5

1.3K 121 108
                                    

7282729 yıl sonra yeni bölüm yazmaya başladım çünkü sınav haftası lol

xxx

Liam, gözlerini hafif hafif araladığında üşüdüğünü hissetti. Elini yorganına uzattığı sırada hissettiği sıcacık tenle irkildi. Yan tarafa doğru döndüğünde yanında çıplak bir şekilde uyuyan Louis'yi gördü. İçinden Tanrım, ben ne bok yedim? diye geçirdi. Tanrım, o ne bok yemişti?

"L-Louis, Louis uyan!" diye seslendi Liam.

"Mmh, yatağına dön Darcy."

"Benim Liam!"

"Ne sikim dönüyor burda?" Louis, sonunda gözlerini yarım açarak cevaplamıştı.

"Uyanmalısın, Louis. Konuşmalıyız."

"Siktir! L-Liam? Biz? Bir dakika b-bekle. B-Biz?"

"Evet, Louis. Biz seviştik. Üzgünüm böyle olsun istemezdim. Ama bilirsin sarhoştun ve istediğini söyledin bende-"

"Tamam. Bak, bunu unutalım olur mu? B-Ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Sanırım sarhoştum." dedi ve gözlerini ovuşturdu Louis.

Liam gülümsemekle yetindi.

"Neredeyiz şuan? Otelde falan mı?" diyerek hala yatakta duran Liam'a döndü.

"Hayır, benim evimdeyiz. Yani akşam evini bilmediğim için-"

"Anladım, pekala."

Louis insanların sözünü kesiyordu. Evet bunu çok sık yapıyordu. Harry'e de aynısını yapmıştı.

"Bundan Harry'e bahsetmezsin değil mi Louis?"

"Neden ona bahsedeyim ki? Hem bahsetsem ne olur? Sevgilin falan mı?" dedi ve gözlerini Liam'ın gözlerine dikti.

"Hayır hayır! Sevgilim değil. Fakat öğrencisinin velisini düzdüğümü öğrenirse beni öldürebilir." dedi. Louis ağzını kocaman açtı. Gerçekten kocaman açtı.

"Sen. Beni. Ne yani? Sen mi üstteydin?" diyebildi Louis.

Liam küçük bir kahkaha attı. "Ne o koca adam? Sarhoşken üstte olamazdın değil mi?"

"Aman Tanrım, bende kıçım neden acıyor diyorum!" dedi ve o da Liam gibi gülmeye başladı.

"Hadi ama sana sert davranmadım bile."

"Sen onu benim ağrıdan sızlayan kıçıma anlat Payno!"

"Payno mu? Ah bunu sevdim." dedi Liam.

İkisi de kahkaha atıyordu. Louis, Liam'ı inceledi. Hoş biriydi. Kahverengi saçları ve gözleri vardı. Minik bir burnu, kaslı vücudu, dolgun dudakları da vardı. Liam güzeldi.

"Tamam şimdi ciddi olalım. Bu olaydan kimseye bahsetmek yok. Bu, aramızda duygusal bir şeyler olacağı anlamına da gelmez. Sonuçta ben sarhoştum ve sen de azmıştın. Evet evet azmıştın. Bunun başka açıklaması olamaz." dedi Louis.

Liam, ona bakarak kahkaha attı.

"Dostum bu kadar abartma! Kimsenin haberi olmayacak ve biz yalnızca arkadaşız."

"Bu güzel. Çünkü seni çok sevdim."

"Ne?" diyebildi Liam.

"Ah, hayır! O anlamda değil. Yani senin gibi bir arkadaşım olsun isterdim. Yani bilirsin. Yakın dostlar." Liam'ın hala kendisine olan anlamamış bakışlarını aldırmadan "KANKA!" diye bağırdı Louis.

Liam, yeniden kahkaha atmaya başladı. Sürekli gülüyordu ve nedenini kendisi de bilmiyordu. Çünkü, gülüyordu.

"Liam, gülmeyi kes çok fazla gülüyorsun." dedi ve hala gülmeye devam eden Liam'a baktı.

"Tamam, kanka!"

Liam, bunu söylerken bile gülüyordu. Tanrı seni korusun Liam.

xxx

Harry, çoktan kreşi açmıştı ve çocukların büyük bir kısmı gelmişti, Darcy hariç. Eh, Harry tabii ki Darcy'nin nerede olduğunu öğrenmek için onun mükemmel ince sesli babasını arayacaktı.

Louis ve Liam çoktan duşlarını almış, üzerlerini giyinmiş ve kahvaltıya başlamışlardı. Louis'nin masanın üzerinde titreyen telefonu ortamdaki sinir bozucu sessizliği bozuyordu.

"Bay Styles?" dedi incecik bir sesle Louis. Zaten ince olan sesini daha da inceltmişti.

"Bay Tomlinson, Darcy bugün kreşe gelmedi. Yani henüz gelmedi. Ders başlayacak ve ben onun katılıp katılmayacağını öğrenmek için aradım." Harry'nin sesi normalden daha soğuk çıkıyordu. Zaten görünüşüne göre kalın olan sesi daha da kalınlaşıyordu.

"Darcy şuan büyükannesinde. Ben, onu arayacağım ve derse katılacak." diyebildi Louis bu soğuk ses karşısında.

"Pekala, onu bekliyor olacağım. İyi günler."

"Size de Bay Styles." diyerek telefonu kapattı ve masaya geri bıraktı. Tabağındaki omletin son parçasını da yedikten sonra Liam'la anlaşarak kreşe gitme kararı aldılar. Yolda Louis'nin annesine uğrayıp Darcy'i alacaklardı ve Louis üzerini değiştirecekti.

xxx

Liam'ın arabasıyla kreşe varmışlardı.

Harry, Louis'nin geleceğini bilmiyordu.

Louis, bu kadar mükemmel birini göreceğini bilmiyordu.

Kısaca ikisi de birbirinden habersizdi.

Liam, Louis ve Louis'nin elini tutan Darcy kreşten içeri girdiler. Danışmadaki esmer, sevimli çalışan kadın, Darcy'i sınıfına götürdü. Bu sırada Liam ve Louis, Harry'nin odasına doğru ilerliyordu. Liam kapıyı tıklattı ve gir sesini duyar duymaz hızla kapıyı açtı. Harry, Liam olduğunu bildiğinden bakma gereği duymadı. Liam'ın ardından gelen ayak sesini duyduğunda kapıya doğru baktı.

Siyah Vans ayakkabılar, siyah dar bir pantolon, gri bol bir tişört. Alnına kadar düşen parlak kahverengi saçlar, okyanus mavisi gözler, minik bir burun, ince dudaklar, biçimli hoş bacaklar, incecik bir vücut, kaslı kollar...

Louis'nin mavi gözleriyle karışan Harry'nin yeşilleri...

Louis'nin görüş açısında; altın sarısı uzun botlar, siyah dar bir pantolon, düğmelerinin büyük kısmı açık olan bol ve ayakkabının rengiyle uyumlu bir gömlek. Köprücük kemiklerinde biten uzun kıvırcık saçlar, zümrüt yeşili gözler, büyük bir burun, dolgun dudaklar, biçimli uzun ve güzel bacaklar, incecik bir vücut, kaslı kollar...

Harry, Louis'nin gözlerine Louis dünyadaki en mükemmel şeymiş gibi bakıyordu. Belki de Louis, gerçekten dünyadaki en güzel şeydir. Harry'nin dünyasındaki en güzel şey.

"Harry, bu Louis. Daha önce görüşmediniz sanırım." diye böldü sessizliği Liam.

"Harry?" tekrarladı Liam.

"Dünya'dan Harry'e. Orada mısın?" Liam'ın sesi odada yankılanıyordu. Ama ne Louis'den ne de Harry'den ses gelmiyordu.

En sonunda Liam, Harry'nin yanına gidip onu dürtene kadar Harry şoktan çıkamamıştı. Açıkçası ben buna 'mavinin şoku' diyorum.

"Ha? L-Liam?" diyebildi Harry ve kekelediği için kendine lanet etti.

"Ah, Harry yaşıyorsun!" Liam hayalindeki akan göz yaşlarını sildi.

"Kapa çeneni."

"Bay Styles?" Harry, ilk kez Louis'nin sesini telefon dışında duymuştu. İnce, mükemmel ses.

"Bay Tomlinson?" Louis, ilk kez Harry'nin sesini telefon dışında duymuştu. Kalın, mükemmel ses.

Louis, elini kaldırıp Harry'e uzattı. Harry de kendi elini uzattı. Elleri birleştiği sırada, maviler ve yeşiller çoktan birbirine sarılmıştı.

Heiiiii! Biliyorum aşırı çok fazla inanılmaz kısa bir bölüm oldu lakin sınav haftasındayım ve biraz kötü günler geçiriyorum. Sonraki bölüm ne zaman gelir? Bende bilmiyorum şu sınavlar bir bitseydi... Bu bölümü hangi kafayla yazdım bilmiyorum çok saçma salak bişeyler oldu ve ben Louis'nin çok mükemmel ince sesiyle kafayı bozdum. Of neyse çok uzattım okuyun vote verin yorum yapın ily byE.

green&blue / larry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin