Nefes

13.9K 783 99
                                    

Sıkıntıyla elimi yüzüme kapattım dışardan gelen ışık okula geç kaldığımı yüzüme çarpmakla meşguldü. Ayaklarımla yorganı iterken bir yandan yorganı bırakmamak için sıkıca sarılmam güzel bir ironi oluşturuyordu. Ama artık kalkmalıydım. Komodinin üzerinden telefonumu çekip saate baktığımda yanılmadigımı net bir şekilde anlamıştım. Yaşadığım saçmalığın üzerinden birkaç gün geçmiş ve kendimi hayli toparlamış olsam da dershaneye gitmek gibi süper fikirlerim yoktu. Yüzümü yıkayıp her zamanki menüme doğru ayaklarımı sürükleye sürükleye yola koyuldum. Mutfak daha bir uzaklasmıstı yada ben yaslanıyordum. İkinci seçenek çok mantiksizdi bence ilk seçenek olabilirdi. Neyse ... yumurtamı biraz tuzla yenilebilir hale getirip midemi sevindirdikten sonra gardrobumun başına geçmiş boş gözlerle ne giyecegimi düşünmeye basladım. Okula giden bir insan normalde okul formasıyla giderdi. Ama bizim okul sağolsun velilerin yoğun taleplerine dayanamayıp yaz sistemine erken geçmiş sivil kıyafete izin vermişti. Gardrobumun başında fazla oyalanmamın ne kadar gereksiz olduğunu zaten feracemi giyecegimi hatırlamam biraz geç olsa da güç olmamıştı. Koyu yeşil bol paça bir pantolon  ve yine koyu yeşil bir şal çıkarıp alelacele giyindim. Çantamı takıp saate baktığımda yalnızca iki ders kaçırmıştım. Okula gidene kadar bu üç olacaktı ve yarım gün yok yazılmanın verdiği mutlulukla daha bir heyecanla (!) gittim okuluma.  Okulda hafta sonu yapılacak olan İstanbul gezisi konuşuluyordu,  karar verdiğimiz gibi isimlerimizi biz de yazdirmistik. Sümeyye her zamanki mutlu yüz ifadesiyle karsımdaydi. Enerjisini soğurmamak için ben de ona gülümsedim. Ders müzikti ve hicbir zaman o notaları anlayamamış olan ben bugün sözlü olduğunu da tabii ki unutmustum. Derse giren kısa saçlı tıknaz kadın liste sırasına gore herkesi kaldırırken bir yandan listenin sonunda olduğum için şükrediyor diger yandan da sümeyye nin defterinden birşeyler anlamaya çalısıyordum.  Nihayet sıra bana geldiğinde biricik hocamız beni kaldırdı ve önceki notumu yüzüme vurarak basarı temennilerini sundu. Söylediği birkaç notayi çizmiş, sorduğu sorularınsa çoğunu es geçmistim. Hayat bana şekil yapıyordu. Ama ben! Ben ki Zeynep! Ben bu şekli doğrayıp yamuk yapmasını da bilirdim. Maalesef ders resim yada geometri değildi iste. Sorun ordaydı. Yoksa ben yapardım yani. Biliyorsunuz. Hoca sorduğu sorunun ardından benim sessizligimle karsilasmış olacak ki sert bir şekilde yerime oturmamı söyledi. Zaten tahtayı çok sevdiğimi söyleyemeyecektim. Oturdum. Sümeyyenin  'Bu soruyu mu bilemedin Braaavooo!!!' bakışları altında sıramla bütünlesmekle meşguldüm.  Telefonumdan gelen mesaj sesiyle çantamı yere atmış ve hocanın sınıfı sorgulayıcı tek kaş havada yüzünü görmezden gelmiştim. Telefonumu sessize almamış olabilirim pekala. Unutmamdan da mı sorumluydum Allah Allah!

Hoca tekrar millete tahtada ecel yerleri döktürmeye devam edince ben de yerdeki çantamı almış ve içindeki telefonumu arıyordum. Bence telefonları saat seklinde yapmalılardı. O zaman hic kaybetmezdik. Tabi konferans modunda da konusmamalıydık, kolumuzdaki telefonu kulagimiza da götürmemeliydik, kulaklık da takmamalıydık. Nasıl olacaktı bilmiyordum ama herşeyi de ben mi düşünecektim canım. İsviçreli bilim adamları ne ise yarıyordu?!

Telefonumu buldugumda gelen mesajla Gülümsemek isterdim yalnız Bay S.' dendi ve onu hatırlamak dahi istemiyordum. Aslında telefonumdan adını silmistim ama bu daha kötü olmuştu çünkü numarasini ezberlemistim. Ahh hain Bay S. !!!!

"Konusmamız lazım. Mesajlarıma ne zaman cevap vermeyi düşünüyorsun? "

Tabiki de cevap vermeyi düşünmüyorum. Ne cevap verecegim ben sana be! Meymenetsiiiz!!

Sinirlerimi bozmayı yine basarmistı ama en azından artık uzulmek yerine yalnizca  çileden çıkıyordum. Telefonu sessizce almak için elime tekrar aldıgimda bir mesaj daha geldi. Şükürler olsun ki ses çıkmadan Aç'a basmıştım. Heyy bir dakika ben... Telefona mesaj gelmemiş telefon çalmış ve ben açmışım mı! Aptallığımla bin yasayayım. Basımı sıranın altına indirip çoktan açmış olduğum telefondaki çirkin sese cevap verdim:

bir yobaz olarak...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin