Son bölüme gelen vote sayısından sonra yazasım bile gelmedi...
"Senin saçmalıklarını dinlemeyeceğim, Zayn." dedi ve dışarı çıkmak için hareketlendi Harry.
Zayn, tek bir hamleyle Harry'i durdurdu ve kapıyla kendisinin arasına aldı. Normal şartlarda Harry, Zayn'den daha yapılı ve güçlüydü. Onu alt edebilirdi. Fakat şuan Harry güçsüz olan taraftı. Ağlamaktan yorgun düşmüştü.
Nefesini Harry'nin kulağıyla boynu arasındaki hassas noktaya üfledi ve kendisini ona bastırdı Zayn.
"Şimdi gitmene izin veriyorum Harold." kendini daha çok bastırdı. Harry'nin ağzından küçük bir inleme kaçtı, Zayn hala onun kulağına doğru fısıltıyla konuşuyordu. "Ama bundan sonra gölgen gibi her yerde beni göreceksin. Bu dünya senin için zindan olacak ve seni öldürmem için bana yalvaracaksın."
Sözleri bittiğinde Zayn, az önce nefesini üflemiş olduğu yere sert bir öpücük bıraktı ve geri çekildi."Senden nefret ediyorum Zayn. Senden bütün hücrelerimle nefret ediyorum." diye bağırdı ve Zayn'i itekleyip dışarı çıktı. Elleriyle Zayn'in öptüğü yeri sildi ve arabasına doğru ilerledi.
Sürücü koltuğuna yerleşip telefonunu eline aldı. Rehberden Niall'ın numarasını buldu ve arama butonuna bastı. Telefon ikinci çalışta açıldı.
"Niall?"
"Hazza?"
"B-Ben sana gelebilir miyim Ni? Yani müsait misin?"
"Bunu bana soruyor musun? Harry, burası senin de evin. Hem sen iyi olduğuna emin misin? Sesin çok şey geliyor..."
"Oraya geldiğimde anlatırım Niall. Bana çay yapar mısın?"
"Elbette, seni bekliyorum."
xxx
Harry son bir kez gözlerinde biriken yaşı serbest bırakıp tekrar yüzünden süzülen yaşları temizledi. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattı. Bir kaç saniye içinde kapı açıldı ve sevimli sarı saçlarıyla Niall kapıda belirdi.
"Harry, sen... Ağlamışsın!"
"İçeri girelim mi?" dedi Harry ve kapıdan içeri adımı attı. Niall'ı beklemeden salona girdi ve oturdu. Niall ne yapacağını bilmediğinden sadece sustu ve o da Harry'nin yanına oturdu.
Sessiz geçen birkaç dakikanın ardından Harry konuştu.
"Zayn."
"Zayn mi? Joe'nun kardeşi olan Zayn?"
"Bugün onunla karşılaştık."
"Sana bir şey mi söyledi? Gidip onu becerebilirim. Yerini söylemen yeterli Harry, sana ne yaptı?"
"Çok büyük bir tesadüf. Ya da önceden hazırlanmış bir plan."
"Ne?"
"Louis, kreşteki öğrencilerimden birinin velisi. Otelinde kavga çıktı, şu Tomlinson Hotel'de. Adam oteline soyadını vermiş, çok klişe. Her neyse. O sırada kreşte, benim yanımdaydı ve onu oteline ben götürdüm. İçerde Zayn vardı. Kavgayı o çıkartmış. Şaşırdım mı? Hayır."
"Polisler onu içeri almadı mı? Yani suçlu sonuçta."
"Polis karakoluna götürüldü. Ben de Louis'yle gittim. Louis'ye saçma şeyler anlatmış. Benim para için Joe'yla birlikte olduğumu düşünüyor hala."
"Düşüncelerini becermem için yalvarıyor bence." diyerek sesini yükseltti Niall.
"Asıl sorun bu değil Niall. Birden aklıma düştü ve Joe'yla önceden yaşadığımız eve gittim. Kapının önüne çökmüş ağlıyordum ve... Ve o-o geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
green&blue / larry
FanfictionRoses are red, violets are blue. I remember the day green eyes met blue. × Harry!23, Louis!28 Karmaşık bir hikaye, belki biraz smut? Her şey olabilir.