Sınavdan sonra üzerimden kalkan yükü Bay S. 'nin suratına fırlatasım vardı. Arıyordu açmıyordum. İnsan bir mesaj atar ne söyleyecekse orda da söyleyebilirdi. Düşüncesiz odun! O kadının annesi olmasına şaşırmamak lazımdı aslında. Mükemmel uyum.
Sümeyyeyle buluşacaktık. Sesi telefonda pek iyi gelmiyordu. Anlaştığımız gibi önceden gitmis bekliyordum. Geç de olsa geldi. Gözleri kızarmıştı. Ellerimi boynuna doladım bu sefer iç çekmeğe başlamıştı. Ağlıyordu.
Sınavı kötü geçmisti ve teselliye ihtiyacı vardı. Hayatını basit bir sınava bu kadar bağlamak olmazdı işte. Hem neye çok bağlanırsan o imtihanın olurdu. Hayatının amacını çizgisini baştan belirlemeyince böyle üzülüyordu işte insan..
"Canıım yapma ama böyle geçti gitti işte ne diye bu kadar yıpratıyorsun kendini?"
-Zeynep hayatımın sınavıydı. Hayatımızın sınavıydı farkında mısın?
"Hayır değildi. Sadece bi sınavdı. Olmadı seneye girersin hem."
-Of Zeynep Off. Olmadı iste yapamadm. Herkes kazanacak ben bi sene daha.. düşünebiliyor musun?
"Canım benim ya. Hem off ne ya aff diyeceksin aff"
Gülümsetebilmistim sonunda.
"Sümeyye bizim asıl sınavımız her anımız. Hayatımızın tümü.. Yani bu sınav bir vasıta bizim için, daha güzel şeyler yapabilmek için. Hem sen simdi üzülüyorsun ama belki de senin bilmedigin bir güzellik gizledi Allah .. kazanamaman şer değil hayırdır belki.. Biz bilemeyiz Allah bilir degil mi? "
-Canımsın ya iyi ki varsın.
Tatlıya bağlanmış gibiydi durum şimdilik. Gökçenin sınavı iyi geçmişti. Yani iyi gibi demisti. Ben emin değildim. Güzel de diyemiyordum hele sınavı kötü gecenleri gördükçe benim de umudum azalıyordu. Sonuçlar 1-2 haftaya açıklanır demislerdi. Sanki nefesler tutulmuş da tüm dünya sonuçları bekliyordu. En azından benim dünyam diyelim. O hafta geçmek bilmedi. Bir dahaki salı günü annemin yanındayken açıklandığını duyduk. Orda bakmak istemedim. Annemi bırakıp eve gitmek için otobüse bindigimde çaldı telefonum arayan Gökçeydi. Tam tahmin ettigi gibi güzel bir puan almıştı. Tüm hücreleriyle mutluydu. Tabiiki ben de onun için sevinmiştim. Benim sonuca da bakabileceğini söylese de istemedim. Kendim görmeliydim ilk. Sümeyye'den ses yoktu. Aklıma takılan sadece Sümeyye değildi aslında. Neyse...
Eve vardığımda interneti açtım sayfa sanki gıcıklık olsun diye ağır ağır açılıyordu.
Dınınınıııımm
İyi bir puan. Çok iyi olmasa da idare edebilirdim. En azından LYS ile onarılırsa pdr imkansız degildi. Aslında pdr isteyip istemedigimi de bilmiyordum. Kafa karışıklığıyla bir seçim yapmak çok saçmaydı. Araştırmak icin biraz gec kaldigimi kabul ediyorum ama yine de arastirmaya karar verdim. Ama simdi asıl önemli olan ilahiyat isteyen sümeyyenin puanının ona yetip yetmeyeceğiydi. Telefonda kısa bir konusma yaptık. Duruma hazırlıklı olmasının verdigi rahatlkla puanını soyledi nasip ya hayırlısı tabi gibi sözcüklerle kapattık telefonu. Tam o anda bilmediğim bir numara tarafından telefonum çaldırılıyordu. Acmak istemiyordum çünkü meraklı akrabalardan biri olabilirdi mazallah. Fazla ısrara dayanamayan bir yapım vardı ve bu huyumdan nefret de etsem o telefonu açtım.
-selam naber canım?
Heyy bu sess?!?!?!!
"Efendim Koral?"
-Naptın nettin
"Napıyım ya hiç. iste sen benim num.."
-puanını söyle