Soğuk Rüzgarlar

12.3K 764 158
                                    

°°°° Bay S. °°°°

Hayatımda çok şeyi değiştirmiştim. Yeni kararlar almıştım kısa zamanda. Hatta başka biriydim belki. Bir anda olmuş gibi duruyordu herşey. Birkaç haftada. Aslında birkaç hafta değil bir ömrüm arayışla geçmişti. Neyi aradığımı bilmeden...
Simdi içime dolan şeyin yerini önceden neyin kapladığını düşünmek bile istemiyordum. Allah'a iman kaplamıştı tüm hücrelerimi. Bana bile yer bırakmayacakmışcasına benliğim olmuştu.
Zeyneple tanışmak, minik anahtarlar almak ışık oldu karanlık dünyama. Çünkü ne kadar karanlıkta oldugunuzu ancak ışıklar yandıktan sonra anlayabilirdiniz. Bu minik anahtarlarla araladım o kapıyı. Önünde duranın asla geri çevrilmeyecegi pişman olanın üzerine bir de ödüllendirildigi ulu kapıyı...
Teşekkür ederim yüce yaratıcı!
Ellerimi yüzüme sürüp önümdeki namaz kıldığım örtüyü topladım. Hala aklım almıyordu. Tüm kainatın sahibi beni huzuruna davet ediyordu öyle mi? Hem de hergün defalarca!! Teşekkür az kalırdı. Çok az.

Zeynep'de beni neyin çektiğini bilmiyordum, Neyin farklı geldiğini.. Bunun sebebini merak etmem, kalbimdeki hareketlenmelerdi beni birşeyler yapmaya zorlayan. Ne yapacağımı bilmiyordum ama ona yakın olmak istiyordum. Yaklaşması zordu. Yanıbaşında ama fersah fersah uzaktı biliyordum. Onu farklı kılan şeyi farkettigimde ise iste o zaman yaşadığımı anlayabilmistim. Bunca yılım, hayatım anlam bulmuştu. Zeynep bu fitili ateşlenmiş ardından tanıştığım cami imamı ise beni bu hakikate tutuşturmustu. Hiçbirşey bu kadar gerçek olamazdı. Yaratıcıyı tanıdıkça sorularım artıyor, önceleri üzerinde durmadığım meseleler kafamı karıştırıyordu. Neden yaratıldığım, neden birşeyler yapmak zorunda oluşum, bunca yıl İslamın kadını ezdigiyle alakalı zırvalıklar, cihad deyip üst-ellerin oyuncağı olanların yansıttığı din, geri kalmışlıkla suçlanan inançlılar... Tüm hepsi oturuyordu şimdi yerine. Bilmeyen insan kendine gösterilene inanırdı iste. Bir de sorumluluklar ağır geliyorsa dört elle de sarılırdı. Anlayabiliyordum. Zamanında üzerinde durmanın beni yorduğu şeyler simdi düşündürüyor ve elime karanlık yıllar bırakıp gidiyordu. Olsun düşünecektim. Çünkü ancak bu şekilde Allah'ın büyüklüğünü ve benim ne kadar hatalı olduğumu unutmazdım.
Çok kitap okuyarak eksiklerimi giderecektim. Kararlıydım.

Ve Zeynep...Zeynep benim hayatımın dönüm noktasıydı. Nasıl olur da ona karşı olan duygularımı daha fazla bastırabilirdim. Bana hissetmeyi öğretmişti. Ne türlü yaklasmam gerektigini bilmiyordum. Acemiydim ben. Bu kız meselelerinde yani. Neyse işte. Karar vermek kolay değildi. Biliyordum karşımıza bir sürü engel çıkacaktı. Çıksındı da. Biz evelallah hepsinin üstesinden gelirdik. Tabi burda Zeynep'in bana karşı ne hissettiği de devreye giriyordu ve ne kadar gönlüm karşılıksız olamdığını söylese de sevgimin, biliyordum ki bundan asla emin olamayacaktım. Tek bir yolu vardı o da Zeynep'in benimle bu yolda yürüyüp yürümeyecegini öğrenmek. Çünkü artık az çok öğrenmiştim Müslüman helalinden başkasına gönlünü tamamıyla aşikar kılamazdı. 'Ciddi bir niyetin varsa görüşürsün,öyle gezip tozmakla güzel sözler sarfetmekle olmaz bu işler,helalinden başlasın ki hersey temizce devam etsin.' demişti bizim imam. Haklıydı da. Ben de karar verdim. Madem ortada gönül vardı, Allah'ı anmakla huzur bulan iki kalp birleşmişti, beklemenin alemi yoktu.
Boyumdan büyük bir işe mi kalkışmıştım? Belki. Ama Rabbim daha büyüktü ve ben onun rızası için uğraşıyordum elbette yardım ederdi.
..
Annesi ilk başlarda pek gönüllü olmasa da anladığım kadarıyla sonraları beni daha iyi tanımış ve niyetimin iyi olduğunu az çok anlamıştı. Yalnız hesaba katılmayan şey Zeynep'in evlenmeyi annesine kim olduğunu soracak kadar bile düşünmemesiydi. Sonrası ise tam bir rüya...
Ayağıma basması, Evet demesi.. Her an aklıma öylesine kazınmıştı ki annemle kavgalı olduğumuz şu günlerde ancak o anları beynimin içinde döndürüp durarak huzur buluyordum. Başta da biliyordum annemin güle oynaya kabul etmeyeceğini ama bu kadar olay çıkarması tahmin edebileceğim bir durum değildi. Zeynep'e evlenme teklif etmeden önce annemle de konustum. Kızdı köpürdü ve masadan kalkıp gitti. Sonra alışacagini düşünsem de herşey daha berbat bir hal almaya başlamıştı. Babamın sükûneti ise destekledigini hissettiriyordu. Normal bir aile olamamıştık hicbir zaman. Şimdi de bu iyice barizdi.

bir yobaz olarak...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin