/Çok geç bir final.../
****
****'Karışmayın gönlünü alacağım tabiki nişanlımın.'
Aklım kalbim belki de her bir zerremde biraz o vardı. Evet o hayatın kendisi degildi ama onsuz hayat loş bir ışık onunla ise gündoğumuydu. Umuttu ve biraz da pırpır. Öyleydi. Özlemesi güzeldi.Beklemesi güzeldi. Onu ateşe atmamak için, bir sevdayı kirletmemek tertemiz yüzüne bakabilmek için sakınmak bile güzeldi. Güzeldi işte...
Şimdi yamacında bulunmak güven demekti. Aslında sinirlendirmek şöyle dursun belki hoşuma bile gidiyordu gıcıklıkları. Ama işime geliyordu böylesi. Onunla illa bir diyalog kuracaksam bu ters bir diyolog olmalıydı sanki. Mıç mıç ilişkiler gibi olmamalıydı. Hem ilişki de neydi? O çirkin kelime bizi ifade etmiyordu. İçi boşaltılmış sözcükler ile basitseyemezdim ki hiçbirşeyimizi. Bir gün falancaya aşığım ölüyorum ertesi gün geçti başkasına. Olabilir mi böyle ? Bir de adına aşk demiyorlar mı...yine kendi kendimle konusmaya dalmış ortamdaki güzel havayı kaçırmıştım.+Hayır efendim kaldıramam koltugumu.
-Ya anlamıyo musun rahatsız oluyorum kaldır şunu diyorum
+Bi poğaça istedik alt tarafı be kızım. Kaldırmayacağım dedim! Yemek yiyemiyorsam uyurum ben de!
Sümeyye kollarını birbirine dolayıp sıkıntıyla nefesini verdi,aman sanki ne diye vermemisti poğaça ki? Şimdi ben el atsam suçlu olacaktım en iyisi karışmamaktı.
+Zeynep bi tane de bana versene poğaça.
Yüzümü çaresiz olduğumu belirtecek bir hale sokup cevap verdim
"Üzgünüm"
+Bak seninki şişko biri olup çıkacak böyle göbekli falan o zaman diyeceğim o poğacalarla başladı hersey bir tanesini de şu garibana verseydin böyle olmazdı diyeceğim ama herşey için çok geç olacak. Dizleri pörsümüş pantolonları artık ona olmamaya başlayacak sonra yenisini almaya gideceksiniz zevkleriniz tutmayacak çünkü fazla yemek yemekten beyni de yağlarla kaplanacak, anlayışsız biri olmus olacak. Sen de sinirleneceksin nasıl benim begendigimi begenmezsin diyeceksin,kavga etmeye baslayacaksınız bağıracak magazanın ortasında herkes size bakacak. Bu adamla niye evlendim ah o poğaçaları ellerimle verdim diye...
'Koral keser misin sacmalamayı!! '
Bakışlarım Koral'ın kafasına inen ele gitti sonra tedirgin bir şekilde onun yüzüne çevirdim. Gerçekten böyle olabilirdi. Anlayışsız biri olup çıkarsa ben ne yapardım.
'Zeynep dinleme şunu. '
-Densiiiz! Burda kızın rengi attı bildiğin.
Gerçekten korkmadım diyemezdim ümitle baktım bu kez sevdigim adama. sanki gözleri güvenden ibaretmişcesine bakıp gülümsedi. Derin bir nefes alıp ben de tebessüm ettim.
+Şaka be Zeynep olmadı spora yollarız artık ne yapalım. Orda da kalpten gid- Tamam tamam Gençler o degil de namaz kaçacak dursak mı?
Koral biraz daha boş konuşmaya devam etseydi iyi bir dayak yiyeceği kesindi. Yani nişanlımın gözleri öyle söylüyordu canım. Bir süre sonra yine bir benzinlikte durduk. Koral mescidin yerini sormak için önden gitti bizse oyalanarak indik arabadan.
+Arkadaşlar bi tane mescid varmis sadece ya ne yapsak ki?
'Hocam imam sizsiniz o halde önden alalım, Buyrun.'
+Ya kardeşim olmaz öyle şimdi ama yani
+Tamam o zaman sen de müezzinim olursan kabul.
'Tamam. Hadi geç öne.'