Sınavdan çıkmıştım. Çıkmış mıydım? Çıkmıştım çıkmıştım . sınıftan çıkınca derin bir nefes aldım. Galiba özgürlük tam olarak buydu. İyi yada kötü geçti. Ne farkeder. Geçti mi geçti! Ohh! Büyüttüğüm kadar değildi. Yani aslnda hicbir seyi takmayacaksın bu hayatta. Aman neyse canım. Sınava fen edebiyat fakultesinde girmistim. Kazanamasam da Üniversite görmedim demem hic olmazsa. İcimdeki polyannayı ne ara yuttum, yutarken niye farketmedim bilmiyorum ama; Sindirilme zamanının gelmesini istemiyorsan kes sesini Polyanna!
Etrafta annemi arıyordum. Ona benzeyen birini bulsam bile boynuna atlayacak moddaydım. Rahatlamak bunu gerektirirdi. Annem yoktu yahu! O sırada gözüme tanıdık bir sima ilişti. Hayir boynuna atlayamayacağım bir sima. Yani benden ne istiyordu bilmiyorum ama "Bu tiple sınava gireceğine hiç girmesinler daha iyi! Böylelerini almayacaksın üniversiteye. Toplumu gerici yapar bunlar! "
Biliyorum kim olduğunu merak ediyorsunuz. Zaten benim de sorasım geldi Pardon da Sen kim oluyosun teyzeee!! Tabi soramadım. dilimi iyice çiğneyip susturdum. Kızıl saçlı bana kırmızı arabasıyla çarpıp sonra da ben suçluymuşum gibi davranan bakımlı ve güzel hanım lütfen ama karşıma çıkmaktan vazgeçin.umarım bir daha karşılaşmayız! O sırada annemi görmemle moralimi bozmaktan vazgeçip sıkıca sarıldım. Canım ya bi kutu çikolata almış o yuzden yokmuuuuş! demek isterdim ama öyle sıkılmış etrafı dolaşıyormuş. Öyle yani. Zaten yeterince sivilcelendin sen sus bakalım demeniz gerekiyordu tam burda bana ama nasip kısmet işte.
Annemle eve gectik Ananem bir kutu kurabiyeyle geldi. Tamam işte sütle ne güzel giderdi. kendime süt doldururken yoğun istek üzerine bir yandan da çay koyuyordum. Ta ki aylardır yüzünü görmedigim çalışkan oglu olan dedikoducu akraba teyze hanım arayana dek. İste tam o noktada kopmuştum. Annem telefonla konusurken ben çarpılmışım gibi hareketler yaparak anneme detaya inmemesini, telefonu otobandan önceki son çıkışta kapatmasını anlatmaya çalışıyordum. Ananemin bana 'Yazık zavallı. Sınavdan çıktı ondandır' bakışıyla kendime gelip kurabiyemi süte batırdım. Yapacak birsey yoksa en iyi şey hicbir sey yapmamaktır. Mesela ben bi kere.. Neyse sonra anlatırım. Annem telefonu kapatmış sırıtırkene açıkçası "bön bön" bakıyordum. Annemin sırıtmasının altında neyin yattığı konusunda hicbir fikrim olmamasından kaynaklanıyordu kanımca.
"Gül teyzendi canım beni teselli ediyor"
-Ne tesellisiymiş bu Allah Allah ya
"Şimdi sınavdan çıktı ya senin kız çok takma kötü gecmesini diyor."
-Kötü geçmediki annee. Valla bak ya iyi geçti aslında
"Zeynepcim yeğeni varmış da bir tane avukat çıkacakmış bu sene. Kız kısmına ne gerek okul Az bekleyin diyor."
Ananemle annemin gülme krizine girmesiyle benim şoka girmem aynı saliselere tekabül ediyordu. Kulaklarım yanıyordu. Telefona yumruk atmamak için kendimi tutuyordum. Ben uslu bir kızdım.
-Ben daha çocuğum çocuk! Ne diyor o kadın ya! Kıskanç iste baktı oglu kazanamayacak bana taktı kesin!
Gün içersinde bunun şokunu atlatmam pek de kısa sürmedi. Zira annemler hala "Hayırlısı" demekle meşgullerdi.