda baktı. Bir numara yazıyordu. Bir de isim. 'Louis Tomlinson'
Bence komik neden böyle bir bölüm yazdım bilmiyorum kafamı koparıcam dkldşsmd
neyse
all the love x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
green&blue / larry
FanfictionRoses are red, violets are blue. I remember the day green eyes met blue. × Harry!23, Louis!28 Karmaşık bir hikaye, belki biraz smut? Her şey olabilir.